Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/23963 Esas 2015/10677 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/23963
Karar No: 2015/10677
Karar Tarihi: 12.05.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/23963 Esas 2015/10677 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme kararı, Hukuk Dairesi'nin 2014/23963 E., 2015/10677 K. numaralı kararıdır. Kararın açıklamasında, 6100 sayılı HMK'nın 321. maddesinin 2. fıkrası gereği hükmün tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmesi gerektiği belirtilir. Kısa kararda (hüküm özetinde) hükmün tüm unsurlarının yer alması durumunda temyiz süresinin başladığı ancak gerekçenin tefhim edilmemesi durumunda temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliğinden başladığı ifade edilir. Gerekçeli kararın taraflara tebliğinin zorunlu olduğu vurgulanarak, tarafların yeni temyiz gerekçelerine dayanmak için kararın gerekçesini bilmesi gerektiği belirtilir. Kanun olarak referans verilen 5521 sayılı Kanun'un 8. maddesi, temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının \"hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal\" olarak anlaşılması gerektiğini belirtir. Kararın detaylı açıklamasına ve referans verilen kanun maddelerine dikkat etmek gereklidir.
21. Hukuk Dairesi         2014/23963 E.  ,  2015/10677 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
    Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal” olarak anlaşılması zorunludur.
    Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veya gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
    Davanın tümden kabulü ya da reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur.
    Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda;
    Temyiz eden davacılar vekilince sunulan temyiz dilekçesinin HUMK‘un 433. maddesi gereğince davalılara yöntemince tebliğ edilerek, tebliğat parçası eklendikten sonra gönderilmek üzere,
    Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.