1. Hukuk Dairesi 2015/2775 E. , 2017/5511 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar; mirasbırakanları ...’nin maliki olduğu ve ölümü üzerine elbirliği mülkiyetine tabi 758 ada 32 parsel sayılı taşınmaza,davalının baz istasyonu enerji nakil hattı geçirmek suretiyle müdahalede bulunduğunu,haksız müdahalenin 4 yıl önce gerçekleştiğini ve ihtarname gönderilmesine rağmen olumlu sonuç alınamadığını ileri sürerek el atmanın önlenmesine ve kabloların sökülmesine, her yıl için 7.500-TL ‘den 4 yıllık toplam 30.000-Tl ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı vekili; davaya konu edilen enerji nakil hattının davalı şirkete ait olmadığından öncelikle husumet yokluğu nedeniyle ve esastan da davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile çekişme konusu taşınmaza vaki el atmanın önlenmesine ve davalıya ait kabloların sökülmesine,ecrimisil isteği yönünden 1.955,16-TL ecrimisilin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların, çekişme konusu 758 ada 32 parsel sayılı avlulu kargir ev vasıflı, 90,78 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kayden maliki olan ve 20/07/1996 tarihinde ölen ...’nin mirasçıları oldukları, davalı şirketin ise çekişme konusu taşınmazla ilgili kayda dayanan bir hakkı olmayıp dava dışı ... Spor Kulübü Derneği ile ...r stadyumuna baz istasyonu kurulması hususunda kira sözleşmesi akdettiği davalı şirketin savunmasında enerji hattı çekme yetkisinin olmadığını, bu konuda ... ve ... gibi müesseselerin yetkili olduğunu belirterek husumet itirazında bulunduğu, 21/06/2013 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokiye göre çekişme konusu taşınmazın yer altından kablo geçirildiğinin tespit edildiği ve kablo güzergah genişliğinin 60 cm. olması gerekirken bu alanın 6,15 m2 olup A harfiyle gösterildiği, kablo güzergahı ile komşu dava dışı 31 parsel arasında sınıra paralel olacak şekilde 0,85 metre mesafe bulunduğu, kablo güzergahı ile komşu 31 parsel arasında kalan kullanılamayacak alanın 8,77 m2 olduğu ve B harfi ile gösterildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve yasalarla gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır.
Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur.
Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.
Bilindiği gibi,gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira bedeli, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
Somut olaya gelince, mahkemece davacı taşınmazının içinden geçtiği kabul edilen elektrik nakil hattının savunmada belirtildiği gibi herhangi bir projeye bağlı olarak elektrik şirketleri tarafından mı yoksa özel olarak davalı tarafından mı döşendiğinin öncelikle saptanması gerekirken bu hususta inceleme yapılmaksızın sonuca gidilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, ecrimisilin mahrum kalınan gelir olduğu gözetilmeksizin ve davacı yanın taşınmazından geçirildiği kabul edilen yer altı kablosunun davacı taşınmazının kullanımına engel olup olmadığının, bu sebeple mahrum kalınan bir gelirin bulunup bulunmadığının yukarda değinilen düzenleme ve ilkeler gereğince saptanmaksızın ecrimisil yönünden yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.