3. Hukuk Dairesi 2017/9286 E. , 2017/1323 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı tarafça istenilmekle, daha önceden belirlenen 31.05.2016 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av.... geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, dosyanın eksik evraklar nedeniyle geri çevrilmesi sonrasında, dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; dava konusu taşınmazın davalıya 2886 sayılı Kanuna göre 11.04.2012 başlangıç tarihli, 3 yıl süreli sözleşme ile kiralandığını, davalının edimlerini süresinde yerine getirmemesi nedeniyle kira sözleşmesinin 2886 sayılı Kanunun 62 maddesi gereğince 14.02.2013 tarihinde feshedildiğini belirterek fesih tarihi olan 14.02.2013 tarihinden 01.07.2013 tarihine kadar kira bedelinin % 1 oranında hesaplanan1.849.500 TL ceza bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cezai şartın tek taraflı olarak belirlendiği, davalı şirketin iflasına neden olacağı gerekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, TTK 22. Maddesi gereğince, davalının tacir olması nedeniyle cezai şarttan indirim talep edemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne ile 1.849.500 TL tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
Davacı Hazine ile davalı arasında, 2886 Sayılı Yasa hükümlerine göre düzenlenen 11.04.2012 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 13. maddesinde "Kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmaz idareye teslim edilmezse, geçen her gün için, cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında ceza, itirazsız olarak ödenir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Fesih durumunda davalının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için öncelikle feshin davacı idare yönünden haklı nedene dayanıyor olması gerekir. Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 315. maddesinde (818 sayılı BK"nun 260. maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Kiracının cezai şarttan sorumlu tutulabilmesi için akdin idarece feshedilmiş olması tek şart olmayıp, haklı bir feshin de varlığı şarttır. İdare tarafından haksız bir feshin varlığı halinde davalının feshi kabul ederek kiralananı teslim etmesi, cezai şarttanda sorumlu olmasını gerektirmez. Davacı cezai şart istemini sözleşmenin feshini müteakip sözleşmenin 13. maddesi gereğince ödenmesi gereken cezai şart istemine dayandırmıştır.
Ne var ki, davacının gönderdiği kira bedelinin ödenmesine ilişkin 04.12.2012 tarihli ihtarnamede, 10 günlük süre içerisinde kira bedelinin ödenmesinin talep edildiği, bu ihtar kiracının temerrüdünü düzenleyen ve az yukarıda açıklanan yasanın emredici hükmüne aykırı olduğundan, hukuki sonuç doğurmaz. Davacı idarenin feshi hukuki sonuç doğurmadığına ve taraflar arasındaki kira sözleşmesi gereği davalı kiracı kiralananı kullanmaya devam ettiğine göre davalı kiracı kiralananda bulunduğu süre kadar kira bedelinden sorumludur. Bu nedenle mahkemece, kiracının kiralananda bulunduğu süre için kira bedelinin talep edilip edilmediği ve taleple bağlılık ilkesi dikkate alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı için takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
HUMK"nun 440 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.