Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3573
Karar No: 2018/9650
Karar Tarihi: 25.10.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/3573 Esas 2018/9650 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/3573 E.  ,  2018/9650 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Sude Tarım Gıda Hayvancılık vekili ve ihbar olunan Şekerbank vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davacı şirketin alacağına karşılık davalı borçlu Şenbaba Yumurta Ltd Şti aleyhine icra takibi başlattığını, borçlu şirket adına kayıtlı ... parsel nolu taşınmazın davalı ... Uyarere satıldığını, ardından diğer davalılara devredildiğini yapılan devirlerin muvazaalı olduğunu söyleyerek tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre,davanın kabulü ile; ... parsel sayılı taşınmazın Ankara 31.İcra Müdürlüğü"nün ... esas sayılı takip dosyasına konu alacağa münhasır olmak üzere davalılara satışına ilişkin tasarrufların iptaline, 31.İcra Müdürlüğü"nün ... esas sayılı takip dosyasına konu alacağın tahsili amacıyla davacıya dava konusu taşınmaz yönünden haciz ve satış isteme yetkisi verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı Sude Tarım Gıda Hayvancılık Ltd. Şti. vekili ve ihbar olunan Şekerbank vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Şekerbank A.Ş, ihbar olunan sıfatı ile davada yer almış olup, dava ihbar olunan Şekerbank A.Ş, davanın tarafı olmadığı gibi aleyhine hüküm de kurulmadığından, kararı temyizde hukuki menfaati bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı Sude Tarım Gıda Hayvancılık A.Ş vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    3-Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu, davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği (İİK.md.283/1), bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı, bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın iptali istenen tasarruftan itibaren beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerektiği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmeli, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalı, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun
    alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de tespiti gerekir.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabileceği, İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerektiği bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir.
    Mahkemece taşınmazın kısa aralıklarla üzerindeki takyidatlarla satılmış olması ve davacılarla davalıların aynı sektörde faliyet göstermeleri nedeniyle davalının mali durumunu bilebilecek durumda olmaları gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de davalı ... dışında davanın kabulünü gerektirecek delil bulunmadığı gibi yapılan araştırma da yeterli değildir.
    Taşınmazı borçlunun muamelede bulunduğu kişiden devralan Kişiler için borçlunun maksadını bilen ya da bilmesi gereken kişilerden olduğunun diğer bir ifade ile kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerekir. Davalıların sadece aynı alanda faliyet göstermeleri kötüniyet için yeterli değildir. Mahkemece davalıların şirket kayıtları getirtilerek, şirket ortak ve kurucularının, faliyet konularının, faliyet gösterdikleri yerlerin hepsi bütün olarak değerlendirilerek arada ilişki bulunup bulunmadığı, davalıların borçlunun durumunu bilebilecek kişilerden olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
    4-İİK."nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    Somut olayda dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan ihbar olunan Şekerbank lehine 30.09.2013 tarihli ve Kredi Garanti Fonu lehine yine 30.09.2013 tarihli ipotek şerhlerine konu borçların ödenmemesi nedeniyle dava açıldıktan sonra Ankara 6. İcra Müdürlüğünün ve ... İcra Müdürlüğünün dosyaları üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı görülmektedir.
    Bu tür davalarda dava konusu mal borçlunun borcu nedeniyle davalı üçüncü kişinin elinden çıkmış ise üçüncü kişi cebri icra sonucu yapılan satıştan elinde artı bir para kalır ise o miktar ile sorumlu olur aksi takdirde dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı kararı vermek gerekmektedir. Mahkemece takip dosyaları bulunduğu yerden getirtilerek taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle cebri icra yoluyla davalı kişinin elinden çıkıp çıkmadığı ve dosyada artan para kalıp kalmadığı araştırılmadan karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan Şekerbank vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Sude Tarım Gıda Hayvancılık A.Ş vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Sude Tarım Gıda Hayvancılık A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Sude Tarım Gıda Hayvancılık A.Ş. ve ihbar olunan ..."ye geri verilmesine, 25/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi