21. Hukuk Dairesi 2015/8457 E. , 2015/10779 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
Dava, davacının 2.1.1983-11.4.2008 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen çalışmalarının tespiti ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece,bozma ilamına uyulup, hizmet tespiti davasının kısmen kabulü ile davacının 2.1.1983-1.4.2008 tarihleri arasında askerde bulunduğu 1.1.1995-30.6.1996 tarihleri arasındaki süre haricinde kesintisiz çalıştığının tespiti ile,işçilik alacakları yönünden verilen önceki karar temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı tarafından düzenlenen 25.9.2004 tarihli işe giriş bildirgesinin Kuruma verildiği, davacının 25.9.2004-31.3.2008 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen çalışmalarının Kurum kayıtlarında gözüktüğü, nizalı dönemde davacının 1999/1,2 dönemlerinde 180 gün "...." sicil numaralı .... işyerinden bildirim yapıldığı, işyerinin davalının oğluna ait olduğu , bozma sonrası dinlenen bordro tanıklarından .... davacının nizalı dönemde bir ara İstanbul"a gittiğini ancak davalının oğlunun yanında çalışıp çalışmadığını bilmediğini, ara ara sinemanın kapanması haricinde işten ayrıldığı 2004 yılına kadar davacı ile birlikte çalıştığını, davacının da kendisinin işten ayrılmasından kısa bir süre sonra ayrıldığını belirttiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır." hükmünü içermektedir. Madde hükmünden yazılı hak düşürücü sürenin, yönetmelikte belirtilen belgeleri işveren tarafından Kuruma verilmeyen sigortalıları kapsamakta olduğu, işe giriş bildirgesi verilmiş sigortalılar yönünden hak düşürücü sürenin işlemeyeceği anlaşılmaktadır. Yargıtay HGK"nun 03.03.2004 tarih 2004/21-139 Esas-117 Karar ve 05.02.2003 tarih 2003/10-7 Esas-53 Karar sayılı ilamları da bu yönlere işaret etmektedir.
İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu ve diğerleri şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Kesintili çalışmanın varlığı halinde ise, kesintinin öncesi ve sonrasında oluşacak her çalışma devresi için dava koşullarının varlığı yukarıda belirtilen olgular dikkate alınarak belirlenecektir.
Ancak, davacı çalışmasının kesintisiz olarak devam ettiğini iddia ettiğinden çalışmanın kesintisiz olduğu kanıtlanırsa, hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceğinden işin esasına girip tüm delilleri değerlendirerek bir sonuca ulaşmak gerekmektedir.
Somut olayda, davacı adına 1999 yılında davalı işyeri dışında başka bir işyerinden bildirim yapıldığı anlaşılmakla davacının çalışmaları 1999 yılında kesintiye uğramış olup, her çalışma devresi için hak düşürücü sürenin değerlendirilmesi gerekecektir. Davacı davasını 14.4.2008 tarihinde açmıştır. O halde davacının 1999 yılından önceki çalışmaları bakımından hak düşürücü süre geçmiştir. Mahkemece 1999/2 dönem öncesine ait çalışmalarını da kabul edecek şekilde hükümde yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Kabule göre de; davacı 10.4.1995-16.10.1996 tarihleri arasında askerde olduğu sabit olup, askerde olduğu sürelerin bir kısmını da kapsar şekilde hizmet tespitine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının 1999/2 döneminden önceki çalışmalarının hak düşürücü süreye uğradığından reddine karar vermek, sonraki dönem yönünden ise şimdiki gibi davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.