BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/922 Esas 2019/824 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2017/922
Karar No: 2019/824
Karar Tarihi: 29.05.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/922 Esas 2019/824 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/922 Esas
KARAR NO : 2019/824
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/10/2017
KARAR TARİHİ: 29/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekili mahkememize verdiği 10/10/20017 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davacının ...Bankası A.Ş'nin ... şubesine gitmek suretiyle hesabına İstanbul ...İcra Dairesi'nin ... E.sayılı dosyası üzerinden kaynaklı haciz ve bloke konulduğunu öğrendiğini, işbu haciz ve bloke konulmadan önce taraflarına herhangi bir ödeme emrinin gelmediğini ve davacı ile görüşülerek söz konusu icra dosyasına vekalet sunulduğunu ve dosyadan örnek alındığında icra takibinin bonoya dayalı olduğunun görüldüğünü, işbu bono örneğindeki imzaların davacının kendisine ait olmadığını, müvekkilinin davalı şirket ile herhangi bir ticari ilişki içerisinde olmadığını, takibe konu bononun üzerinde "nakden" kaydının bulunup davalı şirketten herhangi bir borç para da almadığını, sadece dava dışı kuzeni olan ... ile bir dönem ortak iş yaptığını, ve olası bir ihtimal dahilinde takibe dayanak söz konusu bono üzerindeki imzanın kuzeni ...'a ait olabileceğini, bunun sebebinin ise davalı şirketin alacaktan haberdar olmayan müvekkiline borcu olduğunu ve ödemesi gerektiğini birkaç kez telefonda söylediğini, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin 03/10/2016 tarih ve 2016/2829 E. 2016/12873 K. Sayılı ilamında "takip dosyasına konu senet kambiyo vasfını haiz bono niteliğinde olduğundan dava mutlak ticari davalardandır" bahsinin geçtiğini, ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu 209/f.1 (1) maddesinde "Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz" denildiğini, bu hüküm gereğince takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir talep edip ve yine icra dosyasına konulan haciz ve bloke sebebiyle müvekkilinin ödeme güçlüğü yaşanmaması açısından teminatsız olarak söz konusu haciz ve blokenin kaldırılmasını talep ettiklerini, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin sahte bonodan kaynaklanan borç nedeniyle aile ve iş yaşantısının olumsuz etkilendiğini, yukarıda arz ve izah olunan gerekçelerle öncelikle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile, İcra Dairesi'nin dosyasındaki söz konusu takibin durdurulmasını, takip konusu alacağın %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği 27/12/2017 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davalı şirketin gayrimenkul alanında faaliyette bulunup Türkiye çapında şirket prensiplerine uygun olduğunu değerlendirdiği kişi/şirketlerle ... Sözleşmesi ile ticari ilişki kurmakta ve faaliyetlerine de bu kapsamda devam etmekte olduğunu, öyle ki davacı taraf ile kurulan ticari ilişkinin de bu kapsamda olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli ve haksız olarak gerçeklere aykırı beyanda bulunduğunu, zira müvekkil şirketin icra takibine konu ettiği bononun 16/09/2015 tarihli olup ...Lisans Sözleşmesi gereği kurulan ticari ilişki kapsamında gerçekleştiğini, işbu ticari ilişki kapsamında, taraflar sözleşme ile ticari ilişkilerini düzenlemeyi amaçladığını, ve hatta bu kapsamda takip konusu olan bono dışında müvekkili şirketçe davacı tarafa hizmet faturalarının tanzim edildiğini ve cari hesabına işlendiğini, ancak davacı tarafça sözleşme konusu edilen hizmetler kapsamında tanzim edilen ve takibe konu bono ödenmeyince yasal olarak hakkında icra takibine geçildiğini, icra takip aşamasında ödeme emrinin davacı/borçluya tebliğ edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmaması karşısında bir kısım icra işlemlerine başlandığını ve yine bu durum karşısında takibe konu borçların ödenmemesi sebebiyle müvekkilin bir kısım yasal haklarının da ihlal edilmesi karşısında ...Noterliğinin 17/10/2017 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilip borçlu olunan bedelin sözleşmede belirlenen sürede ödenmesi ihtar edildiğini, aksi halde haksız rekabet ve sair yasal hususlardan kaynaklı yasal işlemlerin başlatılacağı ve sözleşmenin fesih olunacağının da ihtar edildiğini, söz konusu yukarıda izah edilen süreçler yaşanırken bu kez de huzurda görülmekte olan iş bu davanın açıldığının bizzat davacı ile görüşmeler gerçekleştiren şirket tarafından şaşkınlıkla karşılandığını, öyle ki davacı ve müvekkil şirketin satış ve pazarlamasında görevli çalışanların aralarında sözleşme tarihinden önce şifahi görüşmeler gerçekleştiğini ve davacının müvekkil şirketin sözleşmede belirtilen esasları karşılayacağı değerlendirilerek sözleşme ilişkisinin kurulduğunu, bu ticari ilişki sebebiyle davalı şirketin Bursa bölgesi satış ve pazarlama işini gerçekleştiren çalışanları ile bizzat davacı ile Bursa ilinde yüz yüze görüşme gerçekleştiğini, ancak daha sonra yeni tarihli sözleşmenin düzenlenmesinin gerektiğini ve bu kez de doğal olarak bir değişikliğe gitmek zorunluluğunun doğduğunu ve davacıya bu manada destek olunmasının amaçlandığını, bu değişiklik gereği davalı şirketin satış temsilcisinın çalışanlarının Bursa iline davacı ile yeni sözleşmeyi akdetmek için gittiklerini ancak davacının bulunmaması nedeniyle ofisine metin imzalanmak üzere bırakıldığını ve imzalanması gereken yerler ve hususların belirtilerek tamamlanması akabinde gönderilmesinin gerektiğinin belirtildiğini, sözleşmenin gelmesi ile birlikte sürecin başladığını, kaldı ki davacı tarafın sözleşmeyi imzalanması sonrasında da görüşmelerin gerçekleştiğini, ancak davacı tarafça işbu davanın açılması ile birlikte davalı şirketin açıkça dolandırıldığı ve/veya sahte işlemlerin gerçekleştirildiğine dair kanaat uyandırdığını, keza davacı tarafın dava dilekçesinde bu bononun kendisi tarafından imzalanmadığını, ancak bir dönem birlikte çalıştığı ve ortak iş yaptığı kuzeni ...'a ait olduğunu beyan ederek bu durumu ortaya koyduğunu, ve ayrıca dosyada bir önceki vekil ile görüştüğünü ve kendisine bu yönde borcunun olduğunun belirtilmesi ile bu husus anlaşıldığını, zira davacının bu beyanları ile dahi hakkında icra takibinden haberdar olduğunun çok net ortaya çıktığını, kaldı ki davacı hakkında başlatılan icra takibine rağmen, herhangi bir dava açmayıp haciz aşamasında bu beyanlarda bulunması da anılan bono ve sözleşmeden haberdar olduğunu ortaya koyduğunu, ancak açıkça ifade etmek gerekir ki, müvekkil şirket bono ve sözleşme üzerindeki imzaların davacıya ait olduğunu gelişen olaylara göre değerlendirerek işlemlere başlandığı ve ticari ilişkisini de bu nedenlerle başlattığını, ancak davacının açıkça bu imzaları dilekçesinde belirttiği ...’a veya sair 3.kişilere imzalattığını düşündüklerini, müvekkil şirket ve çalışanları ile doğrudan doğruya ilişki kuran bizzat davacının kendisinin olduğunu, hatta ilk ticari ilişkinin ve sözleşmenin imzalanması aşamasında bizzat davacı ve müvekkil şirketin Bursa bölgesi çalışanının birlikte çekildikleri Bursa ilinde gerçekleşen deyim yerinde ise imza törenine dair fotoğraf kayıtlarından da bu durum anlaşıldığını, görüleceği üzere davacının müvekkil şirketle doğrudan bir ticari ilişki kurmak istediği ve öyle ki kurduğunun görüleceğini, fakat davacının bu aşamada müvekkil şirketle hiçbir ilişkisinin olmadığını söyleyecek kadar gerçeklere aykırı beyanda bulunmaktan çekinmediğini, sunacakları görsellerin bizzat davacı tarafça sosyal mecralarda yayınlandığını ve bu görsellerde doğrudan müvekkil şirketle ticari ilişkinin kurulduğu ve hatta kendi adına müvekkil şirket ticari unvan ve markaya dair görselleri kullanarak kartvizitler dahi çıkardığını ve bu kartvizitlerde kendisini broker olarak tariflendirdiğini ve paylaşılan bu görsellerde açık bir biçimde...Gayrimenkul 224 gibi ibareleri kullandığının çok net bir biçimde görüleceğini, dolayısıyla davacı tarafın iş bu dava dilekçelerindeki beyanlarının haksız ve hukuksuz olduğu gibi maddi gerçekliğe de aykırı olup, açık bir biçimde davalı şirket zararına bir kısım haksız ve hukuksuz mahiyette işlemlere de girişildiğini ortaya koyduğunu, bu manada davacı iddia ve taleplerine göre bir an için takip konusu bononun kendi el ürünü olmadığı dahi kabul edilse, bu duruma neden olanın bizzat davacı ve davacı ile birlikte hareket eden kişi ve/veya kişilerin olduğunu değerlendirildiğini, ayrıca davacı taraf ile defalarca müzakere edilerek kararlaştırılan ve kurulan ticari ilişkiye rağmen bu aşamada sözleşmesel ilişki olmadığını beyan etmesi iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olup işbu nedenlerle de davanın esastan reddinin gerektiğini, zira müvekkil şirket çalışanları bu manada davacı beyan ve taleplerine itibar ederek sözleşmesel ilişkiyi kurduklarını ve belgelerin kendilerine imzalanarak gönderilmesini istediklerini, yukarıdaki sebeplerle davacının işbu davasının haksız, mesnetsiz, hukuksuz ve köti niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddi ile %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul ...İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı dosyası, imza örneklerine konu belgelerin asılları, 16/09/2015 tarihli... gayrimenkul franchıse alt lisan sözleşmesi,...Noterliği 17/10/2017 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesi, cari hesap föyü, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün... Esas sayılı dosyası celp edilmiş ve dosyanın incelenmesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine 53.100,00 TL asıl alacak 6.507,30 TL ticari reeskont avans faizi olmak üzere toplamda 59.607,30 TL alacağın tahsili için bonoya dayalı ilamsız icra takibi yapıldığı görülmüştür.
Grafolog bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; Davacı ...'nın mukayeseye esas alınan imzaları ile aralarında genel biçimlendirme, imza yolu ve karşılaştırmalı incelemelerde esas alınan diğer kriterler yönünden aynı elden çıktıklarının gösterir nitelikte uygunluk ve benzerlik saptanmadığından inceleme konusu alacaklı ...A.Ş, borçlu ... adlarına düzenlenmiş, 16/09/2015 düzenleme ve 16/09/2015 ödeme tarihli, 53.100,00 TL meblağlı senet aslındaki imzaların, davacı ...'nın eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığını raporunda bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafça davalı aleyhine açılan kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı taraf bono örneğindeki imzaların davacının kendisine ait olmadığını, davacının davalı şirket ile herhangi bir ticari ilişki içerisinde olmadığını, takibe konu bononun üzerinde "nakden" kaydının bulunup davalı şirketten herhangi bir borç para da almadığını, bonodaki imzanın kuzenine ait olabileceğini bu nedenle borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davacı ile aralarında franchise alt lisans sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğunu, bu nedenle bononu düzenlendiğini, takip konusu olan bono dışında davalı şirketçe davacı tarafa hizmet faturalarının tanzim edildiğini ve cari hesabına işlendiğini, ancak davacı tarafça sözleşme konusu edilen hizmetler kapsamında tanzim edilen ve takibe konu bono ödenmeyince yasal olarak hakkında icra takibine geçildiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında Davacı tarafından davalı aleyhin 53.100,00 TL asıl alacak 6.507,30 TL ticari reeskont avans faizi olmak üzere toplamda 59.607,30 TL alacağın tahsili için bonoya dayalı ilamsız icra takibi yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre; inceleme konusu alacaklı ... A.Ş, borçlu ... adlarına düzenlenmiş, 16/09/2015 düzenleme ve 16/09/2015 ödeme tarihli, 53.100,00 TL meblağlı senet aslındaki imzaların, davacı ...'nın eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacı tarafça takip konusu bonodaki imzaya itiraz edilmesi nedeniyle davacının alınan ıslak imza örnekleri ile dava konusu bonodaki imzanın karşılaştırılması suretiyle davacı ...'nın eli ürünü olup olmadığı hususunda yapılan imza incelemesi sonucunda düzenlenen grafolog bilirkişi raporu ile dava konusu bonodoki imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olmakla, düzenlenen rapor denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğundan davacı tarafın bonodaki imzaya itirazının geçerli olduğu ve çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı sabit olduğundan dava ve takip konusu bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile davacı ...'nın İstanbul ... İcra Dairesi'nin... esas sayılı icra dosyasında takibe konu bonodan dolayı davalı alacaklı ... A.Ş'ye borçlu olmadığının tespitine ve davalının kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden ve şartlar oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile; davacı ...'nın İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra dosyasında davalı alacaklı ... A.Ş.'ye BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davalının kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden ve şartlar oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı tarafça yatırılan peşin harcın alınması gereken 4.071,77-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 3.053,82-TL karar harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yargılama sırasında yatırılan 1.053,95-TL ilk harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 16 adet tebligat gideri 178,50-TL, posta masrafı 31,20-TL, bilirkişi ücreti 750,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 6.906,80-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip ...
e-imza*
Hakim ...
e-imza*
* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.
