10. Hukuk Dairesi 2016/1934 E. , 2018/3422 K.
"İçtihat Metni"....
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Kurum 02.07.2008 tarihinde iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve sosyal yardım zammından oluşan Kurum zararının tahsili istemi ile dava açmıştır.
1- Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26 maddesi olup, davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasanın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücu alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır. Aynı Yasanın 26/2. maddesinde ise, 3. kişinin rücu alacağından sorumluluğu için, kasıt veya kusuruyla iş kazasının oluşumuna etkide bulunma koşulu öngörülmüştür. İşveren veya üçüncü kişiler ile üçüncü kişileri çalıştıranlara rücu olanağı anılan maddede öngörülen sayılı ve sınırlı durumların gerçekleşmesi halinde mümkün olup, 506 sayılı Yasanın 26. maddesine dayalı dava kapsamında, maddedeki sorumluluk hallerinin genişletilmesi veya genel hükümler uyarınca kusursuz sorumluluk yoluna gidilmesine olanak bulunmamaktadır.
Mahkemece hakkında dava açılan ....akkında herhangi bir karar verilmemesi ve sigortalının işvereni belirlenerek
./...
.....olup olmadığı tespit edilmeden ve yeterli inceleme,değerlendirme yapılmaksızın verilen hüküm, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
2-506 sayılı Kanunun kusur sorumluluğunu esas alan 26. maddesine dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı açısından uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir.
O halde, Mahkemece öncelikle, işçinin ve tespit edilen işveren kusuru yeterince irdelenip, elektrik kaçağındaki hatanın kimden ve nasıl kaynaklandığı tespit edilip (elektrik tesisatını ilk yapan ..."in hatasından ya da bakımını, yenilenmesini yapanların hatasından kaynaklandığının belirlenmesi) alanında uzman bilirkişi heyetinden kusur raporu alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3- 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi, “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir.” düzenlemesini içermektedir.
Kurumun, sigortalıya bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda; Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
Dava konusu edilen gelirlerin, 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uyarınca indirildiğinin anlaşılması halinde; davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının; gelirin başladığı tarih itibariyle 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uyarınca indirilmiş hâli üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fiili ödeme miktarının yarısı da eklenmesi suretiyle belirlenmelidir. Mahkemece; dava konusu edilen gelirlerin, 506 sayılı Kanunun 92. maddesi (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uyarınca yarıya indirilmiş olup olmadığı belirlenerek yarıya indirildiğinin belirlenmesi halinde gelirin başlangıç tarihi itibariyle 506 sayılı Yasa"nın 92. madde (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uygulaması gözetilerek belirlenmiş (yukarıda anlatılan şekilde hesaplanmış) miktarını gösterir ilk peşin sermaye değeri Kurumdan sorulmalı, davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece,506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi uygulaması gözetilerek, gelirden çıkan olup olmadığı irdelenerek karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
../...
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ve davalılar ... ve ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz, edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMAS1NA, temyiz harcının istek halinde davalılar ... ve ..."ya iadesine, 12.04.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
....