
Esas No: 2015/8231
Karar No: 2017/7445
Karar Tarihi: 11.10.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/8231 Esas 2017/7445 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, mera olarak sınırlandırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı mirasçıları tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., öncesi mera olan dava konusu taşınmazın 2981 sayılı Kanunun 10/c maddesine dayanılarak davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mera olarak özel siciline yazılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, çekişme konusu taşınmazın uygulamada İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı Kanunun 10/c maddesine dayanılarak bir kadastro işlemi sonucu tescil edildiği anlaşılmaktadır.
11.01.2011 tarihinde kabul edilen 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 21.06.1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununa 36. maddeden sonra gelmek üzere eklenen "Kamu tarafından açılan davalarda yargılama giderleri" başlıklı 36/A maddesinde; "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehdarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz" hükmü yer almaktadır.
Aynı kanunun 17. maddesi hükmü ile 3402 sayılı Kanuna eklenen geçici 11. madde ile de; "Bu kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır" hükmü getirilmiştir.
Mahkemece, anılan kanun hükümleri doğrultusunda davalının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmaması gerekirken, değinilen kanun kuralı gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hüküm sonucunun 3, 4 ve 5. paragrafında yer alan "Alınması gerekli 3603,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına", "Davacı tarafın bu dava sebebiyle yapmış olduğu 472,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine", "Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 6.536,80 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine" sözcüklerinin çıkarılarak yerine ""yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına" sözcüklerinin yazılarak hükmün DÜZELTİLMESİNE, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.