11. Hukuk Dairesi 2016/1005 E. , 2017/3619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04.11.2015 tarih ve 2014/507-2015/330 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... ibareli 1-45. sınıf ürün ve hizmetleri içeren tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin 16.10.2012 tarihinde müvekkilinin "..." ibareli tescilli markalarına iltibas ve tecavüz oluşturan, ayrıca onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacak, itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte, 6, 7 ve 8. sınıf ürünleri içeren 2012/87339 sayılı "..." ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, kötüniyetli başvurunun ilânı üzerine müvekkilinin iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı olarak başvurunun reddi için itirazlarının nihaî olarak YİDK tarafından 2014/M-12569 sayılı kararla işaret ve markaların karıştırılmayacağı ve ilişkilendirilmeyeceği gerekçesiyle reddedildiğini ileri sürerek, kurum kararının iptalini ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının markalarının asıl ve ayırt edici unsuru "..." ibaresinin somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, uzun süreli kullanıldığı, "..." ve ... ibareleri arasında görsel, biçimsel ve sescil benzerlik bulunduğu, başvurunun davacının markalarının serisi içerisine girmiş bulunduğu, başvuru kapsamında yer alan 6, 7 ve 8. sınıf ürünlerin genel olarak davacı markalarının kapsamında aynen yer aldığı, ürünlerin aynı tür olduğu, ortalama düzeydeki alıcıların bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığı, davalının "schalter" işaretini taşıyan 6, 7 ve 8.sınıf ürünleri satın alma yönünden tercihte bulunabilecekleri, bir kısım alıcıların da idarî ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde algılamada bulunacakları, tüketiciler nazarında imaj transferi sonucunu doğuracağı, davalı kurum kararının hukuka uygun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, ... YİDK kararının iptaline, davalı şirket markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı şirketin marka başvurusuna yapılan itirazın reddine dair ... YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 2012/87339 numaralı davalı şirket markasının ‘‘...’’, 2011/59455 no.lu davacı markasının ise ‘‘...’’ ibaresinden oluştuğu, markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak farklılık arz ettiği, taraf markaları arasında bütünsel olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalı markasında yer alan ‘‘...’’ ve ‘‘...’’ harflerinin davacı markasında da yer aldığından tüketici nezdinde bu ibarelere yoğunlaşılarak markaların ayırt edilemeyeceğine dair bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesisinin isabetli olmadığı; 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında bir iltibastan söz edilebilmesi için, tescilli veya önceden tescil başvurusunda bulunulmuş bir markanın aynısının veya benzerinin aynı ya da benzer emtialar için tescil ettirilmek istenmesi veya markanın halk tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunması gerekmekte olup, taraf markalarının birbirlerinden farklı olması karşısında karıştırılma ihtimalinden bahsedilmesi olanaklı bulunmadığından mahkemece, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesine göre tüketicinin karıştırmasına yol açabilecek ölçüde benzerlikten söz edilemeyeceği nazara alınarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalılardan ..."ye iadesine, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.