11. Hukuk Dairesi 2016/471 E. , 2017/3605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/10/2015 tarih ve 2015/35-2015/185 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi"ne göre 28.12.2006 tarihli TS EN 206-1/19.04.2002 sayılı standardın kullanımına ilişkin TSE Marka Kullanım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davalıya Türk Standartları Uygunluk Belgelerinin verildiğini, davalının bu belgeler nedeniyle TSE Belgesi kullanım hakkı bedeli ödediğini, 2011 yılı marka kullanım ücretine ilişkin 24.03.2012 tarih ve 5.900,00 TL, 2012 yılına ilişkin olarak 10.05.2012 tarihli 1.967,00 TL tutarında faturaların düzenlenip davalıya gönderildiğini, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine ... 11. İcra Müdürlüğü"nün 2012/13893 esas sayılı takip dosyasında icra takibine başlanıldığını, söz konusu takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, dava konusu alacağın % 20"sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 28.12.2006 tarihinde düzenlenen sözleşme hükümlerinden sözleşmenin otomatik olarak uzadığı sonucuna varılamayacağını, müvekkilinin en son 31.12.2009 tarihinde vize işlemlerini yaptığını, bu itibarla dönem sonu olan 28.12.2010 tarihinde sözleşmenin sona erdiğini, müvekkilinin başka bir firmaya ait standart belgesini bu tarih itibariyle kullanmaya başladığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; bilirkişi raporu alınmış olup, taraflar arasındaki TSE marka kullanım sözleşmesine göre, davalının TSE markalarını kullanabileceği, sözleşmenin 5. maddesine göre sözleşme süresi bir yıl olup, 1 ay önceden aksi yönde herhangi bir yazılı bildirimde bulunulmadığı takdirde sözleşmenin aynı şartlarda 1 yıl daha uzayacağının taraflarca kararlaştırıldığı, sözleşme kapsamında davalı tarafça yapılacak ödemeyle ilgili herhangi bir açık hükmün bulunmadığı, davalının bu sözleşme ile elde ettiği marka kullanım hakkı karşılığında TSE tarafından belirlenen ücretlendirme tarifesine göre, kullanım devam ettiği sürece yıllık bedel ödemesi gerektiği, somut olayda davalı taraf 2010 yılı sonundan sonra TSE markalarını kullanmadığını, bunun yerine başka bir kalite uygunluk sistemi olan KGS uygunluk belgesini kullandığını savunduğu, davaya konu faturaların ilgili olduğu dönemlerde davalının KGS belgesinin kullandığını, ancak bunun TSE ile yapılan marka kullanım sözleşmesinin feshedildiği anlamına gelmediğini, her ne kadar davacı taraf, davalının sözleşmeyi feshetmemesi nedeniyle sözleşmenin aynı şartlarda 1 yıl uzadığını iddia etmiş ise de, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre sözleşmenin 2010 yılı sonuna kadar birer yıl süre ile uzamış olduğu kabul edilse dahi 2009 yılı sonunda yapılan son vize işleminden sonra, 2010 yılı sonundan itibaren sözleşmenin fiilen sona erdiği, bu tarihten sonra davalının TSE markasını kullanmadığı yönündeki savunmanın aksinin davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen Marka Kullanım Sözleşmesi nedeniyle düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki 28/12/2006 tarihli “TSE Marka Kullanım Sözleşmesi”nin 5. maddesine göre, sözleşme süresi bir yıl olup, taraflarca 1 ay önceden aksi yönde herhangi bir yazılı bildirimde bulunulmadığı takdirde, sözleşme aynı şartlarda 1 yıl daha uzayacaktır. Davacı 2009 yılı sonunda yapılan son vize işleminden sonra 2010 yılı sonundan itibaren sözleşmenin fiilen sona erdiği bu tarihten sonra TSE belgesini kullanmadığını ileri sürmüş ise de, taraflarca sözleşmede kararlaştırılan şekilde yapılan herhangi bir fesih ihbarı olmadığına göre, sadece ithalat ve ihracat için vize işlemi yapılması sözleşmenin sona erdiği anlamına gelmeyecektir.
Bu itibarla, mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen sözleşmenin yapılan vize işlemi ile sona erdiği gerekçesiyle, davacı iddiaları ve davalının savunması yeterince karşılanmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.