Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4586
Karar No: 2017/7457
Karar Tarihi: 11.10.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/4586 Esas 2017/7457 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/4586 E.  ,  2017/7457 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.10.2006 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ... (kanun gereği ... İl Özel İdaresi olmuştur), ... Köyü sınırları içerisinde bulunan ... ..., ... ..., ... ... pınarlarından kadimden beri ... Belediyesinin su ihtiyacının karşılandığını, bu pınarlardan elde edilen suyun içme suyu ve kullanma suyu olarak tahsis edildiğini, hatta ... Belediyesi"nin ihtiyacının ... pınarlarından karşılandığına dair padişah fermanının bulunduğunu, ... Belediyesi"nin kadimden beri ... kaynaklarından su ihtiyacının giderildiği ve bu hakkının kadim hak olduğunun ... Köyü tarafından açılan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2003/361 Esas ve Konya 2. İdare Mahkemesinin 2003/855 Esas sayılı dosyalardan açıkça anlaşıldığını, kullanıma rıza gösterildiğini, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/155 D.iş. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/125 D.iş. Esas sayılı dosyalarında yapılan tespitlerde de su debisinin düşük olduğu, ... ... ve ... ... pınarlarından ...ye yüksek miktarda su kanalize edilip suyun depolandığı, ... idari sınırları içerisinde ..., Biyi, ... ..., ... piknik alanı içerisindeki pınarların köy içi mevkiinde bulunan pınarların, çukur mevkiindeki pınarlar gibi bir çok pınarın olduğu, bu pınarların boşa aktığının tespit edildiğini, ... Belediyesi sınırları içerisindeki nüfusun giderek arttığını, ... Köy Tüzel Kişiliğinin ... ... ve ... ... pınarlarına müdahalesinin ve muarazanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir
    Davalı, ... ..., ... ... ve ... ... pınarlarının asırlardan beri ... Köyü hudutları içerisinde bulunduğunu, bu pınarlardan çıkan suların eskiden beri ... Köyü hudutları içerisinde halkın sebze, meyve ve içme ihtiyaçlarını karşıladığını ve halen suların debilerinin ciddi şekilde bölgedeki suların çekilmesi ve azalması nedeni ile köy halkının sulama ve içme suyu ihtiyaçlarını tam olarak karşılamadığını, bu sulardan faydalanma konusunda davacı ... Belediyesinin hiçbir zaman kadim hakkı olmadığını, söz konusu pınarların ... Köyünün sulama ve içme suyunu karşıladığını, ancak sulama mevsimi olan aylarda köy halkının gece sulama zahmetine girmemesi nedeniyle suların bir kısmının taşmak sureti ile kontrolden çıkarak ... Belediyesi hudutlarına doğru istisnai olarak aktığını, ... Köyünün kısmen su ihtiyacını karşılayabilmek için ... ... Pınarından köy içindeki evlere su getirmek üzere çalışmalar yapıldığını, ... Valilliği"nin katkıları ile kısmen içme suyu ihtiyacını karşıladıklarını, halen ihtiyacın devam ettiğini, ... 1. Asliye Hukuk mahkemesi"nin 2003/361 Esas ve Konya İdare Mahkemesi"nin 2003/855 Esas sayılı dosyalarında mevcut raporlarda ... Köyünün hakkı olduğunun vurgulandığını, ... kasabasının bu dosyalarda müdahil olduğunu; ancak, onun lehine bir hükmün bulunmadığını, 30-40 sene öncesinde ... Kaynak sularının mevcudundan 2-3 misli fazla aktığını, o günlerde suların ihtiyacı rahatlıkla karşıladığını; hali hazırda suların ihtiyacın yarısını dahi karşılayamadığını, açılan davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, ... Köyü tescil harici alan içerisinde bulunan fen bilirkişisinin 24/09/2014 tarihli raporunda 13 numara ile gösterilen ... ... Suyunun oluşturulacak kaptaj ile ... Köyü içme suyu ihtiyacını karşılamak üzere 1/4"ünün ayrılarak bu kısma davalının yapmış olduğu müdahalenin menine, ... ... pınarına Müdahalenin Men"ine ilişkin istemin ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
    Kural olarak, genel sulardan herkes, kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Somut olayda, yapılan keşif sonucu dava konusu kaynak sularının genel su olduğu, ... 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/418 Esas, 773 Karar sayılı ve Konya İdare Mahkemesi"nin 2003/855 Esas, 2004/968 Karar sayılı dosyalarında dava konusu sudan davacı ve davalı köyün birlikte yararlandıkları anlaşılmaktadır.
    Türk Medeni Kanununun 718. maddesi gereğince; Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer.
    Bu madde hükmüne paralel olarak düzenlenen Türk Medeni Kanununun 756. maddesi gereğince de; "Kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup bunların mülkiyeti ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabilir. Başkasının arazisinde bulunan kaynaklar üzerindeki hak, bir irtifak hakkı olarak tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz. Arazi maliklerinin yer altı sularından yararlanma biçimi ve ölçüsüne ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır."
    Gerek Türk Medeni Kanununun 718. maddesi gerekse 756/2. maddesinde sözü edilen kaynaklar, yeraltı sularından farklıdır.
    Kaynak, kökeni yeraltı suyu olan tabi ve sürekli olarak yeryüzüne çıkan özel mülkiyete girecek nitelikte özel bir su olup, suni bir şekilde veya ara sıra yeryüzüne çıkan su kaynak niteliğini kazanmaz (... Türk Eşya Hukuku, Ankara 1978, s.618). Ayrıca, kaynaktan çıkan suyun yararı kamuya ait bir akarsu oluşturacak kadar bol çıkması halinde kaynak artık özel mülkiyete konu olamaz. Yine, yeraltı suyundan sondaj gibi suni yollarla çıkartılan sulardan yararlanma usulü de 167 sayılı Yeraltı Suları Kanununa tabidir.
    Başka bir ifadeyle kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular da yararlanabilir. Bunun yanında kaynak suyu tapulu olmayan araziden (örneğin mera,orman vb) çıkıyorsa suyun debisine bakılmaksızın genel sudur. Bu sudan ise kadim ve öncelik hakkı ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir.
    Özel su ise tapulu taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu yani özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır.
    Türk Medeni Kanununun 756/2. maddesi gereğince "Başkasının arazisinde bulunan kaynaklar üzerindeki hak bir irtifak hakkı olarak tapu kütüğüne tescil ile kurulur" hükmü doğrultusunda kaynak hakkı ancak tapuda düzenlenecek resmi senetle tapu malikinin rızası ile kurulabilir.
    Yine benzer şekilde Türk Medeni Kanununun 837. maddesi de "Başkasının arazisinde bulunan kaynak üzerinde irtifak hakkı, bu arazinin malikini suyun alınmasına ve akıtılmasına katlanmakla yükümlü kılar. Bu hak, aksi kararlaştırılmadıkça başkasına devredilebilir ve mirasçıya geçer. Kaynak hakkı, bağımsız nitelikte ve en az 30 yıl için kurulmuş ise tapu kütüğüne taşınmaz olarak kaydedilebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
    Madde hükmünde belirtildiği üzere, kaynak irtifakı doğrudan kişiye bağlı olarak kurulabileceği gibi başkalarına devri de kararlaştırılabilir. Bağımsız ve daimi hak olarak tesis edildiğinde tapu kütüğüne ayrı bir sayfaya kaydı da mümkündür. Kaynak hakkının kazanılmasına ilişkin kanunda açık bir hüküm olmamakla birlikte eşyaya bağlı diğer irtifakların kazanılması hükümleri uyarınca Türk Medeni Kanununun 780. maddesinden kıyasen yararlanarak taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasına ilişkin hükümlerin uygulanacağı kabul edilmektedir (m. 704/2). Bu durumda kaynak hakkının, resmi şekilde düzenlenecek sözleşme ile tapu siciline tescil ile kazanılması mümkündür.
    Gerçekten Türk Medeni Kanununun 756/2 ve 837. maddesinde belirtilen kaynak irtifakına konu olabilecek su özel su olup genel su niteliğindeki yeraltı suyu bu düzenlemelerin dışındadır. Nitekim genel sular taşınmaz mülkiyetinin kapsamı içinde kabul edilemez.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; dava konusu suyun genel su olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. genel sulardan herkes, kadim ve öncelik hakları ihlal edilmeksizin faydalı ihtiyacı oranında yararlanma imkanına sahiptir.İçme suyu ihtiyacı ise öncelikli konumdadır.
    Bu durumda mahkemece, suların en az olduğu dönemde mahallinde ziraatçi ve jeoloji mühendisi bilirkişiler hazır bulundurularak yeniden keşif yapılarak davacının suya ihtiyacı olup olmadığı bilimsel verilere uygun olarak tespit ettirilmeli, bu ihtiyacı sondaj, şebeke suyu veya başka kaynaktan karşılayıp karşılamadıkları araştırılmalı, DSİ tarafından bölgede gölet ve sulama tesisi yapıldığından bu alanda dava konusu kaynakların son durumu ve tarafların ne şekilde faydalanacakları ve varsa tarafların tüm su kaynakları hakkında bilgi belgeler ile görüşleri sorulmalı, davacının sondaj ve kaynaklarının insan, hayvan ve sulama ihtiyacı sıralamasına göre ihtiyacı tespit edilmelidir. İçme suyu ihtiyacının sulama suyu ihtiyacına nazaran öncelikli olduğu ve davalı köyün kadim öncelik hakkı bulunduğu da gözetilerek herkesin ihtiyaçları oranında yararlanabileceği bir su rejimi kurulması yoluna gidilmelidir. Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde yatırılan temyiz harcını yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi