11. Hukuk Dairesi 2016/1200 E. , 2017/3612 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/10/2015 tarih ve 2014/759-2015/507 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı - karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21.242 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı - karşı davalı vekili, müvekkilinin %32,5 pay oranında ortak bulunduğu dava dışı ... Ltd. Şti."nde müdürlük ve tasfiye memuru sıfatı ile yönetiminde görev aldığını, şirketin 2011 yılı Ekim ayında başlayan tasfiye sürecinin 18.01.2013 tarihinde tamamlandığını, tüm vergi ve SGK prim borçlarını 31.05.2011 – 31.03.2014 tarihleri arasında 18 eşit taksitte ödeyerek kapattığını, davalı ortağın hissesine tekabül eden ödemenin tahsili konusunda şirket tarafından davalıya kaşı ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"ne açılan 2012/300 E. davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddolunduğunu ileri sürerek davalının hissesi oranına tekabül eden 19.732,12 TL bedelin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı - karşı davacı vekili; şirketin borca batmasında, alacaklarının tahsil edilememesinde kusuru bulunan yönetim kurulunun kendi kusuru ile sebep olduğu zararı diğer ortaklardan talep edemeyeceğini, şirkete borcu bulunmayan davalı müvekkilinin şirketten alacaklı olduğunu, şirketin alacaklarının kusurlu olarak yönetim kurulu üyesi-tasfiye memuru davacı tarafından tahsil edilmediğini, davacının kusurunun bulunduğunu, bunu müvekkiline rücu edemeyeceğini, şirketin servis için kullandığı taşınmazı ve içindeki malzemeleri başka bir şirkete verdiğini, bunun karşılığında 1.500,000,00 TL para alındığını, borçların bu paralardan ödenmesi gerektiğini savunarak davanın reddine, karşı dava olarak müvekkilinin şirkete koyduğu sermaye karşılığı 10.000,00 TL, kâr payı karşılığı 10.000,00 TL, şirketin tahsil ettiği alacaklar ve şirkete ait servis içindeki demirbaşların satışından kaynaklanan alacaklar nedeni ile 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL alacağın 07.09.2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı - karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava, şirketin kurum borçlarının ortaklardan payları oranına göre istemi ile sermaye ve kâr payı istemine ilişkin olduğu, dava dışı şirket kayıtlarında yapılan bilirkişi incelenmesinde şirketin 2010 yılı faaliyetinin zararla sonuçlandığının anlaşıldığı, şirketin 2011 ve 2012 yılında faaliyette bulunmadığı, 2012-2013 yıllarında şirketin 117.715,60 TL borca batık olduğu, işyerinin devri nedeniyle hava parası alındığına ilişkin hiç bir verinin bulunmadığı, dava dışı şirketin toplam 60.714,23 TL kamu borcunu davacının ödediği, davalının payı oranında sorumluluğuna 19.732,12 TL tekabül ettiği, dava tarihinden önce davacı tarafından herhangi bir bildirim yapılmadığından dava tarihi itibarıyla temerrüdün gerçekleştiği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 19.732,12 TL şirket kurum borcunun dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı - karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine, davalı - karşı davacı tarafından açılan karşı davada TTK."nun 543. md. uyarınca tasfiye halinde bulunan şirketin borçları ve pay bedelleri ödendikten sonra kalan mal varlığı sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça pay sahipleri arasında ödedikleri sermaye ve imtiyaz hakları oranında dağıtıldığı, davacının pay bedeli ve kar payı ödeme yükümlüğü ortaklık tüzel kişiliğine ait olduğu, ortaklık tasfiye memuru olan karşı davalıya sorumluluğun düşmediği, bu nedenle karşı davacının sermaye payı ve kar payının tahsiline ilişkin talepleri pasif husumet yokluğu nedeniyle haklı bulunmadığı, ayrıca ortaklık mal ve alacakları ortaklara değil şirket ortaklığına ait olduğundan şirkete ait alacakları şirket kasasına girmediği hususunu ileri sürme hakkının şirket ortaklığına ait olduğu, şirkete ait servis ve içindeki demirbaş ve malzemelerin birlikte devri nedeniyle payına düşen alacak bedelinin tahsili istemine yönelik davalı- karşı davacının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 19.732,12 TL şirket kurum borcunun dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı - karşı davacıdan alınarak davacı - karşı davalıya verilmesine, karşı davanın aktif ve pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı -karşı davacı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve karşı davada davacı davalıdan dolaylı olarak uğradığı zararı talep etmiş ise de bu zararın ancak şirkete verilmesi talep edilebilecek olup, davacı ise bu zararın kendisine verilmesini istediğinden açıklanan gerekçe itibariyle karşı davada verilen ret kararının sonucu itibariyle doğru olmasına göre, asıl ve karşı dava yönünden davalı - karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı - karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.014,63 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.