Davacı A.. K.. vekili Avukat Z.. Y.. tarafından, davalılar G.. M.. aleyhine 21/01/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 28/02/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacı, 250 adet küçükbaş hayvanına kaçakçılık suçu nedeniyle el konarak yediemine teslim edildiğini, ceza mahkemesinde delil yetersizliğinden beraet ettiğini ve hayvanların kendisine geri verilmesine karar verildiğini, bu karar tebliğ edilmediği gibi hayvanların da geri verilmediğini belirterek, hayvanlara el konulduğu tarihten itibaren senelik doğurma, çoğalma, yün ve süt gibi beklenen kar oranları hesaplanarak, yasal faizi ile birlikte ödetilmesini istemiştir. Davalılar ise, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, ceza mahkemesi kararının kesinleştiği 09/05/2002 gününden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle, istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, kaçakçılık suçu nedeni ile yargılanan davacının küçükbaş hayvanlarına da el konulduğu; yapılan ceza yargılaması sonunda delil yetersizliği nedeniyle davacının beraetine ve 250 adet küçükbaş hayvanın kendisine geri verilmesine ilişkin Şemdinli Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/06/2001 gün ve 2000/109-131 sayılı kararının, Yargıtay 7. Ceza Dairesi"nin 09/05/2002 günlü kararı ile onanarak kesinleştiği ancak onama kararının davacıya tebliğ edilmediği, davacı vekilinin dosyada 20/02/2009 tarihinde işlem yaptığı görülmüştür. Olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu"nun 60. maddesi gereğince; Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz. Dosya kapsamından; davacı hakkındaki beraat kararının tebliğ edilmediği, davacının 20/02/2009 tarihinde beraat kararından haberdar olduğu, davacının fiil ve faili öğrendikten itibaren bir yıl içinde 13/07/2009 tarihinde eldeki davayı açtığı; davalının ise; davacının kesinleşen beraat kararını daha önce öğrendiği hususunu usulüne uygun olarak ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda davanın zamanaşımı süresi dolmadan açıldığının kabulü gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, işin esası incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.