Ceza Genel Kurulu 2015/1112 E. , 2016/437 K.
"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanık ..."ın beraatine ilişkin, İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 30.12.2011 gün ve 149-635 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 12.07.2012 gün ve 148034 sayı ile 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca yeniden değerlendirme yapılmak üzere dosya mahkemesine gönderilmiş,
Yeniden inceleme yapan İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesince 13.02.2013 gün ve 127-105 sayı ile sanığın beraatine karar verilmiştir.
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 08.09.2014 gün ve 5059-20026 sayı ile;
“02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki" Kanunun geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, "yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı karar verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi" olduğu değerlendirilip, anılan Kanunun geçici 2. maddesi gereğince; sanığa "süresi içinde doğan zararı giderdiği takdirde hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceği" hususunda bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile sanığa makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğu gözetilmeden, gerekli bildirimde bulunulmadan yasal süre geçirilip yazılı şekilde karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 24.03.2015 gün ve 325-93 sayı ile;
"...,Yargıtay bozmasında belirtilen hususla ilgili işlemlerin daha önceden yapılmış olması ve aynı zamanda sanığın kaçak/usulsüz elektrik kullanma eyleminin yaptırımının hırsızlık suçu olmaktan çıkartılarak, TCK"nun 163. maddesine eklenen 3. fıkra ile karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürüldüğü, aynı düzenleme ile suçun yasal unsurlarının da değiştirilerek "elektrik enerjisinin miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi" halinde sanığın cezalandırılacağının hükme bağlandığı ve mahkememizce düzenlettirilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sanığın tükettiği elektrik enerjisi miktarının belirlenebilir olduğu" gerekçesiyle, önceki hükümdeki gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.11.2015 gün ve 365934 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanığa, katılan kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının tespitine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a)Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b)Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c)Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d)İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi durumunda ise incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İnceleme konusu dosyada, "sanığın, sayaçtan geçirmek suretiyle abone olmaksızın elektrik kullanmasından ibaret eyleminde, sayaçtaki tüketim miktarına göre borcunu ödemesi mümkün olduğundan, karşılıksız yararlanma amacı bulunmadığı, olayın hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu," gerekçesiyle verilen sanığın beraatine ilişkin önceki hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece; sanığa katılan kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yerel mahkemece; "sanığın kaçak/usulsüz elektrik kullanma eyleminin yaptırımının hırsızlık suçu olmaktan çıkartılarak, TCK"nun 163. maddesine eklenen 3. fıkra ile karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürüldüğü, aynı düzenleme ile suçun yasal unsurlarının da değiştirilerek "elektrik enerjisinin miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi" halinde sanığın cezalandırılacağının hükme bağlandığı ve mahkememizce düzenlettirilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sanığın tükettiği elektrik enerjisi miktarının belirlenebilir olduğu" şeklinde, önceki hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle karar verildiği anlaşılmaktadır.
Önceki hükümde yer almayan bu yeni ve değişik gerekçe Özel Dairece denetlenmemiş olup, Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bir konunun ilk kez Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanuni imkân bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde bulunduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.03.2015 gün ve 325-93 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.