Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/8642 Esas 2017/3817 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8642
Karar No: 2017/3817
Karar Tarihi: 17.05.2017

Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/8642 Esas 2017/3817 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, Terme PTT Şube Müdürlüğünde posta dağıtıcısı olarak görev yapmaktadır. 2011 yılında yapılan bir yargılama sonucunda sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir. Ancak sanığın hükmü temyiz etmek amacıyla mahkemeye başvurduğunda, hükmün kendisine bizzat tebliğ edildiği görünmektedir. Sanık, tebligatı almamış olduğunu beyan etmiştir. Bu nedenle gerekçeli kararın sanığa yeni bir şekilde tebliğ edilmiş gibi gösterildiği anlaşılmıştır. Ancak bilirkişi raporu sonucunda, tebligattaki imzanın sanığa ait olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, sanık hakkındaki hüküm kanuna uygun bir şekilde verilememiştir.
Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK'nun 211. maddesi (resmi belgede sahtecilik) ve 53. maddesi (uygulamanın değerlendirilmesinde Anayasa Mahkemesi kararlarına göre hareket edilmesi gerektiği). 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi (bozma hakkının kullanılması) ve 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi (hükümün bozulması).

11. Ceza Dairesi 2015/8642 E. , 2017/3817 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Sanık ..."ın Terme Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/359 sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın 21/01/2013 tarihinde hükmü temyiz etmek üzere mahkeme kalemine geldiğinde hükmün 10/01/2013 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edilmiş göründüğünü öğrenmesi üzerine Terme PTT Şube Müdürlüğünde posta dağıtıcısı olarak görev yapan sanık ... ile irtibata geçerek hükmün bizzat kendisine tebliğ edilmiş görünmesine rağmen tebligatı almadığını, hükümden haberdar olmadığını beyan ettiği, sanık ..."ün de usulsüz tebligat nedeniyle hak kaybına neden olmamak için gerekçeli karar sanığa 15/01/2013 tarihinde tebliğ edilmiş gibi yeni bir tebligat düzenlediği ve bilirkişi raporu ile sanık ... tarafından bizzat tebellüğ edilmiş gibi görünmesine rağmen 10/01/2013 tarihli tebligattaki adına atfen atılan imzanın ..."a ait olmadığının anlaşılması karşısında; temyiz hakkının kullanılabilmesi için hareket eden sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nun 211. maddesi kapsamında "gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla resmi belgede sahtecilik" veya “faydasız sahtecilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususu tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, sanık ... ve müdafii ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.