12. Ceza Dairesi 2018/2807 E. , 2019/12184 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/4, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Olay günü saat 16.50 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki otomobili ile meskun mahal dışı, iki şeritli, sollamanın yasak olduğu, sathi kaplama yolda seyir halindeyken, önünde seyretmekte olan traktörü sollamak amacıyla sol şeride geçtiği sırada karşı istikametten gelmekte olan ..."ın yönetimindeki otomobil ile çarpması şeklinde meydana gelen ve katılan ... basit tıbbi müdahaleyle iyileşemeyecek ve 3. derecede kemik kırığı oluşacak şekilde, mağdur ... ise basit tıbbi müdahaleyle iyileşecek şekilde yaralandığı olayda, yerdeki geçme yasağını belirten sürekli yol çizgisine rağmen karşı şeride geçerek kazaya sebebiyet verdiği olayda, bilinçli taksirin yasal koşullarının oluştuğunun ve sanık hakkında TCK"nın 22/3. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-..."ın aracında yolcu olarak bulunan ve basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek olan mağdur ..."ın kovuşturma aşamasında alınan 25.03.2015 tarihli beyanında sanıktan şikayetçi olmadığını ifade etmesi karşısında, sanığın eylemi katılan ..."ın yaralanması nedeniyle TCK"nın 89/1. maddesinde tanımlanan taksirle yaralama suçunu oluşturacağı gözetilmeden, birden fazla kişinin yaralanmasını yaptırım altına alan TCK"nın 89/4. maddesinin uygulanması,
3-CMK"nın ""Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar"" başlıklı 230. maddesinin 1-d bendinde; cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş; yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2018 tarihli ve 2015/4-1163 Esas-2018/382 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm bölümünde CMK"nın 230. ve 232. maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ya da bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanakların açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmakta olup; dosya içeriğine göre, lehe hükümler istemi bulunan sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının TCK"nın 50. maddesi hükmüne göre adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiş olmakla birlikte, hapis cezasının ertelenmesinin düzenlendiği TCK"nın 51. maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağın karar yerinde tartışılmadan hüküm kurulması suretiyle CMK"nın 230/1-d maddesine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
1- Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu iki kişinin yaralanmasına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması,
2-Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 24/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.