Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10207
Karar No: 2017/3564
Karar Tarihi: 12.06.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/10207 Esas 2017/3564 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/10207 E.  ,  2017/3564 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/03/2016 tarih ve 2015/173-2016/148 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin yüksek oranda kâr verileceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalılara 34.430,00 DM ödediğini, müvekkiline yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, ancak daha sonra istenilmesine rağmen müvekkilinin parasının iade edilmediğini, davalıların Bankacılık Kanunu"na aykırı şekilde mevduat topladıklarını, SPK"na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiklerini, davalı yöneticilerin cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak suçundan yargılandıklarını ileri sürerek, geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ödenen paranın iadesine olmazsa fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 34.430,00 DM karşılığı reddedilen ve kesinleşen kısmı dışındaki fazladan alınan 10.050,00 Euro’nun ödendiği tarih itibariyle işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davalı ... aleyhine açtığı davadan ve geçerli ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ilişkin talebi ile ödenen paranın iadesine ilişkin talebinden feragat ettiğini bildirmiştir.
    Davalılar vekili; davanın konusunu oluşturan uyuşmazlığın daha önce kesin bir hükümle çözümlenmiş olduğunu, ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından daha önce aynı konuda, aynı sebeplere dayanılarak dava açıldığı ve taraflar arasındaki ihtilafların ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/176 esas ve 2010/556 karar sayılı kararı ile çözümlendiği, bu konuda verilen kararın da kesinleşmiş olduğu ve davalı tarafın kesin hüküm itirazının yerinde olduğu, ayrıca davacı tarafın, davalı ... aleyhine açtığı davadan ve geçerli ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ilişkin talebinden feragat ettiği gerekçesiyle davalı ... aleyhinde açılan davanın feragat nedeniyle reddine ve davalı ...A.Ş aleyhinde açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Dava, terditli olarak, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine olmazsa nominal değer üzerinde fazladan ödenen paranın tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece, davacının terditli talebi gözetilmeden yazılı şekilde kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında görülen ve kesin hükme konu olan ilk davada, davacı vekilinin, davalıların yüksek kâr payı verileceği ve yatırılan paraların istendiği zaman iade edileceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını ileri sürerek geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve bu amaçla verilen paranın tahsilini talep ettiği ve mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. İşbu davada ise davacı vekili, davalıların yüksek kâr payı verileceği ve yatırılan paraların istendiği zaman iade edileceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını, kaldı ki müvekkilinin davalı şirkette geçerli ortaklığının bulunması durumunda müvekkilinden payların nominal değerinin çok üzerinde haksız olarak tahsilatlar yapıldığını, müvekkilinden haksız olarak alınan bu bedelin iadesi gerektiğini ileri sürerek terditli olarak birinci talebinde, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve bu amaçla verilen paranın tahsilini, ikinci talebinde ise nominal değer üzerinde fazladan ödenen paranın tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında, birinci talebinden ve davalı ... aleyhine açtığı davadan feragat ettiğini, davasını ikinci talebine hasrettiğini bildirmiştir.
    Bu durumda, davacının davasını terditli olarak açtığı ve ilk talebinden feragat ettiği, ilk davanın sebebi ile davacının işbu terditli davasındaki ikinci talebinin sebeplerinin farklı olduğu ve ilk davanın bu talep için kesin hüküm teşkil etmeyeceği, ayrıca işbu davada, davacı vekilinin, müvekkilinin davalı şirkete ortak olduğunun zımnen kabulü ile payların nominal değerinin çok üzerinde tahsilat yapıldığını ileri sürerek müvekkili tarafından fazladan ödenen paranın tahsilini talep ettiği gözetilerek; davacının ilk talebinin ve davalı ... aleyhine açtığı davanın feragatten reddine karar verilmesi ve ikinci talebinde ise işin esasına girilip, davacının davalı şirkete pay senedi satın almak suretiyle mi yoksa devir suretiyle mi ortak olduğu, yeni pay almak suretiyle ortaklık söz konusu ise davacıya verilen pay senetlerinin o tarih itibariyle nominal değerinin ne olduğu, şayet davacıdan nominal değer üzerinden bir bedel alınmış ise primli hisse senedi çıkarılması yolunda bir kararın bulunup bulunmadığı, payı üçüncü şahıslardan devir yoluyla almış ise davalının pasif husumetinin bulunup bulunmadığı hususları değerlendirilerek oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi