Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2059 Esas 2017/7532 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... İli, ... İlçesi, ... köyünde bulunan 158 ada 3 parsel sayılı taşınmaz 27112,08 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalılar adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi vekilinin 06/07/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; her ne kadar kadastro çalışmaları sırasında davalı yer ham toprak vasfıyla davalı adına tesbit edilmişsede, taşınmaza ait arazi inceleme raporuna göre davalı taşınmazın eylemli orman olduğundan bahisle taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; taşınmazın eylemli orman sayılan yerlerden olduğunun tesbiti ile davanın kabulüne, ... köyü 158 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının iptali ve tecil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 21/10/2006 - 20/11/2006 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış orman kadastrosu bulunmakta olup, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 10/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.