Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2010/9-169
Karar No: 2010/171
Karar Tarihi: 24.03.2010

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/9-169 Esas 2010/171 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2010/9-169 E.  ,  2010/171 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Beyoğlu 1.İş Mahkemesi
    TARİHİ : 15.10.2009
    NUMARASI : 2009/201 E-2009/449 K.

                Taraflar arasındaki “Kıdem ve İhbar Tazminatı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beyoğlu 1.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.06.2007 gün ve 2005/748 E -2007/253 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 26.03.2009 gün ve 2007/37169-2009/8055 sayılı ilamı ile;
    (“...Dosya içeriğine göre, yetkili mahkemenin hangi iş mahkemesi olduğu uyuşmazlık konusudur. Davalı cevap dilekçesinde: Davalı şirketin adresinin “T... mah. P... sok. S... İş Merkezi .. .kat: ... , D: .... Kadıköy/ Istanbul” olduğunu, şirketin Beyoğlu’nda şubesinin bulunmadığını, ileri sürerek öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davalının yetki itirazı konusunda bir karar verilmemiştir.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. maddesinde iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir. Buna göre, “iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.”
              İş mahkemelerinde yetki kuralı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetki kurallarına uygun olup buna ek olarak işin yapıldığı yer, yani işyeri mahkemelerini de yetkili kılmaktadır.
              İş mahkemesine açılan dava, dava tarihinde davalının ikametgahının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
              Türk Medeni Kanunu’nun 19.maddesi uyarınca gerçek kişi yönünden “Yerleşim yeri sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir”. Gerçek kişi işverenin başka bir yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu kanıtlanmadığı takdirde, kural olarak nüfusta kayıtlı olduğu yerin ikametgah sayılması gerekir. Aynı kanununun 49.maddesi uyarınca da, “Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. Bu yer de genelde merkezin bulunduğu yerdir. Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı yer, bir başka anlatımla işyeri tanımına 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda yer verilmemiştir. İşyerini tanımına 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2.maddesinde yer verilmiştir. Buna göre “İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.” Bir yer, ancak işin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunmaktaysa, o işyerinden sayılacaktır.
                İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan davalı tarafça süresinde yapılmasa da hakim tarafından kendiliğinden bu husus göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hakim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir.
                 Somut uyuşmazlıkta; dosyada mevcut Ticaret Sicil kaydı ve İstanbul Sigorta İl Müdürlüğü belgelerinden davalı şirketin merkezinin “ T... mah. P... sok. S... İş Merkezi .. .kat: ... , D: .... Kadıköy” olduğu anlaşılmaktadır.
                Dosya içerisinde, davalı şirketin Beyoğlu’nda şubesinin bulunduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı gibi davacı, Beyoğlu’nda davalı şirkete ait bir işyerinde çalıştığını da ispatlayamamıştır. .
                Buna göre;davaya bakmaya Kadıköy İş Mahkemeleri yetkili olduğu anlaşıldığından, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir...”)
    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ  EDEN  : Davalı vekili    

                     HUKUK GENEL KURULU KARARI

               Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, kıdem ve ihbar tazminatı isteğine ilişkindir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında, işin esasına girişilmeden evvel, özel daire ve mahkeme kararlarının içerikleri gözetildiğinde, ortada yeni bir hükmün mü, yoksa bir direnme kararının mı, bulunduğu, ön sorun olarak ele alınmıştır.
    İlkin belirtilmelidir ki, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesinin 2.ve 3.fıkraları gereğince, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için; açıkça bozma ilamına uyulmamış olması; bozmadan esinlenilerek eylemli uyma anlamına gelecek herhangi bir araştırma yapılmaması ve yeni delil toplanmaması; bozulan ilk kararda yer alan hususlar direnmeye konu edilerek gerekçenin ilk karardaki ana çerçeveden çıkılmadan sadece onu güçlendirmeye yönelik olmak üzere yasal sınırlarda genişletilerek oluşturulması, gerekmektedir. 
    Somut olayda; davacı işçi “A.... Kaptan” isimli kuru yük gemisinde usta gemici olarak geçen çalışması karşılığı kıdem ve ihbar tazminatı isteminde bulunmuş; davalı işveren, yetki itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemenin işin esasına girerek verdiği davanın kabulüne ilişkin karar; davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıya başlık bölümüne aynen alınan gerekçeyle ve sonuçta yetkisizliğe karar verilmesi gereğine işaretle, bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyulup uyulmama konusunda bir karar verilmeden önce, İstanbul Liman Başkanlığı Türk Uluslararası Gemi Sicili Memurluğu’na müzekkere yazılarak, davacı işçinin çalıştığı geminin sahibinin, bağlı olduğu bağlama limanının ve bu limanın adresinin bildirilmesi, istenmiştir. 23.06.2009 tarihli cevabi yazıda “A... Kaptan Denizcilik ve Ticaret A.Ş.nin sahibi bulunduğu Arif Kaptan isimli kuru yük gemisinin 11.10.2004 tarihinden bu yana ve halen Türk Uluslararası gemi sicilinin 800 sıra ile İstanbul bağlamasında kayıtlı ve bu yerin adresinin de M.... M... caddesi No...  Fındıklı/İSTANBUL olduğu” bildirilmiştir.
    Yerel Mahkemece, ilk hükümde yer almayan ve yapılan bu araştırmaya dayanarak oluşturulan “854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nun 46/2.maddesine göre bağlama limanının bulunduğu yer mahkemesinin davaya bakmaya yetkili olduğu, geminin bağlı olduğu İstanbul Liman Başkanlığı’nın Beyoğlu’nda bulunduğu” şeklindeki yeni gerekçe ile yetki itirazı reddedilmiş; davanın kabulüne karar verilerek, bu karar direnme olarak adlandırılmıştır.
    Ne var ki, yukarıda da açıklandığı üzere mahkemenin bu kararı, bozma ilamından esinlenerek yapılan araştırmaya ve yeni bir gerekçeye dayalı, yeni bir hüküm niteliğindedir.
    O halde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Durum bu olunca, yeni hüküm niteliğindeki bu kararın temyiz inceleme mercii Hukuk Genel Kurulu olmayıp, Özel Daire’dir.
    Bu nedenle; dosyanın, temyiz incelemesi yapılmak üzere, görevli bulunan 9.Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekir.
    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin bu yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 24.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi