Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4939
Karar No: 2015/10703
Karar Tarihi: 14.05.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/4939 Esas 2015/10703 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/4939 E.  ,  2015/10703 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, yurtdışında çalışmaya başladığı tarihin Türkiye içinde sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun kabulüne, bu tarihten geriye doğru çekilerek hesaplama yapılması halinde 07/02/1990 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının ...."da çalışmaya başladığı 10.07.1998 tarihinin Türkiye"de sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ile borçlandığı süre kadar geriye doğru gidilerek 07.02.1990 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 10/07/1998 tarihi olarak tespitine, sigortalılık başlangıcının 07/02/1990 tarihine çekilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
    I) 6552 Sayılı Kanun Öncesi Dönem
    Kurum uygulamasında sigortalılık başlangıç tarihi 3201 sayılı Kanun"un 5.maddesine göre borçlanılan süre kadar geriye gidilmek suretiyle bulunmakta ve 3201 sayılı Kanun"un 5.maddesinin son fıkrasına göre uluslararası sözleşmelerde yer alan başlangıç tespitine dair hükümlere dayalı tespit talepleri reddedilmekte iken Hukuk Genel Kurulu ile Yargıtay 10. ve 21.Hukuk Dairelerinin yerleşik içtihatlarında; uluslararası sözleşmede yer alan sigortalılık başlangıç tarihine dair hükümler doğrultusunda belirlenen sigortalılık başlangıç tarihinin aylık koşullarının belirlenmesinde dikkate alınmasının gerektiği ifade edilmekteydi.
    II) 6552 Sayılı Kanun Sonrası Dönem Kurum uygulamasının uluslararası sözleşmelere aykırı olmasının doğurduğu uyuşmazlıkların önüne geçilmesi amacıyla 10.09.2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun"un 29.maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasına "Ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenerek sözleşmeye dayalı sigortalılık başlangıç tarihi 3201 sayılı Yasa"daki yerini almıştır.
    6552 sayılı Kanun"la yapılan düzenleme ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerine dayalı sigortalılık başlangıç tarihinin ülkemizde başlangıç kabul edilebilmesi için bu tarihin çalışma başlangıcı olması ve borçlanma koşulları getirilmiştir.
    A) Borçlanma Koşulu
    Anayasa"nın 90.maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme hükümleri 3201 sayılı Kanunun 5.maddesinden önce uygulanma önceliğine sahip olduğundan ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için borçlanma talebinde bulunulması veya kısmen de olsa borçlanma bedelinin ödenmesi zorunlu değildir.
    Uluslararası sözleşmelere konulan bu yöndeki hükümlerin amacı; yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının ülkemize dönmesi halinde uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan haklar yönünden önem arz eden sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesinde, ülkemizde çalışan sigortalılar ile aynı koşullara tabi tutmak olup bu hüküm 3201 sayılı Yasa"da yer alan yurtdışı borçlanma hükümlerinden bağımsız bir sosyal güvence olduğundan uygulanması için borçlanma koşulu da aranmaz.
    Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatına malullük, yaşlılık ve ölüm (uzun vadeli sigorta kolları) hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla yürürlüğe giren 30.05.1978 tarih ve 2147 sayılı Kanun ile 08.05.1985 tarih ve 3201 sayılı Kanun"ların kendilerinden önce yürürlüğe giren uluslararası sözleşmeler ile yabancı bir ülkede çalışan Türk vatandaşlarına tanınan sosyal güvenlik haklarını koşula bağlaması, ortadan kaldırması veya sınırlaması da Anayasa"nın 90.maddesinin açık hükmü karşısında mümkün değildir.
    B) Çalışma Koşulu
    10.09.2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun"un 29.maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasına eklenen cümle ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde yer alan sigortalılık başlangıç tarihine dair hükümlerin uygulanabilmesi için akit ülkede çalışma başlangıcı aranmıştır. Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti için işe giriş (çalışma) aranacağı madde gerekçesinde de açıkça ifade edilmiştir.
    Sosyal güvenlik hakkı temel bir insan hakkı olup, çağdaş anayasaların tümünde bu anlayışa yer verilmiştir. Cumhuriyetimizin temel niteliklerinin belirlendiği Anayasa’nın 2.maddesinde, “Devletin sosyal bir hukuk devleti” olduğu hükme bağlanmış, 60.maddesinde de herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, Devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alıp, gerekli teşkilatı kuracağı öngörülmüştür.
    Anayasamızın 62.maddesi “Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için gereken tedbirleri alır.” hükmünü içermektedir.
    Türkiye"nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine yönelik hükümlerin ve akit ülkelerin sosyal sigortaya ilişkin mevzuatlarının birbirinden farklı olması nedeniyle bu ülkeler arasındaki uygulama farklılıklarını en aza indirmek, Anayasamızın 62.maddesi gereğince yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının sosyal güvenliklerinin sağlanması yönündeki uygulamanın, yurt içinde fiili çalışma veya isteğe bağlı prim ödeyenlere göre hak ve adalet duygularını sarsacak derecede avantajlar sağlamasının önlenebilmesi için 3201 sayılı Kanun"un 5.maddesine eklenen cümle vee Kanun gerekçesinde yazılı olduğu üzere çalışma (işe giriş) aranması doğru ve yerinde bir anlayıştır.
    Öte yandan, uluslararası sözleşmelerde yer alan "sigorta kapsamına girme" kavramının yorumu sonucunda ortaya çıkan tablonun; sosyal güvenlik hakkının sağlanmasına yönelik tedbir kapsamını aşarak kabulü mümkün olmayan bir avantaja dönüşmemesi gerektiği ve yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının sosyal güvenliklerinin sağlanması çabasının yurt içinde fiili çalışma veya isteğe bağlı prim ödeyenler yönünden eşitsizliğe neden olmaması gerektiği de unutulmamalıdır.
    C) Kurum Uygulaması
    Kurumun 29.09.2014 tarih ve 2014/27 sayılı genelgesi ile Kanun metni ve gerekçesine aykırı bir biçimde çalışma (işe giriş) niteliğinde olmayan sürelerin de (çocuk yetiştirme vb) sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir.
    Kurumun 2014/27 sayılı Genelgesi açıkça Kanun"a ve gerekçesine aykırı olmakla birlikte genelgenin yayımlanmasından sonra doğrudan Kuruma başvuranların yurt dışında fiili çalışmaya dayalı olmayan sigortaya giriş tarihleri aylık bağlama koşullarının belirlenmesinde dikkate alınacağından Kurum ile sigortalılar arasında yargı önüne gelmesi gereken bir uyuşmazlık çıkmayacaktır. Buna mukabil derdest davalarda Kurumun 2014/27 sayılı Genelgesinin uygulanmaması halinde, daha önce uyuşmazlığı yargı önüne taşıyanların, kendilerine Genelge hükümleri uygulanan sigortalılara nazaran hak kaybına uğrayacağı açıktır. Davacıların davadan feragat zorunluluğu da bulunmadığına göre, davacıların 2014/27 sayılı Genelge sonrasında doğrudan Kuruma başvuranlara göre eşitliğe aykırı bir sonuçla karşılaşmamaları ve sosyal güvenlik haklarının temini için 2014/27 sayılı Genelgenin sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti için fiili çalışma aramayan hükümlerinin eldeki davalarda uygulanması gerekir (Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 23.02.2015 gün ve 2015/2020-3428 E.K.sayılı kararı)
    III) Başlangıç Öncesi Borçlanma Sürelerinin Başlangıç Tarihini Geriye Götürmesi
    A) 6552 Sayılı Kanun Öncesi Dönem
    6552 sayılı Kanun değişikliğinden önceki dönemde, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi doğrultusunda tespit edilen sigortalılık başlangıç tarihinin, bu tarihten önce olan ve başlangıca esas alınmayan sürenin borçlanılması nedeniyle geriye götürülmesi mümkün değildi.
    Zira 3201 sayılı Kanun"un 5.maddesinde yer alan "...Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir." düzenlemesinde yer alan "... sigortalılığın başlangıç tarihi..." kavramı ülkemizde zorunlu veya isteğe bağlı sigortalılığa dayalı gerçek başlangıcı ifade etmekte ve Kanun"un geriye götürmeyi düzenlediği başlangıç kavramına, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesine istinaden belirlenen başlangıç dahil değil iken uluslararası sözleşmeler ve Kanun"da yer alan lehe düzenlemelerin birbirine eklenmek suretiyle (karma) başlangıcın geriye götürülmesi söz konusu değildi.
    B) 6552 Sayılı Kanun Sonrası Dönem
    10.09.2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun"un 29.maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasına "Ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenerek sözleşmeye dayalı sigortalılık başlangıç tarihi 3201 sayılı Yasa"daki yerini almıştır.
    Dolayısıyla 3201 sayılı Kanun"un 5.maddesinde yer alan "...Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.." düzenlemesinin uluslararası sözleşmeye dayalı olarak belirlenen sigortalılık başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlanılması halinde de uygulanması gerekir.
    IV) Somut Olayda
    Yukarıda yer alan hukuksal açıklamalar ışığında; mahkemenin "...ancak fiili çalışma olmaması nedeniyle bu tarihten geriye doğru borçlanılan sürelerin geriye çekilmesi suretiyle 07/02/1990 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespit edilemeyeceği..." biçimindeki hukuksal görüş yerinde değildir.
    Ne var ki mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin de hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıda ifade edildiği üzere 3201 sayılı Kanun"un 5.maddesinde yer alan "...Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.." düzenlemesinin uygulanabilmesi için davacının borçlanma bedelini ödediği sürenin sigortalılık başlangıç tarihinden önceki süre olup olmadığının da tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi zorunludur. Yurt dışı borçlanması, gerçekte Türkiye"de sigortalılık koşulları bulunmayan bir dönemin aylık hesabında sigortalı hizmet olarak kabul edilmesini sağlayan istisnai bir yöntem olması nedeniyle, davacının borçlanmak istediği dönemin dışındaki bir dönemin aylık koşullarının ve sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesinde dikkate alınması mümkün değildir.
    Somut olayda, davacının 10.04.1966 doğumlu olduğu ve 07.02.1990 tarihinden itibaren ...."da ikamet ettiği, sigortaya ilk girişinin fiili çalışma nedeniyle 10.07.1998 olduğu, 04.12.2012 tarihinde (5525) gün karşılığı ödeme yaptığı ancak ödenen sürenin hangi tarihleri kapsadığının mahkemece tam olarak araştırılmadığı ve Kurumdan sorulmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, borçlanma süresinin hangi tarihleri kapsadığı Kurumun kabulüne göre değil borçlanma belgeleri çerçevesinde davacının gerçek iradesine göre belirlenmelidir.
    Yapılacak iş, davacının yurt dışı borçlanma dosyasının tamamını getirterek, borçlanma belgeleri çerçevesinde Kurumun kabulünden bağımsız olarak, davacının borçlanma başvuruları, tebliğ edilen süre, ödeme miktarı ile ödeme tarihlerini gözeterek davacının 10.07.1998 tarihinden önceki döneme ait borçlandığı süreyi kesin olarak belirledikten sonra, bu sürenin 10.07.1998 başlangıç tarihini geriye götüreceğini kabul ederek sigortalılık başlangıç tarihini belirleyerek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, davacının borçlandığı süre tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmeden eksik inceleme ve araştırma sonucunda yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı"ya iadesine
    14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi