Esas No: 2016/485
Karar No: 2016/439
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/485 Esas 2016/439 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 23. Ceza Dairesi
Nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davalarında yapılan yargılama sonucunda, sanık ..."ın aynı suçtan TCK"nun 158/1-d, 52/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca iki kez 5 yıl hapis ve 60.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve adli para cezasının taksitlendirilmesine, sanıklar ..., ..., ... ve ..."un nitelikli dolandırıcılık suçuna yardımdan TCK"nun 158/1-d, 39, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca ikişer kez 2 yıl 1 ay hapis ve 25.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluğuna ve adli para cezalarının taksitlendirilmesine ilişkin, Silifke Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18.11.2011 gün ve 285-427 sayılı hükümlerin, sanık ... ve sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 23. Ceza Dairesince 05.11.2015 gün ve 3129-6138 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 05.02.2016 gün ve 416433 sayı ile;
"...Sanıklar hakkında TCK’nun 158/1-d maddesi gereğince 2 ila 7 yıl hapis cezasını gerektiren dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken temel hürriyeti bağlayıcı cezanın 5 yıl olarak belirlenmesinin isabetli olup olmadığı hususu itirazımızın özünü oluşturmaktadır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Sanık ..."ın Flamingo isimli siteleri yapan kişi olduğu, sanık ..."nin ise sanık ..."ın yanında çalıştığı ve bütün işlerini yaptığı, sanık ..."ın ekonomik sıkıntılar yaşaması üzerine Flamingo 10 isimli sitede bulunan ve satılmayan pek çok daireyi yanında çalışan ve güvendiği sanık ... adına tapuda kayıt ettirdiği, bu şekilde bu dairelerin olası bir icra takibinde haczedilmelerini engellemeye çalıştığı ve müşteri buldukça peyderpey ... vasıtasıyla bu daireleri satarak elden çıkardığı, aynı sitede bulunan 21 ve 23 nolu daireleri ipotek göstererek Akbank"tan kredi çektiği, bu iki dairenin ipotekli hali ile satılamayacağını anlayan sanıkların konut kredisi kullanmayacak müşteri arayışına girdikleri, satın alacak müşterinin bu durumu fark etmesini önlemek amacıyla öncelikle daireleri yine ..."ın yanında çalışan sanık ..."un üzerine devrettikleri, yurt içinde konut satın alan vatandaşların büyük çoğunlukla banka kredisi kullandığı ve banka görevlilerinin mutlak suretle tapu kütüğünü bizzat inceleyerek üzerinde haciz, ipotek veya başkaca bir takyidat bulunup bulunmadığını araştırdıkları, sanıkların hilelerinin bu şekilde ortaya çıkabileceğini bildiklerinden yabancı müşteri aramaya başladıkları ve bu amaçla emlakçılık yapan sanık ..."ten yardım istedikleri, sanık ..."in yurt dışında yaşayan ve peşin para ile satın alacaklarını bildiren mağdurlar ... ve ..."u bulduğu, Avusturya"da yaşayan katılan ..."ın 21 nolu daireye talip olduğu, söz konusu daireyi görüp beğendiği ve 110.000 Lira peşin paraya almak üzere sanık ... ile anlaştığı, sanık ..."in bu durumu sanık ..."a bildirmesi üzerine ..."ın, ..."ye gerekli satış işlemlerini başlatması talimatını verdiği, katılan mağdurun ipotek durumunu anlamaması ve öğrenmemesi için tapu müdürlüğünde çalışan sanık ..."den yardım istedikleri ve sanık ..."in satış evrakını hazırlayarak özellikle yarım gün mesai bulunan 28 Ekim gününe randevu verdiği, satış günü sanık ..., ... ve ..."in birlikte hareket ederek söz konusu satış işlemini gerçekleştirdikleri, katılan mağdurun hesabından çektiği 110.000 Lirayı ..."ye verdiği, ..."nin de bu parayı masraflar düşüldükten sonra götürüp ..."a teslim ettiği, sanıkların "Mesai bitecek, banka kapanacak" türünde bahanelerle işi aceleye getirerek katılan mağdura alelacele satış evrakını imzalattırdıkları, sanık ..."in taşımaz üzerinde ipotek olduğunu görmesi ve bilmesine rağmen katılan mağduru bu durumdan haberdar etmediği, sanıkların işi aceleye getirmesi nedeniyle katılan mağdurun da evrakı okuyamadan ve sanıklara güvenerek "okudum" şeklinde imzaladığı, mağdurun tapusunu alarak yurt dışına döndüğü ve daha sonra ..."ın çektiği kredi borcunu ödememesi nedeniyle banka tarafından taşınmaza haciz konulması üzerine durumdan haberdar olduğu,
Bu arada satışta bulunan 23 nolu daireyi ise yurt dışında yaşayan katılan mağdur ..."un Silifke"de yaşayan tanık kardeşi ... vasıtasıyla görüp beğendiği, sanık ..."in kredi kullanıp kullanmayacaklarını özellikle öğrendikten sonra pazarlıkla 97.000 Liraya satma konusunda anlaştıkları, katılanın kardeşine gönderdiği vekaletle daireyi satın aldığı, sanıkların aynı yöntemle bu dairenin satışını da Kurban Bayramı arifesi olan ve yarım gün mesai yapılan 05.12.2008 tarihine denk getirerek aynı yöntemle "mesainin bitmesine az bir süre kaldı" gibi bahanelerle işi aceleye getirip tanığın satış akdini okumasını ve durumu öğrenmesini engellemeye çalıştıkları, hatta sanık ..."in ipoteğin yazılı olduğu kısmı beyaz bir kâğıtla kapatıp senedi imzalaması için tanığa uzattığında katılanın okuma isteğine müdahale ederek "okumanıza gerek yok, bunlar zaten formalite işler, zaten siz imzalamayacaksınız vekiliniz imzalayacak" diyerek senedi ve kalemi katılandan alıp tanık Gülperi"ye verdiği, bu sırada sanık ..."un "geç kalıyoruz banka kapanacak" gibi sözlerle ortalığı telaşa verip katılanın ve tanığın taşınmaz üzerindeki ipoteği öğrenmemelerini sağlamaya çalıştığı, neticede tanık ve katılanın belgeyi okumadan sanıklara güvenerek "okudum" diye imzalama durumunda kaldıkları, katılanın parayı sanık ..."a verdiği, Şaban"ın paranın bir kısmını ..."ye işlemin parasını ödemesi için verdiği, bir kısmını ise komisyon olarak ..."e verdiği, katılan ..."un da taşınmazın ipotekli olduğunu ..."ın kredi borcunu ödememesi nedeniyle daha sonra öğrendiği sübut bulmuştur.
Yerel mahkeme sanıkların eylemini nitelikli dolandırıcılık olarak belirlemiş ve hüküm Yüksek Yargıtay tarafından onanmıştır.
Yerel mahkemece, temel cezanın belirlenmesi sırasında alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olarak; "suçun işleniş biçimi, zararın fazlalığı" hususlarının gösterildiği,
Anlaşılmaktadır.
...
Yerel mahkemece temel ceza belirlenirken, "suçun işleniş biçimi zararın fazlalığı" şeklinde kullanılan gerekçe TCK’nun 61. maddesi anlamında kanuni görülmekle birlikte dosya içeriğine uygun olmadığı düşünülmektedir. Zira dosyadaki bilgilerden karar sonrası ipoteğin fek edildiği, mağdurların bir zararlarının söz konusu olmadığı gibi net olarak da zararın tespit edilemediği, bu nedenle sanıklar hakkında hüküm kurulurken makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği, üst sınıra yakın ceza tayin edilmesinin yerinde olmadığı..."görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 23. Ceza Dairesince 25.02.2016 gün ve 4517-1998 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olup, itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçu ile sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçuna yardımdan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 5237 sayılı TCK"nun 158/1-d maddesinde düzenlenen ve iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası gerektiren nitelikli dolandırıcılık suçundan temel cezaların beş yıl hapis ve üçbin gün adli para cezası olarak belirlenmesinin isabetli olup olmadığına ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Silifke Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından düzenlenen 21.10.2008 tarih ve 10190 sayılı resmi senette; Kapızlı köyü, P32A13/A12 pafta, 1820 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki A Blok; 11. kat 23 numaralı, 12. kat 25 numaralı ve 10. kat 21 numaralı bağımsız bölümlerin üzerlerinde Akbank T.A.Ş. lehine 100.000 Liranın ve faizinin teminatı olmak üzere ayrı ayrı ipotekli ve Silifke İcra Müdürlüğünün 17.06.2008 tarih, 2007/2507 esas ve 26.06.2008 tarih, 2008/463 talimat sayılı yazıları ile icrai haciz şerhli olarak sanık ... tarafından sanık ..."a her bir dairenin ayrı ayrı 35.000 Lira bedelle satışının yapıldığı bilgilerine yer verildiği,
Silifke Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından düzenlenen 28.10.2008 tarih ve 10573 sayılı resmi senette; Kapızlı köyü, P32A13/A12 pafta, 1820 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki A Blok; 10. kat 21 numaralı bağımsız bölüm üzerinde Akbank T.A.Ş. lehine 100.000 Liranın ve faizinin teminatı olmak üzere ipotekli ve Silifke İcra Müdürlüğünün 26.06.2008 tarih ve 2008/463 talimat sayılı yazısıyla icrai haciz şerhli olarak sanık ... tarafından katılan ..."a 35.000 Lira bedelle satışının yapıldığı bilgilerine yer verildiği,
Silifke Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından düzenlenen 05.12.2008 tarih ve 12032 sayılı resmi senette; Kapızlı köyü, P32A13/A12 pafta, 1820 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki A Blok; 11. kat 23 numaralı bağımsız bölümün üzerinde Akbank T.A.Ş. lehine 100.000 Liranın ve faizinin teminatı olmak üzere ipotekli ve Silifke İcra Müdürlüğünün 26.06.2008 tarih ve 2008/463 talimat sayılı yazısıyla icrai haciz şerhli olarak sanık ... tarafından katılan ... adına vekaleten ..."a 35.000 Lira bedelle satışının yapıldığı bilgilerine yer verildiği,
Sanık ..."ın adli sicil kaydına göre, tehdit suçundan 28.06.2007 tarihinde kesinleşmiş mahkûmiyetinin bulunduğu, diğer sanıkların adli sicil kayıtlarının bulunmadığı,
Katılan ..."ın 26.10.2011 tarihli oturumda, vekilinin 18.11.2011 tarihli oturumda zararın karşılanmadığını, katılan ... vekilinin de 26.10.2011 ve 18.11.2011 tarihli oturumlarda müvekkilinin zararının giderilmediğini beyan ettikleri,
Yerel mahkemece, temel cezanın belirlenmesi sırasında alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olarak; "meydana gelen zarar miktarının fazlalığı nedeniyle sanıkların cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesinin gerektiği", hüküm fıkrasında da bununla uyumlu ve benzer şekilde; “suçun işleniş biçimi, zararın fazlalığı" hususlarının gösterildiği,
Sanık ... müdafiinin, hükümden sonra verdiği 30.11.2015 havale tarihli dilekçesinde; katılanlara satılan taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin, hükümden sonra 17.04.2012 tarihinde kaldırıldığını ve katılanların zararlarının giderildiğini bildirdiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... savcılıkta; 2008 yılı Ekim ayında internet üzerinden, Flamingo 10 isimli sitede satılık bir daire ilanı görünce, ilanı veren emlakçı sanık ..."in Susanoğlu beldesindeki iş yerine gittiğini, sanık ..."in kendisine banka kredisi kullanıp kullanmayacağını sorduğunu, peşin parayla alacağını söylemesi üzerine sanığın kendisine daireyi gösterdiğini, daireyi beğenip almaya karar verdiğini, sanık ... ve tapuda kayıt maliki görünen sanık ... ile birlikte Silifke Tapu Müdürlüğüne gittiklerini, tapu müdürlüğündeki görevlilere tapu kaydında herhangi bir borç olup olmadığını sorduğunu, görevlilerin dairenin herhangi bir borcu olmadığını söylediklerini, sanık ... ile tapudaki görevlilerin ertesi günün Cumhuriyet Bayramı olması nedeniyle "şunu yap, bunu yap, parayı çek" şeklinde sözlerle kendisine acele ettirdiklerini, kendisinin de işlemleri bir an önce tamamlamak için Silifke İş Bankasındaki ve Ziraat Bankasındaki döviz hesaplarından para çektiğini, bankadan karşılığını Türk Lirası olarak aldığını ve 110.000 Lirayı daire sahibi olarak görünen sanık ..."un yanında bulunan tanımadığı bir şahsa verdiğini, parayı verdikten sonra aynı gün tapu müdürlüğüne giderek işlemleri tamamladıklarını ve tapuyu devraldığını, yurt dışında olduğu dönemde kendisi ile benzer şekilde daire alan katılan ..."un kendisine başından geçen olayları anlattığını, aynı kişilerin katılan ..."ye ipotekli ve hacizli taşınmazlar satmış olduklarını öğrenmesi üzerine Avusturya"dan yurda geldiğini, avukatıyla birlikte tapu ve icra dairelerinde yaptığı araştırmada satın almış olduğu daire üzerinde ipotek ve hacizlerin bulunduğunu öğrendiğini, bu şekilde dolandırıldığını, olaylar sırasında yanında tanık ..."ın olduğunu,
Mahkemede ise; aynı doğrultuda beyanda bulunarak, daire için 105.000 Lira bedel üzerinden anlaştıklarını, tapuda işlemlerin yapıldığı sırada taşınmazın hacizli ya da ipotekli olup olmadığını sorduğunu ancak sanık ..."nin "üzerinde herhangi bir kayıt yok" dediğini ve kendisine "okudum" diye yazdırarak imza aldıklarını, kendilerine okumadığını söylemesine rağmen "banka kapanacak" diye acele ettirdiklerini, tapu belgesini bankaya sanık ..."un getirdiğini, sanıklar Arif ve Raşit"in de yanlarında olduğunu, parayı sanık ..."e verdiklerini, taşınmazın ipotekli ve hacizli olduğunu bilmediğini, bunu yurt dışında iken diğer katılan ..."nin kendisini telefonla arayıp haberdar etmesi üzerine öğrendiğini,
Katılan ...; Hollanda"da yaşadığını, 2008 yılının Ağustos ayında eşiyle beraber Silifke"de yazlık daire aradıklarını, sanık ..."in iş yerine gittiklerini, sanığın kendilerine 3-4 tane yazlık gösterdiğini ancak fiyatta anlaşamadıkları için o zaman almadıklarını, daha sonra internette gördüğü başka bir daire için ablası ..."ı sanık ..."in yanına gönderip daireye bakmasını istediğini, ablasının sanık ..."in yanına gidip söz konusu daireye baktığını ancak beğenmediğini, bunun üzerine sanık ..."in ablası Gülperi"ye başka bir daireyi gösterdiğini, ablasının gösterilen daireyi beğenmesi üzerine internet sayfasını kendisine bildirdiğini, kendisinin de internet üzerinden gördüğü daireyi beğenip almaya karar verdiğini, söz konusu daire için 97.000 Lira bedel üzerinden anlaştıklarını, işlemlerin ablası ..."da bulunan vekaletnamesi ile yapıldığını, Kurban Bayramının arife gününde tapudan randevu alındığını, arife günü tapu sicil müdürlüğünde ablası ... ile birlikte gittiklerini, tapu sicil müdürlüğünde sanık ..."in kendilerini sanık ... ile tanıştırarak "tapuyu size bu şahıs devredecek" dediğini, neden beklediklerini sorduğunda "kaymakamlık yardım dağıtıyor, o nedenle işlemler uzun sürüyor" dediğini, saat 11.30 gibi kendilerini çağırdıklarını, içeriye girdiklerinde işlem yapan memurun "... burda mı" diye sorduğunu, kendisinin de orada olduğunu söylemesi üzerine sanık ..."in satış senedini kendisine uzatarak "okudum yaz ve imzala" dediğini, kendisinin de "bunu imzalamam için okumam lazım" diyerek senedin kapalı kısmını açıp okumaya başladığını, okumaya başlayınca "fotoğraf sizin değil, işlem ... adına yapıldı, onun imza atması gerekir" diyerek senedi alıp ablası Gülperi"ye "imzalar mısın" diye sorduklarını, o esnada "bankaya gideceğiz, banka kapanacak" diye kendilerini sıkıştırdıklarını, tapu senedini okuması gerektiğini söylemesi üzerine sanık ..."nin kendisine bunun sadece bir prosedür olduğunu, akşama kadar çok işlem yaptıklarını, herkese okuyacak kadar zaman bırakırlarsa bu işleri yapamayacaklarını söylediğini ve senedi kendisinden aldıktan sonra ablası ..."a imzalattıklarını, tapuyu aldıktan sonra sanıklar Arif, Hüseyin Soner ve Raşit"in kendileriyle beraber Silifke Akbank şubesine gittiklerini, paralarının Avro cinsinden olduğunu, paralarını Türk Lirasına çevirip teslim etmek istediklerini ancak bankadan o kadar parayı Türk Lirasına çeviremeyeceklerini söylemeleri üzerine 47.000 Avroyu satış bedeli olarak ödediklerini, parayı sanık ... ile yanındaki bir şahsın paylaştıklarını, hem sanık ..."e hem de sanık ..."ye tapunun üzerinde bir sınırlama olup olmadığını sorduklarını, sanıkların da "üzerinde bir şey yok" dediklerini, kendisinin daha sonra yurt dışına çıktığını, yaz tatiline geldiğinde tapu kaydında haciz olduğunu ablası ..."ın kendisine bildirdiğini,
Tanık ...; kız kardeşi katılan ..."nin internet üzerinden gördüğü bir daireye bakmasını istediğini, daireyi gördüğünü ve beğenmediğini, daireyi beğenmediğini söylemek için sanık ..."in iş yerine gittiğini, sanık ..."in kendisine başka bir daire gösterdiğini, sahibinin de Flamingo Şirketinin müteahhidi olduğunu söylediğini, daireyi beğenince katılan ..."yi aradıklarını, sanık ..."le katılanın telefonda görüşüp pazarlık yaptıklarını ve 97.000 Lira bedelle anlaştıklarını, sanık ..."in kendisine dairelerin 120.000 ila 130.000 Lira üzerinden satışa çıktığını, en az 110.000 Liraya satıldığını ancak müteahhidin peşin para olursa anlaşılan fiyata satmaya mecbur kaldığını söylediğini, kız kardeşine daireyi almadan bir de kendisinin görmesini tavsiye ettiğini, kız kardeşinin de Kurban Bayramına geleceğini söylediğini, sanık ..."e, kız kardeşinin vekaletnamesinin kendisinde olduğunu söylemesi üzerine sanık ..."in satış işlemlerini hazırlamak için vekaletnameyi isteyip aldığını, dairenin satış bedelini ödemek için kredi kullanıp kullanmayacaklarını ve katılan ..."nin ne zaman geleceğini sorduğunu, katılanın Kurban Bayramından bir gün önce geleceğini söylemesi üzerine sanık ..."in işlemleri hazırlayıp kendilerine haber vereceğini söylediğini, 04.12.2008 tarihinde de kendilerini arayıp "yarın öğleden önce tapuda buluşalım" dediğini, sanığın kendilerine arife günü tapuda yarım gün işlem yapıldığını söylediğini, o ana kadar sadece sanık ..."le muhatap olduklarını, ertesi gün katılan ... ile birlikte tapuya gittiklerini, sanık ..."le buluştuklarını, sanığın kendilerine dışarıda beklemelerini, işlem hazır olunca haber vereceğini söylediğini, saat 11.15-11.30 sıralarında sanık ..."in işlemlerin hazır olduğunu söylemesi üzerine kız kardeşi ve sanık ..."le birlikte içeri girdiklerini, tapunun kalem odasında tapu memuru olan sanık ..."in dosya içerisinde bulunan satış senedini çıkarıp "alacak olan kim" diye sorduğunu, kız kardeşinin "ben alacağım" demesi üzerine sanık ..."in satış senedini bankonun üzerine koyduğunu, satış senedinin üzerine de beyaz bir kâğıt kapattığını, senedin sadece imza yerinin açık olduğunu ve kardeşine "burayı imzala" dediğini, kardeşinin senedi alıp okumak için hamle yapması üzerine sanık ..."nin "okumanıza gerek yok bunlar zaten formalite işler ayrıca siz imzalamayacaksınız, kalemi verin" diyerek kız kardeşini uzaklaştırdığını, kendisini çağırıp bir taraftan da "zaten okursanız geç kalırsınız" dediğini, bu sırada sanık ... ve dairenin resmi sahibi görünen sanık ..."un da kendilerine "çabuk olun, geç kalıyoruz, banka kapanacak, yarım saat kaldı" gibi laflar söylediklerini, bu sırada kardeşinin "bu tapunun üzerinde herhangi bir borç veya başka bir şey var mı" diye sorduğunu, bunu sanıkların duyduğunu, sanık ..."nin "hiç bir şey yok üzerinde" dediğini, diğer sanıkların da bunu doğruladığını, bu sırada sanık ..."e "... kim, bunun sahibi Flamingo Şirketi değil mi" diye sorduğunu, sanık ..."in de "onlar tapuyu bu şahsın üzerine vermişler, daire onların, ancak daire bu şahsın üzerine kayıtlıdır" dediğini, kendisine de "okudum diye yaz imzala" dediklerini, kendisinin de evrakı okumadan "okudum" diye yazıp imzalamış olduğunu, imzayı attığını bile hatırlamadığını, bir anda kargaşaya ve telaşa getirdiklerini, bu nedenle tapunun üzerindeki ipoteklerin farkına varmadıklarını, daha sonra sanıklar Arif ve Hüseyin Soner"le birlikte bankaya gittiklerini, bankada iki kişinin daha yanlarına geldiğini, sanık ..."e bu kişilerin kim olduğunu sorduğunda, sanık ..."in "bunların Flamingo Şirketinden alacağı var, sizden alacakları parayı paylaşacaklar" dediğini, önce İş Bankası"na gidip buradan bir miktar Avro çektiklerini, daha sonra Akbank"a gidip Avroyu bozdurmak istediklerini, ancak bankada o kadar para olmadığı için parayı bozamadıklarını, kendilerinin de Avro üzerinden hesap yaparak parayı sanık ..."e verdiklerini, Arif"in de paranın bir kısmını ..."a, bir kısmını daha sonradan tanıdıkları sanık ..."e, bir kısmını da tanımadığı diğer şahsa verdiğini, sanık ..."in kendisine de bir miktar para aldığını ancak ne kadar aldığını bilmediğini,
Tanık ... kollukta; eşinin teyzesi olan katılan ..."ın sanık ..."in aracılığıyla Silifke, Susanoğlu, Flamingo 10 Sitesinden bir daire satın aldığını, tapu işlemleri için Silifke Tapu Sicil Müdürlüğüne gittiklerinde kendisini içeriye almadıklarını, sadece katılan ... ile tapu devrini verecek kişiyi içeriye aldıklarını, kendisinin kapıdan baktığını, teyzesi Leyla"nın ve yanındaki devreden şahsın belgeleri imzaladığını,
Mahkemede; kollukta verdiği ifadenin doğru olduğunu, bir ara kendisinin tapu dairesine girip çıktığını, o esnada teyzesi Leyla"nın "okumadım" dediğini, kendisinin de "buradakiler devlet memuru böyle bir şey olmaz..." dediğini, ayrıca kendisi de tapu dairesinde sorduğunda "üzerinde herhangi bir borç yoktur" dediklerini, ancak bunu söyleyen kişinin kim olduğunu çıkartamadığını,
Tanık ... savcılıkta; sanık ..."ın ve şirketinin avukatlığını yaptığını, tanık ..."ın bürosuna gelerek; Hollanda"da yaşayan kız kardeşi adına vekaleten bir daire aldıklarını, dairenin üzerinde ipotek olduğunu, bu durumdan kız kardeşinin haberinin olmadığını, daire üzerindeki ipoteğin kaldırılmadığını, sanık ..."la görüşüp daire üzerindeki ipoteğin kaldırılması hususunda yardımcı olup olamayacağını sorduğunu, kendisinin de insani olarak sanık ..."la görüştüğünü, sanık ..."ın kendisine "...biz o daireyi ipotekli satmıştık, kaldıracağımızı söylemiştik ancak süreç biraz uzadı kaldırmak için uğraşıyoruz..." diyerek gerekirse sitenin altındaki dükkanlardan birisinin tapusunu güvence olarak verebileceğini söylediğini,
Mahkemede de; aynı doğrultuda beyanda bulunarak, tanık Gülperi"nin ilk gelişinde yardımcı olmak için sanık ..."ı aradığında ipoteği kaldırmak için söz verdiğini, bir hafta on gün süre verilebilirse sorunu çözebileceklerini söylediğini, kendisinin tanık Gülperi"ye bu durumu aktardığını, yaklaşık bir hafta on gün sonra tanık Gülperi"nin tekrar geldiğini ve sorunun çözülmediğini söylediğini, bunun üzerine tekrar sanık ..."ı aradığını, sanık ..."ın sorunu mutlaka çözeceğini belirtip, güvence olarak bir dükkân teklif ettiğini, ancak tanığın söz konusu yere gidip dükkânı gördükten sonra bu teklifi kabul etmediğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ...; katılanlara satışı yapılan bağımsız bölümlerin kendisine ait olmadığını, şirketlerini muvazaalı olarak sanıklar Raşit ve Hüseyin Soner"e devrettiği iddiasının doğru olmadığını, söz konusu dairelerin satışı için sanıklar Raşit veya Arif"e herhangi bir talimat vermediğini, bankaya gelip katılanlardan para almadığını, sanık ..."yi tanımadığını, sanık ..."i tanıdığını ancak karşılıklı iş yapmadıklarını, suçlamaları kabul etmediğini,
Sanık ...; 2008 yılında Silifke Tapu Sicil Müdürlüğünde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yaptığını, olayları tam olarak hatırlamadığını ancak taşınmaz üzerinde ipotek varsa bunu alıcıya söylemiş olacağını, sanık ..."nin sanık ... adına işleri takip etme yetkisi olduğunu, satışlardan birisinin Cumhuriyet Bayramı, diğerinin ise Kurban Bayramı arifesine getirildiğinin farkında olmadığını, sistemde bir sorun olmaması halinde 3-5 dakika içerisinde satış işlemlerini yapıp sonuçlandırdığını, kâğıtla satış senedinin üzerinin kapatılmasının söz konusu olmadığını, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini,
Sanık ... kollukta; Flamingo 10 Sitesinde bulunan dairenin kendi adına kayıtlı olduğunu, satın aldığı zaman daire üzerinde Özsinan İnşaatın borcundan dolayı Akbank tarafından konulmuş ipotek bulunduğunu, Özsinan İnşaat şirketi yetkililerini tanıdığını, borçlarını ödemeyi taahhüt ettiklerinden dolayı kendilerine güvendiği için daireyi ipotekli olarak satın aldığını, katılan ..."un daireyi satın almak istediğini kendisine emlakçının söylediğini, kendisini tapu müdürlüğüne çağırdıklarını, kendisinin sadece imza atmaya gittiğini, tapu memurunun imza sırasında katılana dairenin ipotekli olduğunu söylediğini,
Mahkemede; şirkette müşteri temsilciliği yaptığını, dairelerin hangi amaçla kendi üzerine verildiğini bilmediğini, suça konu daireler üzerindeki ipotekleri kaldıracaklarını söylediklerini ancak kaldırmadıklarını, suç işleme kastı ile hareket etmediğini,
Sanık ...; Susanoğlu beldesinde bulunan Flamingo Tatil Sitesini inşa eden Özsinan İnşaat Tur. Tic. ve San. Ltd. Şti"nde 1998 yılından itibaren çalıştığını, adı geçen şirketin asıl sahibinin sanık ... olduğunu, kendisinin de ..."ın tapudaki, bankalardaki ve resmi dairelerdeki işlemleri ile ilgilendiğini, söz konusu şirketin Flamingo Tatil Sitesinde dairelerinin olduğunu, 2004 yılında inşaat başladığında sanık ..."ın söz konusu dairelerden 100"den fazlasını kendisi adına tapuya tescil ettirdiğini ancak bu dairelerin gerçek sahibinin kendisi olmadığını, bu nedenle kendisinin tasarruf etmeyip sanık ..."ın talimatlarına göre hareket ettiğini, katılanlara satılan A blok, 10. kat, 21 numaralı ve A blok, 11. kat, 23 numaralı bağımsız bölümlerin söz konusu dairelerden olduğunu, bu daireleri 2005 yılında sanık ..."ın talimatı ile Özsinan Ltd. Şti"nin ortağı olduğu, Ankara"da bulunan Aykaç İnşaat firmasının çekeceği kredinin teminatı olmak üzere Akbank A.Ş lehine ipotek ettirdiklerini, sanık ..."un da sanık ..."ın Mersin ilindeki bürosunda uzun yıllardır çalıştığını, sanık ..."ın emlakçılık yapan sanık ..."e suça konu daireleri satmasını söylediğini, kendisinin sanık ..."e bu yönde bir talimatının olmadığını, söz konusu dairelerin üzerindeki kısıtlamaların tapuda kayıtlı olduğunu, bunun sanıklar Şaban ve Hüseyin Soner tarafından da bilindiğini, sanık ..."ın kendisinden söz konusu daireleri başka bazı yerlerle birlikte sanık ..."e devretmesi talimatı verdiğini, bunun üzerine sanık ... ile birlikte 21.10.2008 tarihinde tapuya gidip aynı anda söz konusu iki daireyi sanık ..."e devrettiğini, dairelerin satışı hususunda emlakçılık yapan sanık ..."e herhangi bir şey söylemediğini, söz konusu dairelerin resmi satış tarihinden birkaç gün önce sanık ..."ın kendisinden daireleri sanık ..."in bulduğu müşteriye satması için işlemleri hazırlaması yönünde talimat verdiğini, her iki müşteriyi de satıştan önce görmediğini ve pazarlık yapmadığını, sanık ..."in müşterilerin kimlik bilgilerini kendisine ayrı ayrı getirdiğini, kendisinin de tapuya giderek daireleri satacağını söyleyip işlemleri hazırlamalarını istediğini, satış için gerekli belgeleri hazırlayıp tapu müdürü ..."na satış yaptıracaklarını beyan ettiğini, tapu müdürünün evrakı havale etmesi üzerine tapu memuru olan sanık ..."in yanına gidip evrakı verdiğini, söz konusu dairelerin satış işlemlerinin hazırlanmasını kendisi talep etmiş ise de dairelerin sanık ..."in adına kayıtlı olduğunu, ancak tapuda yıllardır Özsinan Ltd. Şti işlem yaptığı için hem kendisinin hem de sanık ..."in söz konusu şirketin çalışanları olduğunu ve dairelerin de Özsinan Ltd. Şti"ne ait olduğunu tapudaki görevlilerin bildiğini, bu nedenle kendisinin satışın hazırlanması yönündeki taleplerini yerine getirdiklerini, sanık ..."a tapudaki işlemlerin hazır olacağı gün ve saatte tapuya gelmesini söylediğini, sanık ... ile de müşterilerin tapuya geliş zamanı hususunda haberleştiklerini, tapuda buluştuklarında görevlilerin hazırladığı satış sözleşmesini sanık ... ile müşterilere imzalattıklarını, imza sırasında kendisinin kapıda mı yoksa içeride mi olduğunu hatırlamadığını, müşterilerin sözleşmeyi okuyup okumadıklarını, yine görevli memurun imzadan önce taraflara alacakları ya da borçları olup olmadığını sorup sormadığını hatırlamadığını, daha sonra bankaya gittiklerini, katılan ..."nin 45.000 Avro civarında bir parayı sanık ..."a ödediğini, sanık ..."ın satış sırasında tapuda olmadığını ancak daha sonra bankaya kendilerinin yanına geldiğini, sanık ..."ın katılandan parayı aldıktan sonra kendisine işçilere dağıtması için bir miktar para verdiğini, kendisinin de Silifke"deki inşaatta çalışan işçilere söz konusu parayı dağıttığını, katılan ..."nın yaptığı ödemeyi hatırlamadığını, ödemenin kime yapıldığını bilmediğini ancak dairenin 95.000-100.000 Lira arasında bir bedelle satılmış olması gerektiğini, kendisine ödeme yapılmışsa bunu sanık ..."a vermiş olacağını, çünkü dairenin kendisinin olmadığını, her iki daire üzerindeki 2008/463 talimat sayılı hacze konu borcun kendisine ait olmayıp Özsinan Ltd. Şti"nin Muğla"daki bir şirketten aldığı mermerlere ilişkin borç olduğunu, sanık ..."ın kendisini mermerleri almak için Muğla"ya gönderdiğini, şirket çekinin lehtar kısmına kendisinin adını yazdığını, mermer aldıkları firmaya çeki verirken mecburen ciroladığını, alım ve satımlarda imzasının olmadığını, menfaati olmadığı için müşterileri dolandırmasının da söz konusu olamayacağını, katılanların söz konusu haciz ve ipoteklerden haberlerinin olduğunu tahmin ettiğini, ancak bu hususta katılanlarla konuşmadığını, katılan ..."ye yapılan satıştan 4-5 ay sonra dosyada fotoğrafı bulunan tanık ... ile sanık ..."in Silifke"deki şirket ofisine geldiklerini, tanık Gülperi"nin satılan dairede ipotek ve haciz olduğunu, bu ipotekten haberleri olmadığını söyleyip ipoteğin kaldırılmasını istediğini, bunun üzerine telefonla sanık ..."a haber verdiğini, sanık ..."ın da sanık ..."le görüşüp "birkaç ay içinde halledeceğiz, bu sorunu çözeceğiz, biraz sabretsinler" dediğini,
Sanık ... savcılıkta; Susanoğlu"nda Atakent Gayrimenkul isimli emlak işyerini işlettiğini, sanıklar Şaban ve Raşit"i tanıdığını, sanık ..."i ve katılanları ise alışveriş nedeniyle gördüğünü, katılanlara söz konusu dairelerin satışı yapılmadan bir-iki ay kadar önce sanık ..."ın kendisini arayıp "elimizde üç daire var, müşterin olursa bunları satalım" dediğini, kendisinin fiyatlarını ve dairelerin herhangi bir sıkıntısı olup olmadığını sorduğunu, sanık ..."ın dairelerin fiyatlarını söyleyip her satış için kendisine 1.000 Lira vermeyi teklif ettiğini, kendisinin de anahtarları göndermesini istediğini, sanık ..."ın anahtarları sanık ... ile gönderdiğini, sanık ..."i sanık ..."ın satış temsilcisi olarak tanıdığını, daha önce de bu şekilde daire sattıklarını, alışverişleri olması nedeniyle kendilerine güvendiğini, bu nedenle tapuya gidip dairelerin kayıtlarına bakmadığını, çıkan müşterilere daireleri gezdirip tanıttığını, katılan ..."nın internette gördüğü daireyi almak için bürosuna geldiğini ve daireyi almak istediğini söylediğini, katılan ... ile birkaç daireye baktıklarını, katılanın satışı yapılan dairede karar kıldığını, katılan ... ile söz konusu daire için 105.000 Lira bedel üzerinden anlaştıklarını, katılan ..."yı telefonla arayıp sanık ..."le görüştürdüğünü, tapudaki işlemlerin sanık ... tarafından organize edildiğini, dairenin kimin adına kayıtlı olduğunu da bilmediğini, ancak daha önceden benzer dairelerin esasında sanık ..."a ait olmasına rağmen sanık ... adına kayıtlı olduğunu bildiğini, katılan ..."nın ertesi gün bürosuna geldiğini, birlikte tapuya gittiklerinde sanık ..."in satış işlemlerini hazırladığını, kendisinin de tapu dairesine girdiğini, sanıklar Raşit ile Ali"nin karşı karşıya olduklarını, her ikisine de satışta herhangi bir sorun ve daire üzerinde herhangi bir kayıt olup olmadığını sorduğunu, her ikisinin de herhangi bir sorun olmadığını söylediklerini, bunun üzerine katılan ..."ya "bir şey yok dediler, imza atarken bakarsınız, varsa da ortaya çıkar" dediğini, katılan ..."nın da "tamam" diyerek içeri girdiğini, imza atılması sırasında kendisini içeriye almadıklarını, katılan ... ve bir yakını ile sanıklar Raşit ve Hüseyin Barut"un içeriye girdiklerini, satış işlemi sırasında içeride olmadığını, satış senedinin bir kısmının kapatıldığından ve katılanın dolandırılacağından haberinin olmadığını, gerçek satış bedelinin satış senedinde yazan 35.000 Lira değil 105.000 Lira olduğunu, satıştan sonra katılanın parayı yanında sanık ..."e verdiğini, Raşit"in de "Şaban bey bekliyor, parayı ona götüreceğim" diyerek kendisine 1.000 Lira emlakçı komisyonu verdiğini, katılan ..."nin kız kardeşine de sanık ..."ın kendisine söylediği dairelerden birisini gösterdiğini, katılanın kız kardeşinin söz konusu daireyi internetten katılan ..."ye gösterdiğini, katılanın söz konusu daireyi almaya karar verdiğini ve kendisinde vekaletname olduğunu söylemesi üzerine katılanın kız kardeşini sanık ... ile görüştürdüğünü, 47.000 Avroya anlaştıklarını, katılan ..."da olduğu gibi satış işleminin yapıldığını, parayı da Akbank"ta sayarak kendisine verdiğini, kendisinin parayı saymasına yardımcı olduğunu, daha sonra paranın 25.000 veya 30.000 Avroluk kısmını sanık ..."ın aldığını, geri kalanı da "ben Mersin"e gideceğim, siz gerisini paylaştırın, ödemeleri yapın" diyerek sanık ..."e verdiğini, sanık ..."in de kendisinin komisyonu olan 1.000 Lirayı ödediğini, dairenin ipotekli olarak satıldığından haberdar olmadığını,
Mahkemede; sanık ..."in katılan ..."ya "taşınmazlar üzerinde herhangi bir şey yok" dediğini, satış gününü sanık ..."in belirlediğini, tapudaki bütün işlemleri de sanık ..."in hazırladığını, tapu dairesinde sanık ..."e "taşınmazın üzerinde bir şey var mı" diye sorduğunu, sanık ..."in sanık ..."nin de duyacağı şekilde "herhangi bir şey yok" dediğini, sonrasında kendisinin dışarıya çıktığını, içeride işlemler yapılırken kendisinin içeriye girmediğini, sonra bankaya gittiklerini, sanıklar Raşit ve Şaban"ın paraları aldıklarını, kendisinin sadece müşterisinin yanında beklediğini ve 1.000 Lira ücreti de katılan ..."dan aldığını, tanık ..."ı daha önceden tanıdığını, kardeşinin bir daireye ihtiyacı olduğunu söylemesi üzerine daireyi gezdirdiğini, ... ile sanık ..."in görüştüklerini, tanık Gülperi"nin "kardeşimle görüşeyim, size haber veririm" dedikten 1-2 gün sonra sanık ... ile görüşüp anlaştıklarını, bayram arifesi olduğunu, sanık ..."in işlemleri organize ettiğini, normalde tapuları sanık ..."in vermesine rağmen bu kez daha önceden görmediği sanık ..."in verdiğini, sanık ..."e bu durumu sorduğunda "bizim maliyede sorunlarımız var, tapuyu bu nedenle Hüseyin Soner"e verdim, o devredecek, üzerinde herhangi bir sorun yok" dediğini, öğle saatine doğru satış işlemlerinin bittiğini, sanıklar Raşit ve Şaban"ın paraları aldıklarını, aradan iki ay geçtikten sonra tanık Gülperi"nin kendisini arayıp "tapuların üzerinde bir sorun varmış, biliyor musun" dediğini, kendisinin bilmediğini söylediğini, daha sonra tapuda ipotek olduğunun anlaşıldığını, sanık ..."in "ipoteği kaldıracağım" diyerek altı ay boyunca kendilerini oyaladığını, Raşit"in ipotekleri kaldırmadığını, kendisinin taşınmazların ipotekli olduğundan haberi olmadığını,
Savunmuşlardır.
Sanıklara atılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-d. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçu 2 yıldan 7 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasını gerektirecek şekilde yaptırıma bağlanmış, temel cezanın belirlenmesine ilişkin ilkeler ise 5237 sayılı TCK’nun 61/1. maddesinde;
“(1) Hakim, somut olayda,
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler” şeklinde düzenlenmiştir
5237 sayılı TCK’nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasındaki, “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” biçimindeki hüküm ile de, işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbirleri arasında “orantı” bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun koyucu, cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime, olayın özelliği ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir. Hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin TCK’nun 61/1. maddesine uygun olarak, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saiki ile ilgili dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olmalıdır.
TCK’nun 61. maddesinde sınırlı olarak sayılan ve temel cezanın belirlenmesinde esas alınacak ölçütlerin, işlenen suçun haksızlık içeriği konusunda etkili olduğu dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda; suçun işlenmesinde, zararın az veya çok olması, temel cezanın belirlenmesinde önemli bir kriter olarak yer almaktadır. (İzzet Özgenç; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 4. Bası, Ankara, 2009, s. 724-726)
Hâkim; olayın oluşu, olayın mağdurda yarattığı etki derecesi, mağdurun olay nedeniyle uğradığı zararın miktarı, olayın meydana gelişinde sanık veya sanıkların sergiledikleri ustalık derecesi, mağdurların ekonomik ve sosyal durumları itibarıyla zararı daha derin bir şekilde hissetmeleri, sanık veya sanıkların hileli hareketleri yaparken kullandıkları enstrümanlar, sanığın mağdura yönelik söylediği sözler ve bu sözlerin inandırıcılık boyutu, olayın meydana geldiği yer ve zaman dilimi, mağdurun yaşı ve ekonomik, sosyal ve kültürel seviyesi; suçun işlenmesi sırasında kastın yoğunluğu, sanıkların organize bir şekilde hareket etmeleri gibi ana unsurları dikkate almak ve fiilin haksızlık içeriğiyle ve dosya kapsamıyla uyumlu bir ceza belirlemek zorundadır. Bu şekilde ceza adaletinin sağlanması, işlenen suçun haksızlık derecesi ve suçun işleniş biçimi ile verilen ceza arasındaki orantının makul bir şekilde dengelenmesi amaçlanacak, bu çerçevede, aynı suçu işleyenlerin aynı cezayı alması, farklı nitelikte suç işleyenlerin de, olayın içerdiği farklılıklar kapsamında farklı cezaları alması amaçlanarak hedeflenen ceza adaleti sağlanacaktır.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Mersin ili, Silifke ilçesi, Susanoğlu beldesinde bulunan Flamingo 10 isimli siteyi yapan, ifadelerde şirketin sahibi olarak bildirilen şirket yetkilisi sanık ..."ın, bu sitedeki aralarında katılanlara satılan 21 ve 23 numaralı dairelerin de bulunduğu çok sayıda daireyi resmi kurumlarda ve bankalardaki işlemlerini takip eden çalışanı sanık ... adına tescil ettirdiği, suça konu 21 ve 23 numaralı daireler üzerinde daha önceden alınan bir kredi nedeniyle Akbank T.A.Ş. lehine 100.000 Liranın ve faizinin teminatı olmak üzere ipotek tesis edildiği, her iki daire üzerine Silifke İcra Müdürlüğünün 26.06.2008 tarih ve 2008/463 talimat sayılı yazısıyla icra yoluyla haciz yapıldığı, sanık ..."ın söz konusu daireleri üzerlerindeki ipotek ve hacizle satamayacağı için dairelerin üzerindeki ipoteği ve haczi gizlemek suretiyle satmayı planladığı, bunun için de çalışanları olan sanıklar ... ve ... ile emlakçılık yapan sanık ... ve Silifke Tapu Sicil Müdürlüğünde memur olarak çalışan sanık ..."den yardım aldığı, önce yanında çalışan sanık ..."ten daireleri diğer bir çalışanı olan sanık ..."a devretmesini istediği, sanık ..."ın talimatı ile 21.10.2008 tarihinde her iki dairenin sanık ... tarafından ipotekli ve hacizli olarak sanık ..."e devredildiği, sanık ..."in de sanık ..."ın isteği doğrultusunda internet sitesi üzerinden söz konusu daireleri satışa çıkardığı, dairelerin banka kredisi kullanılarak alınması halinde banka görevlilerince tapu kayıtlarının inceleneceğini ve dolayısıyla müşterilerin ipotekten haberi olacağını bilen sanıkların özellikle, dairelerin ipotekli olduğunu kendilerinden daha kolay gizleyebilecekleri, peşin para ile daireleri satın alabilecek müşterileri aradıkları, Avusturya"da yaşayan katılan ..."nın internet üzerinden gördüğü 21 numaralı daire için sanık ..."le irtibat kurduğu, sanık ..."in katılan ..."ya daireyi almak için banka kredisi kullanıp kullanmayacağını sorduğu, katılan ..."nın peşin para ile alacağını söylemesi üzerine sanık ..."in katılana söz konusu daireyi gösterdiği, katılan ..."nın daireyi görüp beğendiği ve 105.000 Lira bedel üzerinden anlaştıkları, tapudaki işlemlerin hazırlıklarının sanık ... tarafından yapıldığı ve katılan ..."ya Cumhuriyet Bayramının bir gün öncesi olan ve resmi dairelerin yarım gün çalıştıkları 28.10.2008 günü için randevu verildiği, katılan ..."nın 28.10.2008 günü yanında sanıklar ... ve dairenin sahibi olduğu söylenen ..."la birlikte Silifke Tapu Sicil Müdürlüğüne gittikleri, katılan ..."nın tapudaki satış işlemlerini yapan görevli memur sanık ..."e taşınmazın üzerinde herhangi bir kısıtlama olup olmadığını sorduğu, sanık ..."nin dairenin üzerinde herhangi bir kısıtlama olmadığını söyleyip kendisinden "okudum" yazarak dairenin satışı için düzenlenen resmi senedi imzalamasını istediği, kendisinin resmi senedi okumadığını söylemesi üzerine sanıkların bankaların kapanacağını söyleyip katılanı acele ettirdikleri, katılanın da alelacele resmi senedi okumadan senedin üzerine "okudum" diye yazıp imzalamak suretiyle ipotekli ve hacizli gayrimenkulü sanıklara güvenerek üzerinde herhangi bir kısıtlama olmadığı düşüncesiyle satın aldığı, bilahare bankalara gidip çektiği parayı sanıklardan Raşit"e verdiği, 23 numaralı daireyi ise Hollanda"da yaşayan katılan ..."un Silifke"de yaşayan kardeşi tanık ... aracılığıyla görüp beğendiği, sanık ..."in daire için kredi kullanılıp kullanılmayacağını sorup peşin parayla daireyi almayı düşündüklerini öğrenince 97.000 Lira bedel üzerinden anlaştıkları, katılan ..."nin kardeşi tanık Gülperi"de vekaletnamesi bulunduğu için satış işlemlerinin vekaletname ile yapılacak şekilde hazırlandığı ve tanık Gülperi"ye tapuda satış için Kurban Bayramından önceki son mesai günü olan 05.12.2008 tarihine randevu verildiği, satışın vekaletname ile yapılacak olmasına rağmen katılan ..."nin de kardeşi Gülperi ile birlikte Silifke Tapu Sicil Müdürlüğüne gittiği, tanık Gülperi"nin "mesainin bitmesine az bir süre kaldı" şeklinde sözlerle resmi senedi okumasının engellenmeye çalışıldığı, sanık ..."in bir kâğıtla resmi senedin, ipoteğin ve hacizlerin yazılı olduğu kısımlarını kapatarak tanığa senedi imzalaması için uzattığı, katılan ..."nin resmi senedi okumak istemesi üzerine sanık ..."nin "okumanıza gerek yok, bunlar zaten formalite işler, zaten siz imzalamayacaksınız vekiliniz imzalayacak" şeklinde sözlerle katılan ..."nin elinden senedi alıp tanık Gülperi"ye uzatarak imzalamasını istediği, bu esnada tapu maliki olarak görünen sanık ..."un da "geç kalıyoruz, banka kapanacak" şeklinde sözlerle katılanı ve tanığı acele etmeleri yönünde sıkıştırıp taşınmaz üzerindeki ipoteği ve haczi öğrenmelerini engellemeye çalıştığı, tanığın ve katılanın resmi senedi okuyamadıkları ve tanık Gülperi"nin sanıklara güvenerek "okudum" ibaresini yazmak suretiyle senedi imzaladığı, bilahare katılanın daire satış bedeli olan 97.000 Lira karşılığındaki Avro cinsinden parayı sanık ..."a verdiği, sanık ..."ın da paranın bir kısmını sanık ..."ye, bir kısmını da komisyon olarak sanık ..."e verdiği, bu suretle sanıkların suça konu daireler üzerindeki ipotek ve hacizleri hileli hareketlerle gizleyip katılanların bu kısıtlamaları öğrenmelerini engelledikleri, katılanları taşınmazların üzerinde herhangi bir kısıtlama olmadığına inandırıp, ipotekli ve hacizli taşınmazları katılanlara satmak suretiyle katılanları dolandırdıkları olayda; sanıkların organize bir şekilde hareket etmek suretiyle, taşınmazlar üzerindeki kısıtlamaları gizlemek için yoğun çaba göstererek tapuda yapılacak satış işlemleri için yarım gün mesai yapılan Cumhuriyet Bayramından bir önceki günü ve Kurban Bayramından önceki son mesai gününü ayarlayıp, katılanların satış senedini okuma isteklerine de bankaların kapanacağını, acele etmeleri gerektiğini söyleyerek karşı çıkarak, satış için düzenlenen resmi senetleri okumalarına fırsat vermeden alelacele imzalatmaları hususları ve katılanların uğradığı zararın ağırlığı dikkate alındığında, yerel mahkemece temel ceza belirlenirken, “suçun işleniş biçimi, zararın fazlalığı" şeklinde kullanılan alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi TCK’nun 61. maddesi anlamında yasal, yeterli ve dosya içeriğine uygun olup, yargılama süreci boyunca maddi gerçeğe ulaşma ve adaleti sağlama yolunda çaba harcayan, sanıkları birebir gözlemleyen yerel mahkemece, 2 yıldan 7 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası gerektiren dolandırıcılık suçunda temel cezaların alt sınırdan uzaklaşılarak 5 yıl hapis ve üçbin gün adli para cezası olarak olarak tayin ve takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamakta olup, bu uygulama 5237 sayılı TCK"nun 3/1. maddesinde düzenlenen “orantılılık” ilkesine de aykırılık oluşturmadığından Özel Daire onama kararı isabetlidir.
Öte yandan, zararın hüküm tarihinden sonra giderilmesi hali temel cezanın belirlenmesi açısından sanıklar lehine bir etki sağlamayacağından, katılanların zararlarının hüküm tarihinden sonra giderildiği yönündeki iddianın araştırılmasına da gerek bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.