3. Hukuk Dairesi 2017/1502 E. , 2017/1318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava konusu taşınmazın başka paydaşlar tarafından kiraya verildiğini kira bedelinin müvekkili tarafından bilinmediğini, 01.07.2012 tarihi itibariyle davacının hissesine düşen kira bedelinin yatırılması için ihtar çekildiğini, ancak bedelin yatırılmadığını, müvekkilinin hissedarı olduğu taşınmazın rayiç kira bedelinin 20.000 TL olarak tespiti ile davacının hissesine düşen kira bedelinin belirlenerek davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, son ödenen kira parasının aylık toplam 5.000 TL olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.05.2014 tarihli kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin, 22.12.2014 tarih 2014/12135 E.-2014/14301 K. sayılı ilamı ile ""Davacı 31.07.2012 tarihinde açtığı kira parasının tespiti davası ile rayiç kira değerinin 20.000 TL olarak tespitini talep etmiş, tespitini talep ettiği dönemi açıklamamıştır. Mahkemece bu husus davacı vekiline açıklattırılmalıdır. Davacı dava dışı paydaşlar ile davalı tarafça yapılan kira sözleşmesine dayanarak kira parasının tespitini talep etmiş ise de, kira sözleşmesinin başlangıç tarihi bildirilmemiştir. Mahkemece öncelikle kira bedelinin tespiti talep edilen dönem açıklattırıldıktan sonra kira başlangıç tarihi belirlenerek dönemin hak ve nesafet dönemi içinde kalıp kalmadığı hususu üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile, 01.07.2012 tarihinden itibaren, davacının hissesine düşen kira bedelinin aylık brüt 2.215,32 TL olarak tespitine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kira parasının tespitine ilişkin 6098 sayılı TBK"nun 344. maddesinde "Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından
üretici fiyat endeksindeki artış oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. Her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir” düzenlemesi getirilmiştir. Şartlar değişmediği ve özel nedenlerin varlığı iddia ve ispat edilmediği sürece, kira sözleşmesinde olağan rayice uygun olarak kararlaştırılan kira parasına, Üretici fiyat Endeksinin dört yıl için artırımı esas alınarak bulunacak kira parasının o dönemin hak ve nesafet kurallarına uygun ve aşırı olmayan bir kira parası olduğu ilke olarak kabul edilmeli ve ona göre uygulama yapılmalıdır. Dört yıldan sonra ise, taşınmazın boş olarak yeniden kiralanması halinde getirebileceği kira parası bilirkişi marifetiyle belirlenerek, hakimce bu miktar gözönünde bulundurulup hak ve nesafete uygun bir kira parası takdir edilmelidir. Hak ve nesafete uygun kira belirlenirken en son ödenen aylık kira bedeline endekse (ÜFE) göre artış yapılarak belirlenen kiradan daha düşük olmayacak şekilde taşınmazın boş olarak yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği brüt kira bedelinden, davalının eski kiracı olduğu gözetilerek hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekmektedir.Olayımıza gelince; Davacı 31.07.2012 tarihinde açtığı kira parasının tespiti davası ile rayiç kira değerinin 20.000 TL olarak tespitini talep etmiş, tespitini talep ettiği dönemi açıklamamıştır. Bozma sonrasında davalı tarafından sunulan 01.01.2010 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesinde ise aylık kira bedelinin 3.500 TL olduğu görülmektedir. Davacı dava dışı paydaşlar ile davalı tarafça yapılan kira sözleşmesine dayanarak kira parasının tespitini talep etmiş ve davalı tarafından sunulan 01.01.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin muvazaalı olduğunu da savunmamıştır. Bu nedenle kira başlangıç tarihi itibarıyla dönemin ÜFE artış dönemi içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan esas ve ilkeler doğrultusunda ve son ödenen kira bedelinden düşük olmayacak şekilde, üretici fiyat endeksindeki artış oranına göre kira bedeli belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazlı bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, HUMK"nun 440 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,14.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.Başkan