11. Hukuk Dairesi 2016/10214 E. , 2017/3571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/03/2016 tarih ve 2015/563-2016/151 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin yüksek oranda kar verileceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalılara 50.080,00 DM ödediğini, müvekkiline yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, ancak daha sonra istenilmesine rağmen müvekkilinin parasının iade edilmediğini, davalıların Bankacılık Kanunu"na aykırı şekilde mevduat topladıklarını, SPK"na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiklerini, davalı yöneticilerin cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak suçundan yargılandıklarını ileri sürerek, geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ödenen paranın iadesine olmazsa fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.080,00 DM karşılığı reddedilen ve kesinleşen kısmı dışındaki fazladan alınan 14.727,00 Euro’nun ödendiği tarih itibariyle işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davalı ... aleyhine açtığı davadan ve geçerli ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ilişkin talebi ile ödenen paranın iadesine ilişkin talebinden feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalılar vekili; davanın konusunu oluşturan uyuşmazlığın daha önce kesin bir hükümle çözümlenmiş olduğunu, ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından daha önce aynı konuda, aynı sebeplere dayanılarak dava açıldığı ve taraflar arasındaki ihtilafların ... Asliye 1. Ticaret Mahkemesi’nin 2011/83 esas 2011/629 karar sayılı kararı ile çözümlendiği, bu konuda verilen kararın da kesinleşmiş olduğu ve davalı tarafın kesin hüküm itirazının yerinde olduğu, ayrıca davacı tarafın, davalı ... aleyhine açtığı davadan ve geçerli ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ilişkin talebinden feragat ettiği gerekçesiyle davalı ... aleyhinde açılan davanın feragat nedeniyle reddine ve davalı ... A.Ş aleyhinde açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, terditli olarak, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine olmazsa nominal değer üzerinde fazladan ödenen paranın tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece, davacının terditli talebi gözetilmeden yazılı şekilde kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında görülen ve kesin hükme konu olan ilk davada, davacı vekilinin, davalıların yüksek kar payı verileceği ve yatırılan paraların istendiği zaman iade edileceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını ileri sürerek geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve bu amaçla verilen paranın tahsilini talep ettiği ve mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. İşbu davada ise davacı vekili, davalıların yüksek kar payı verileceği ve yatırılan paraların istendiği zaman iade edeceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını, kaldı ki müvekkilinin davalı şirkete geçerli ortaklığının bulunması durumunda müvekkilinden payların nominal değerinin çok üzerinde haksız olarak tahsilatlar yapıldığını, müvekkilinden haksız olarak alınan bu bedelin iadesi gerektiğini ileri sürerek terditli olarak birinci talebinde, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve bu amaçla verilen paranın tahsilini, ikinci talebinde ise nominal değer üzerinde fazladan ödenen paranın tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında, birinci talebinden ve davalı ... aleyhine açtığı davadan feragat ettiğini, davasını ikinci talebine hasrettiğini bildirmiştir.
Bu durumda, davacının davasını terditli olarak açtığı ve ilk talebinden feragat ettiği, ilk davanın sebebi ile davacının işbu terditli davasındaki ikinci talebinin sebeplerinin farklı olduğu ve ilk davanın bu talep için kesin hüküm teşkil etmeyeceği, ayrıca işbu davada, davacı vekilinin, müvekkilinin davalı şirkete ortak olduğunun zımnen kabulü ile payların nominal değerinin çok üzerinde tahsilat yapıldığını ileri sürerek müvekkili tarafından fazladan ödenen paranın tahsilini talep ettiği gözetilerek; davacının ilk talebinin ve davalı ... aleyhine açtığı davanın feragatten reddine karar verilmesi ve ikinci talebinde ise işin esasına girilip, davacının davalı şirkete pay senedi satın almak suretiyle mi yoksa devir suretiyle mi ortak olduğu, yeni pay almak suretiyle ortaklık söz konusu ise davacıya verilen pay senetlerinin o tarih itibariyle nominal değerinin ne olduğu, şayet davacıdan nominal değer üzerinden bir bedel alınmış ise primli hisse senedi çıkarılması yolunda bir kararın bulunup bulunmadığı, payı üçüncü şahıslardan devir yoluyla almış ise davalının pasif husumetinin bulunup bulunmadığı hususları değerlendirilerek oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.