Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/19888 Esas 2015/9452 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19888
Karar No: 2015/9452
Karar Tarihi: 25.06.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/19888 Esas 2015/9452 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı şirket ile müvekkili arasında akaryakıt işletme sözleşmesi imzalandı. Sözleşmede 5 yıllık süre öngörüldü, ancak davalı şirket haksız olarak sözleşmeyi süresinden önce feshetti. Davacı avukatı, müvekkilinin kar yoksunluğu yaşadığını ve davalının cezai şart ödemesi gerektiğini belirterek tazminat davası açtı. Davalı vekili ise sözleşmenin bir yıllık süreler içerdiğini ve müvekkil şirketin borçlu olduğunu savundu. Mahkeme, davacının davalıya gerekçe bildirmeden yakıt vermeyi kestiği ancak bilirkişi raporunda davalının davacıdan alacaklı olduğu sonucuna ulaştı. Bayilik sözleşmesi iki taraf borç yükleyen bir sözleşme olduğundan davalının haklı feshi karşısında davacının cezai şart ile yoksun kalınan kârı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildi. Ancak, davacının mal vermesi için davalının peşin ödeme yapması ve davacı satıcıyı mal vermeme yönünde temerrüde düşürmesi gerektiği kanıtlanamadığından tek yanlı fesih haksız kabul edildi ve hükmün davacı yararına bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri olarak, 3094 sayılı Yasa'nın 4/a bendi uyarınca faiz hesaplanması gerektiği vurgulandı.
19. Hukuk Dairesi         2014/19888 E.  ,  2015/9452 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 04.01.2007 tarihinde akaryakıt işletme sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede 5 yıllık süre öngörüldüğünü, ancak davalının haksız olarak süresinden önce 20.04.2010 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, davalının haksız feshi nedeni ile müvekkili şirketin kar yoksunluğunun oluştuğunu, ayrıca haksız fesih nedeni ile davalı şirketin cezai şart ödemesi gerektiğini belirterek, şimdilik 20.000,00 TL yoksun kalınan karın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile, 50.000,00 USD cezai şart bedelinin ise dava tarihinden itibaren 3094 sayılı yasanın 4/a bendi uyarınca uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasında akaryakıt işletme sözleşmesi bulunduğunun doğru olduğunu, ancak sözleşmenin birer yıllık süreler içerdiğini, bir yıl dolmadan bir ay önce haber vermek sureti ile sözleşmeyi fesih imkanı bulunduğunu, müvekkili şirketin davacıdan alacaklı olduğunu, feshin de haklı olduğunu, müvekkili şirketin LPG satışına başladığı tarihte davacının mal vermeyi kestiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, incelenen dosya kapsamına göre davacının bayisi olan davalıya gerekçe bildirmeden yakıt vermeyi kestiği, davacı vekilinin yargılamada ödeme yapılmadığından yakıt verilmediğini iddia ettiği, ancak bilirkişi raporunda yapılan tespitlere göre davalının davacıdan alacaklı bulunduğu, bu nedenle bu iddiaya itibar edilmediği, bayilik sözleşmesinin iki taraf borç yükleyen bir sözleşme olduğu, davacının edimini yerine getirmemesi nedeni ile davalının sözleşmeyi feshinin haklı olduğu, davalının haklı feshi karşısında davacının cezai şart ile yoksun kalınan kârı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, davalı tarafın akdi haksız nedenle feshetmesinden dolayı uğranılan kar kaybı ve sözleşmeden doğan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
    Taraflar arasındaki sözleşmede, davacının bayisi olan davalıya vadeli ya da peşin satış konusunda tercih hakkı bulunmaktadır. Davalı tarafından gönderilen 13.04.2010 tarihli ihtarname içeriğinden davacı şirkete borçlu olduğu ve davacı şirketin de bu alacağı nedeniyle seçimlik hakkını kullanarak davalıya peşin ödeme halinde mal vereceğini bildirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının mal vermesi için davalının peşin ödeme yapması ve davacı satıcıyı mal vermeme yönünde temerrüde düşürmesi gereklidir. Somut olayda, davacının bu yönde temerrüde düşürüldüğü kanıtlanamamıştır. Bu nedenle, davalının tek yanlı olarak akdi feshetmesi haksız olup, davacının dava konusu yaptığı talepleri irdelenerek bir karar verilmek gerekirken, delil takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.


    .../...


    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.