Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/104
Karar No: 2016/438

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/104 Esas 2016/438 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/104 E.  ,  2016/438 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    .
    Güveni kötüye kullanma suçundan sanık ..."nın 5237 sayılı TCK’nun 155/1, 50/1-a ve 52/2-4. maddeleri uyarınca hapisten çevrilen 3.600 Lira ve doğrudan verilen 2.400 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye ilişkin, İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 10.12.2009 gün ve 372-1145 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 07.07.2014 gün ve 20980-13440 sayı ile;
    “Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
    Sanığın katılana ait aracı oto kiralama sözleşmesi ile 24.02.2009 tarihinde kiraladığı, 25.02.2009 günü teslim etmesi gerekirken telefonla süreyi 28.02.2009 tarihine kadar uzattığı, aracı bu tarihte de müştekiye teslim etmeyerek telefonla süreyi uzatmak istediği, ancak müştekinin bu talebi kabul etmediği ve aracın teslimini istediği, sanığın aracı teslim etmediği ve polisler tarafından yapılan yol uygulamasında yakalanarak aracın katılana teslim edildiği olayda;
    Sanığın 02.03.2009 tarihinde aracı teslim edeceği gün polisler tarafından yol uygulaması ile durdurulduğunu, araçta bulunan arkadaşının üzerinde katılanın kimlik bilgilerini içeren sahte kimlik bulunduğundan işlem yapıldığını beyan etmesi, katılanın kollukta alınan beyanında aracın teslim tarihi olan 28.02.2009 tarihinde getirilmemesi üzerine sanığı aradığını, sanığın 03.03.2009 tarihine kadar tekrar uzatma talebini kabul etmeyip aracı 02.03.2009 tarihinde getirmesini sanığa söylediğini, 02.03.2009 tarihinde sabah 08.30 sıralarında polislerin arayarak sahte kimlik nedeniyle sanık ve arkadaşlarını araçta yakaladıklarını bildirdiklerini beyan etmesi, aracın aynı gün katılana tesliminin sağlandığının anlaşılması karşısında; katılanın beyan ettiği 02.03.2009 tarihinde sanığın suça konu aracı teslimden kaçındığına dair delil bulunmadığı, aracın gün içerisinde tesliminin mümkün olduğu gözetilerek, atılı suçtan sanığın beraatı yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de; sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde, adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi” isabetsizliklerinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 06.11.2014 gün ve 626-635 sayı ile;
    “...Her ne kadar sanık suçlamayı kabul etmemişse de, gerek kira sözleşmesine dayalı olarak aracın teslim edilme zamanının geçirilmiş olması, gerekse İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesinin incelenen dosya içeriğinden de açıkça anlaşılacağı üzere, araç içinde Hasan Karatay isimli kişinin yakalanması ve bu kişinin üzerinde araç sahibi olan katılanın kimlik bilgileri ve Hasan Karatay"ın resminin bulunduğu nüfus cüzdanının ele geçmiş olması dikkate alındığında, bu aracın Hasan Karatay’ın katılanın yerine geçerek ve sahte kimliğin kullanılarak üçüncü şahıslara satılacağı ya da bu araç üzerinden menfaat elde edileceği anlamını rahatlıkla ortaya koyduğu, böylece atılı suçun işlendiği anlaşılmakla savunmaya itibar edilmemiş mahkûmiyet kararı verilmiştir.
    Suçun subütuna yönelik tesbitte katılandan aracı kiralayan sanığın, kiralama ilişkisi sırasında her ne kadar hile, isminde, adresinde veya kullandığı kimlikte yalan ya da yanlış bir beyanda bulunmamış, ayrıca senet de vermiş ise de; katılanın anlatımı dikkate alındığında, sanığın aracı kiralamasından sonra ilk teslim etme tarihi olan 25.02.2009 tarihinde aracı teslim etmediğini, telefon ile süreyi üç gün uzattığını, 27.02.2009 tarihinde üç günlük kira bedelinin yatırıldığını, 28.02.2009 tarihinde aracın teslim edilmesi gerekirken etmediğini, yeniden görüştüklerini ve 03.03.2009 tarihine kadar kiralamak istediğini söyleyen sanığa kabul etmediğini belirttiğini, sanığın 02.03.2009 tarihine kadar aracı getirmediğini, polislerin araması ile durumu ve sahte kimlik yapıldığını öğrendiğini ve bu kimlikle aracın satılacağından şüphelendiğini belirttiği olayda; kira ilişkisinin uzatılmasına katılanın muvafakat etmemesinin sonucunun makul bir sürede aracı geri getirip teslim etmek olması gerektiği, bu dönemde teslim etmemek ve uhdesinde tutmak şeklindeki davranışın atılı suçun unsurlarından biri olduğu, ayrıca kendi resmi ile araç ve ruhsat sahibi olan katılanın kimlik bilgilerinden oluşturulmuş sahte nüfus cüzdanı taşıyan ve İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanıp mahkûm olan Hasan Karatay"ın, sanıkla birlikte aynı araç içerisinde bulunmasının da geri vermeme amacına, ruhsat sahibi gibi davranma ihtiyacı doğuran bir eyleme yönelik olduğu, bunun da yasal bir eylem olmayacağının anlaşıldığı olayda, sanığın suç kastının bulunmadığının değerlendirilemeyeceği, katılanın muvafakat etmediğini söylediği andan itibaren güveni kötüye kullanma suçunu işlemiş sayılması gerekeceği kabul edilerek Yargıtay bozma ilamının subüta yönelik kısmına bu sebepten direnilmiştir.
    Bozma ilamının kabule yönelik kısmında, adli para cezası tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşıldığı, hapis cezasında ise alt sınırda kalındığı belirtilerek teşdit sebebinin ayrıca yazılmadığı, çelişkiye düşüldüğü belirtilmiş ise de; hüküm fıkrasında TCK"nun 61. maddesine göre cezanın belirlenme sebeplerinin anlatıldığı, bu sebeplere göre hapis cezası alt sınırdan belirlenirken gün adli para cezası tayini ile ayrıca bir gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılabileceği, 5 günle başlayan adli para cezası düzenlemesini konusu ekonomik olan eylemlerde hükme yazılan gerekçe ile ayrıca yazılmasa bile 5 gün yerine daha fazla gün adli para cezasının belirlenebileceği, bunun bir çelişki doğurmadığı, hükümdeki hali ile tek gerekçenin hapis cezasını alt sınırdan tayin etmeye yeterli iken 5 gün adli para cezasını alt sınırdan uzaklaşarak tayin edilmesine gerekçe olabileceği düşünülerek kabule yönelik bu bozma kararına uyulmamıştır” gerekçeleriyle direnerek, önceki hükümde olduğu gibi sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
    Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.01.2015 gün ve 124 sayılı “düzeltilerek onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığı"na gönderilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanığın, araç kiralama işi yapan katılandan 24.02.2009 tarihli sözleşme ile bir günlüğüne araç kiraladığı, ertesi gün katılanı telefonla arayıp kira süresini üç gün uzatmak istediğini söylediği, katılanın kabul etmesi üzerine kira bedeli olarak katılana 160 Lira gönderdiği, 28.02.2009 tarihinde aracı teslim etmesi gerekirken katılanı tekrar telefonla arayarak bu defa süreyi 03.03.2009 tarihine kadar uzatmak istediğini söylediği, katılanın, sanığın teklifini kabul etmeyip aracı 02.03.2009 tarihinde getirmesini istediği, 02.03.2009 günü kolluk görevlilerince yapılan uygulama sırasında, şüphe üzerine sanık ve dört arkadaşının katılandan kiralanan araçtan indirildiği esnada, araçta bulunan ... isimli şahsın oturduğu koltukta, üzerinde bu şahsın resmi bulunan ancak katılanın isim ve T.C. Kimlik Numarasını içeren, diğer kısımları ise katılanın bilgilerinden farklı olan sahte nüfus cüzdanının görülmesi üzerine şahsın yakalandığı, sanığın görevlilere aracı katılandan kiraladığını beyan etmesi nedeniyle aynı gün aracın katılana teslim edildiği,
    Katılan ..."ün; 24.02.2009 tarihinde sanığa bir günlüğüne araç kiraladığını, aracı ertesi gün teslim etmesi gereken sanığın, kendisini telefonla arayıp süreyi üç gün uzatmak istediğini söylediğini, kabul ettiğini, sanığın 27.02.2009 tarihinde üç günlük kira bedeli olarak kendisine 160 Lira gönderdiğini, ancak 28.02.2009 günü aracı getirmediğini, aynı gün sanıkla telefonla görüştüğünü, sanığın bu kez 03.03.2009 tarihine kadar aracı kiralamak istediğini söylediğini, bu teklifi kabul etmeyip aracı 02.03.2009 tarihinde getirmesini istediğini, 02.03.2009 günü saat 08.30 sıralarında kendisini telefonla arayan kolluk görevlilerince; yol uygulaması sırasında sanığa kiraladığı araçta bulunan şahıslardan birisinin üzerinde sahte kimlik ele geçirildiğinin bildirildiğini, görevlilerce aynı gün aracının kendisine teslim edildiğini, olay nedeniyle şikâyetçi olduğunu belirttiği,
    Hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılan ..."ın; sevdiği kızı kaçırmayı düşündüğünü, kaçtıktan sonra kızın ailesinin kendilerini bulamaması için, sanığın kiraladığı araca ait ruhsatname üzerindeki isimle sahte kimlik düzenlettirdiğini, bu kimliği hiçbir yerde kullanmadığını söylediği,
    Sanığın; 24.02.2009 tarihinde katılandan oto kiralama sözleşmesi ile araç kiraladığını, daha sonra katılanı telefonla arayıp süreyi uzattığını, 26.02.2009 günü katılana havale yoluyla 160 Lira gönderdiğini, aracı 02.03.2009 günü katılana teslim edeceğini, ancak polisler tarafından yapılan kontrolde yanında bulunan Halil Karaatay"ın üzerinde sahte kimlik ele geçirilince aracı teslim edemediğini, araç kira sözleşmesinin alt kısmında imzalı boş senedin bulunduğunu savunduğu,
    Anlaşılmaktadır.
    Güveni kötüye kullanma suçu 5237 sayılı TCK"nun 155. maddesinde;
    "1- Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
    2- Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur." şeklinde düzenlenmiştir.
    Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere kanun koyucu tarafından mülkiyetin korunması amacıyla getirilen güveni kötüye kullanma suçu, failin muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan taşınır veya taşınmaz bir mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunması veya bu devir olgusunun inkar etmesiyle oluşmaktadır.
    Bu suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde ise, daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâli sözkonusu olacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanığın, katılandan 24.02.2009 tarihli sözleşme ile bir günlüğüne araç kiraladığı, ertesi gün katılanla kira süresinin üç gün uzatılması hususunda anlaştıkları, sanığın aracı teslim etmesi gereken 28.02.2009 tarihinde katılanı telefonla arayıp süreyi 03.03.2009 tarihine kadar uzatmak istediğini belirtmesi üzerine katılanın 02.03.2009 tarihinde aracı teslim etmesini istediği, 02.03.2009 günü kolluk görevlilerince yapılan uygulama esnasında şüphe üzerine sanık ve arkadaşlarının araçtan indirildiği, araçta bulunan ... isimli kişinin fotoğrafı ile katılanın isim ve T.C. Kimlik Numarasını içeren sahte nüfus cüzdanının ele geçirilmesi nedeniyle şahısların yakalandıkları, aynı gün aracın katılana teslim edildiği olayda; katılanın, sanığa aracı 02.03.2009 tarihine kadar kullanması için izin vermesi, sanığın aracı katılana teslim edeceğini fakat kolluk görevlilerince yapılan uygulama sırasında araca elkonulduğunu savunması, sanığın kolluk görevlilerine aracı katılandan kiraladığını beyan etmesi üzerine aynı gün aracın katılana teslim edilmesi ve teslim tarihinde henüz katılanın verdiği sürenin dolmadığının anlaşılması karşısında; sanığın katılandan kiraladığı araçta bulunan üçüncü bir şahısta sahte nüfus cüzdanı ele geçirilmesinin sanığın suç işleme kastıyla hareket ettiğini göstermeyeceği, sanığın aracı teslimden kaçındığına veya zilyetliğin devri amacı dışında bir tasarrufta bulunduğuna ilişkin de delil bulunmadığı gözetildiğinde, sanığa atılı güveni kötüye kullanma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığının kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla, isabetli bulunmayan yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.11.2014 gün ve 626-635 sayılı direnme hükmünün, sanığın üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    .


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi