Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/3778 Esas 2017/7379 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3778
Karar No: 2017/7379
Karar Tarihi: 10.10.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/3778 Esas 2017/7379 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/3778 E.  ,  2017/7379 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.05.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Dava, İcra İflas Kanunu madde 121 gereğince açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu borçlu ...’in hissesi bulunan ... Köyü 70 ada 28 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
    5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
    Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklandığından usuli kazanılmış hak da oluşturmaz.
    Somut uyuşmazlıkta; karar tarihinden sonra davaya konu taşınmaz üzerindeki mülkiyet durumu, elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete dönüştüğünden davacının borçlu payının satışı sureti ile alacağına kavuşma imkanı bulunduğundan davada hukuki yararı kalmamıştır. Hukuki yarar bulunmadığından davanın reddi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün, BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.