Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi, ihaleye konu taşınmazın kıymet takdirine itiraz olunduğunu, henüz sonuca bağlanmadan ihalenin yapıldığını ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. İİK"nun 128 ve 128/a maddeleri gereğince kesinleşen kıymet takdirinin satışta esas alınması gereklidir. Bir başka deyişle kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılması yasaya aykırıdır. (HGK"nun 15.03.21995 tarih ve 1994/12-795 E., 180 K)
Bu husus, ihalenin feshi aşamasında mahkemece re"sen gözetilecek konulardandır.
Somut olayda, şikayetçi borçluya, icra müdürlüğünce 22.04.2009 tarihinde yapılan kıymet takdirine ilişkin raporun tebliğinin yapılamadağı, adı geçen tarafından 03.06.2009 tarihinde İstanbul 6. İcra Mahkemesi"nde kıymet takdirine itiraz olunduğu, mahkemece 18.01.2010 tarihinde 2009/2127-19 K. sayılı kararla yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Ankara İcra Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmiş, bu karar 29.03.2010 tarihinde kesinleşmiştir. 26.02.2010 tarihinde dosyanın yetkili Ankara İcra Mahkemesi"ne gönderilmesi talep olunmuş, Ankara 2. İcra Mahkemesi"nce 06.04.2010 tarihinde belirlenen 600.000 TL keşif yolluğunun 7 gün içinde yatırılmasına karar verilmiş ve 13.04.2010 tarihinde yatırıldığı halde, mahkemece 20.04.2010 tarih ve  2010/284-430 K. sayılı kararla kıymet takdirinin kesinleştiği, ihalenin de yapıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılması usulsüz olup, bu nedenle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Şikayetçinin  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23/06/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.