Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/1136
Karar No: 2016/434

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/1136 Esas 2016/434 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/1136 E.  ,  2016/434 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza

    Nitelikli yağma suçundan sanık ..."in 5237 sayılı TCK"nun 149/1-c, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin, Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.08.2014 gün ve 628-343 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 24.06.2015 gün ve 15338-42258 sayı ile;
    "...Henüz suça karışan sanık ..."un açık kimlik ve eşgal bilgileri belirlenmediği 28.11.2013 tarihinde katılanlar... ve .... tarafından fotoğraftan, ardından 04.12.2013 tarihinde canlı teşhis grubu içinden ayrıca devam eden duruşmalarda sanığın kesin olarak katılanlar tarafından teşhis edildiği anlaşılmış ise de;
    Ceza yargılamasının amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda somut gerçeğin her türlü kuşkudan uzak bir biçimde kesin olarak saptanmasıdır. Gerek 1412 sayılı CYUY gerekse 5271 sayılı CYY adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar, inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için, olaya ışık tutabilecek nitelikteki tüm yasal kanıt ve belgelerin araştırılıp tartışılması, doğruluğunun her türlü kuşkudan uzak bir şekilde ispatı zorunludur.
    Bu cümleden olarak,
    1-Aşamalarda üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyen, olay günü ve saatinde Sincan"da bulunduğunu iddia eden sanığın, celp edilen güvenlik kamera görüntülerindeki tarih ve saat ayarlarına göre, aynı gün Pınarbaşı .... Sincan adresinde bulunan....İletişim isimli işyerine saat 14:46 sıralarında giriş yaptığının anlaşıldığı, yağma suçunda kimliği belirsiz diğer iki sanığın kullandığı .... plakalı aracın olay sonrası 03.12.2013 tarihinde Bursa/Osmangazi"de terk edilmiş olarak bulunduğu, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 27.01.2014 tarihli DNA Profil Mukayesesi raporunda söz konusu araç içinde Orhan Karakuş ile uyumlu örnekler tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın savunmasına temel teşkil eden güvenlik kamera görüntülerine yansıyan saat ve tarih bilgileri üzerinde oynama, tahribat ve değiştirme bulunup bulunmadığı, görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığı teknik rapor ile belgelenmesinin ardından, sanığa fiziksel olarak benzeme ihtimali bulunan aile bireylerinin mevcudiyeti araştırılıp, çalıntı araçla ilgili olarak yürütülen ayrı soruşturmada Orhan Karakuş"un olay ile ilgili olarak beyanlarının tespiti ve fiile katılım pozisyonu bulunup bulunmadığı ayrıca celp edilen hts dökümlerinde olay sonrası Bursa ilinden sinyal aldığı tespit edilen 0505 217 71 13 numaralı telefonun yasal kullanıcı bilgileri ile birlikte suça dair anlatımları tespit edildikten ve sanık ..."un kullanmış olduğu cep telefonu numarasının bankalar, kamu ve özel kurumlardan sorulup olay saati ve tarihindeki sinyal bilgileri her türlü şüpheden uzak şekilde tespit edilip deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    2-Sanık hakkında "birden fazla kişiyle birlikte yağma" suçundan hüküm kurulduğunun belirtilmesine karşın, uygulama maddesinin karar yerinde gösterilmemesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 30.09.2015 gün ve 399-375 sayı ile;
    "...Yüksek Yargıtay bozma ilamında belirtilen eksikliklerin tamamlanmasının yargılamaya katkısı bulunmayacaktır.
    Şöyle ki; Yargıtay bozma ilamında sanığın cep telefonunun özel ve kamu kurumları ile yazışarak tespit edilmek suretiyle HTS kayıtlarının incelenmesi istenilmiş ise de; sanığın birden fazla sabıkası olup eylemi yukarıda belirtildiği üzere birden fazla kişi ile birlikte ayrıntılarıyla planlayarak gerçekleştirdiklerinden olay sırasında üzerinde cep telefonu bulundurmayacağı veya en azından kendi adına kayıtlı cep telefonu bulundurmayacağı aşikardır. Çünkü, cep telefonu sinyal bilgilerinden hareket ile olay yerinde olup olmadığının tespit edilebileceğini bilmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere sanığın olaydan sonra en kısa zamanda Ankara"ya gidip bir güvenlik kamerasına görüntü vermek şeklinde davranışta bulunmasının eylemin ayrıntıları ile planlandığını gösterdiğinden bu delilin toplanması yargılamaya katkı sağlamayacağından bu konudaki bozma gerekçesi yerinde görülmemiştir.
    Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 27.01.2014 tarihli DNA Profil Mukayesesi raporunda söz konusu araç içinde Orhan Karakuş ile uyumlu örnekler tespit edildiğinin anlaşılması karşısında şahsın ifadesinin tespiti istenmiş ise de; bu şahsın olay sırasında arabanın içerisinde olması sebebiyle mi yoksa daha önce herhangi bir zamanda aracı kullanması sebebiyle mi DNA profilinin tespit edildiği bilinmediğinden, buna karşılık sanığın aynı araç içerisinde birden fazla kişi ile birlikte yağma suçunu gerçekleştirdiği sabit olduğundan, yanında bulunan kişinin Orhan Karakuş olup olmamasının mahkememiz dosyası bakımından önemi bulunmadığından bu konudaki bozma gerekçesi de yerinde görülmemiştir.
    Sanığın savunmasına temel teşkil eden güvenlik kamera görüntülerine yansıyan saat ve tarih bilgileri üzerinde oynama, tahribat ve değiştirme bulunup bulunmadığının, görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığının teknik rapor ile belgelenmesinin ardından, sanığa fiziksel olarak benzeme ihtimali bulunan aile bireylerinin mevcudiyeti araştırılıp durumun buna göre yeniden değerlendirilmesi istenmekte ise de; sanığın görüntüdeki şahsın kendisi olduğunu kabul ettiği, mahkememizce de sanık lehine, görüntüdeki şahsın sanık olduğunun kabul edildiği, buna rağmen önceki kararımızda belirtildiği üzere olay gerçekleştirildikten sonra yaklaşık 2 saat 40 dakika sonra bu görüntünün kayıt edildiği, aradaki mesafenin yine önceki kararda belirtildiği üzere 330-340 kilometre olduğu, ortalama 130-140 kilometre hız ile giden bir kişinin bu süre içerisinde kamera görüntüsü çekilen yere ulaşabileceği, aradaki yolun tamamının bir iki yerde yerleşim merkezinden geçmesine rağmen bölünmüş yol olması nazara alındığında hızlı bir sürücü tarafından rahatlıkla bu mesafenin katedilebileceği kabul edilmiş, yine bu kabulümüzün mahkeme kararında belirtildiği üzere sanığın kameranın bulunduğu iş yerine koşarak hızla girdiği halde daha sonra içeride sakin ve aceleci olmayan davranışlar sergilemesi sebebiyle güçlendiği belirtilmiş olmasına rağmen, artık kameradaki şahsın sanık olup olmadığı, kamera saatinin geri olup olmadığı, arada geçen sürenin daha fazla olup olmadığını araştırmanın bir anlamı bulunmadığından bu konudaki bozma gerekçesi de kabul edilmemiştir.
    Yukarıda bozma ilamı gerekçelerinin neden kabul edilmediği ayrıntıları ile yazılmış olup ayrıca daha önceki mahkememiz kararında belirtildiği, Yüksek Yargıtay bozma ilamının ilk kısımlarında yazıldığı üzere aralarında daha önceden husumet bulunmayan, yalan söylemelerini gerektirecek bir sebep bulunmayan müştekilerin hem soruşturmada ve hem de mahkememiz huzurunda tam bir kanaat oluşturacak şekilde sanığı henüz kimlik bilgileri tespit edilmeden önce fotoğraflardan ve daha sonra canlı olarak teşhis etmeleri nazara alındığında artık bozma ilamında bahsedilen hususların araştırılması, müştekilerin kesin beyanları karşısında gerekli görülmediğinden sanığın yanında kimliği tespit edilemeyen kişiler bulunduğu halde eylemi gerçekleştirdiği konusunda mahkememizde tam bir kanaat oluştuğundan, önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
    Sanık hakkında mahkememizce verilen ilk kararda birden fazla kişiyle birlikte yağma suçundan hüküm kurulduğu halde uygulama maddesinin karar yerinde gösterilmemesi tamamen maddi hata olup her zaman mahallinde düzeltilebilecek nitelikte bulunduğundan, kısa kararda sehven "TCK" yazıldığı halde sevk maddesi "149/1-c" sehven yazılmadığı ya da zabıt katibi tarafından düzeltme yapılırken sehven silindiği, bundan sonra kısa kararda el ile yazılarak paraf edildiği, gerekçeli karar da normal şekilde yazıldığı, sırf bu sebeple kararın bozulması mümkün bulunmadığından bu konudaki bozma gerekçesi de mahkememizce kabul görmemiştir." şeklindeki gerekçeyle direnerek, önceki hüküm gibi karar vermiştir.
    Bu hükmün de sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.12.2015 gün ve 384351 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın nitelikli yağma suçundan mahkûmiyetine ilişkin yerel mahkeme hükmünün, eksik araştırmaya dayalı olarak verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Olay tarihinde katılanlar ... ve gelini olan ...’nin, yanlarında...’un eşi Bağda Çiftçi de olduğu halde evlerinin önünde bulundukları sırada, tanımadıkları erkek bir kişi tarafından saat 12.08 sıralarında yağmalandıkları ve eylem sırasında yaralandıkları iddiasıyla karakola başvurdukları,
    Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığınca düzenlenen raporlarda; katılan ..."un sol el 3. parmak iç yüzde 1 santimetrelik kısmen iyileşmiş kesi, katılan ...’da ise sağ el 4. parmak uç kısımda şişlik bulunduğu ve her iki katılanın yaralanmalarının basit bir tıbbî müdahale ile giderilecek nitelikte olduğu bilgilerine yer verildiği,
    Katılan ..."nin; olay tarihinde saat 10.00 sıralarında Erikli Mahallesi Ziraat Bankası Şubesinden 22.184 Lira para çektiğini, ev alması sebebiyle 19.000 Lira ödemesi olduğunu, paranın 3.184 Liralık kısmını el çantasına, kalan 19.000 Lirayı da iki parça halinde poşete yerleştirip koynuna sıkıştırdığını, aracını iş yerine bıraktıktan sonra poşetteki para ve çantayı eline alarak dolmuşla eve geldiğini, satın alınan evin depozito bedelini birlikte ödemeye gidecekleri için eşi Bağda"yı aradığını, eşi Bağda ve gelini ...."nın evden çıktıklarını, el çantasını bina önündeki mermerin üzerine bıraktığını, cebinden aracının anahtarını çıkartacağı esnada arkasından gelen erkek bir şahsın önce mermerin üzerindeki çantaya asıldığını, ...."nın durumu fark edip çantayı tutması üzerine şahsın çantayı alamadığını ve hızlı bir şekilde koltuğunun altında duran poşetlere asılarak poşetleri kapıp on metre kadar ileride beklemekte olan .... plakalı Renault Megane marka aracın arka sağ koltuğuna bindiğini, kendisinin de peşinden koşup aracın sağ arka kapı kolunu tuttuğunu, araç hareket edince bir müddet sürüklendikten sonra düşerek yaralandığını, söylenenlere göre aracın ön kısmında iki şahsın daha olduğunu, ama onları fark edemediğini, parayı alıp kaçan kişinin siyah saçlı, yaklaşık bir aylık siyah sakallı, uzun boylu, atletik yapılı ve tahminine göre 20-30 yaşlarında bir erkek olduğunu, bu kişiyi daha önce görmediğini ama görse teşhis edebileceğini, olay günü bankadan para çekeceğini ailesinden başkasının bilmediğini söylediği ve olay sabahı bankadan saat 10.03"te para çektiğine ilişkin dekontu ibraz ettiği,
    Katılan ..."nin; kayınbabasıyla buluşmak üzere aşağı indiğinde yeşil renkli bir aracın sokağa girdiğini ve aracın arka sağ koltuğundan inen uzun boylu esmer tenli bir kişinin elleri açık halde koşarak üzerlerine geldiğini görmesi nedeniyle mermerin üzerindeki çantaya asıldığını, şahsın çantayı yakalayıp çekmesine rağmen kendisi de bırakmadığı için çantayı alamadığını, şahsın daha sonra...’un koltuk altında duran poşeti alarak ileride bekleyen .... plakalı araca binip uzaklaştığını, şahsın çantayı almaya çalışması esnasında çekiştirmeden dolayı elinden yaralandığını, bu kişiyi tekrar görse tanıyacağını belirttiği,
    Katılanların olay anına ilişkin beyanlarının, tanık Bağda Çiftçi ile olay yerine .... plakalı aracın uzaklaştığı esnada geldiğini ve katılanları aracın peşinden koşarken gördüğünü belirten tanık Mehmet Abanoz"un anlatımlarıyla doğrulandığı,
    Katılan ..."un minibüsle geldiğini belirttiği güzergah üzerinde bulunan mobese ve iş yeri kamera görüntüleri kolluk tarafından incelendiğinde; katılanın eve dönerken bindiği minibüsün, olaya karışan kişinin kaçtığı araçla saat 11.51 ila 12.05 saatleri arasında takip edildiği ve bu aracın, olayın gerçekleştiği caddeden saat 12.08 sıralarında hızlıca çıkarak uzaklaştığının tespit edildiği,
    Suçta kullanılan .... plakalı aracın 22.11.2013 tarihinde Hürü Kamişci adına trafik tesciline kayıt edildiği ve adı geçenin olaydan iki gün sonra 28.11.2013 tarihinde Ankara Sincan Polis Merkezi Amirliğine başvurarak; yaklaşık 3 ay önce tanıdığı fakat adres ve telefonunu bilmediği Mustafa Yavuz adlı arkadaşının Adana’da acil işi olduğunu söyleyerek emaneten aracını istemesi üzerine yardımcı olmak amacıyla ikamet ettiği Sincan ilçesinde aracını verdiğini ve bir gün sonra teslim etmesini söylemesine rağmen aracını iade etmediğini, bu nedenle şikâyetçi olduğunu beyan ettiği, suçta kullanılan aracın devriye ekipleri tarafından 03.12.2013 tarihinde Bursa ilindeki Demirtaş Dumlupınar Mahallesi Yıldız Sokak üzerinde arka camları kırık ve terk edilmiş halde bulunduğu,
    Araçta yapılan inceleme sırasında; parmak izi incelemesi ve DNA analizine esas olmak üzere peçete, direksiyon simit kılıfı, vites kolu üzerinden biyolojik svap, içilmemiş sigaralar ile sigara izmaritlerinin alındığı,
    Katılanların verdikleri eşkal bilgileri doğrultusunda, parmak izi sisteminde kaydı bulunan sanık ...’in de fotoğrafının olduğu on adet fotoğrafın 28.11.2013 tarihinde katılanlara gösterildiği ve katılanların sanığı teşhis ettikleri,
    Kolluk tarafından düzenlenen araştırma tutanağında; Sincan ilçesinde meydana gelen başka bir olay nedeniyle 16.07.2013 tarihinde kollukta ifade veren ...’in annesi adına kayıtlı olup kendisinin kullandığını belirttiği telefon numarası ile Hürü Kamişci’nin kendisinin kullandığını söylediği telefon numarasının, yine kimlik ve adres paylaşım sisteminde her iki şahsın ikamet adreslerinin aynı olduğunun belirtildiği,
    Ruhsat sahibi Hürü Kamişci’nin 04.12.2013 günü Bursa ilinde karakola gelerek suçta kullanılan aracı teslim alacağını söylemesi üzerine otoparka yönlendirildiği ve kolluk görevlileri tarafından Hürü’nün yanında Tayfun’un da olabileceği değerlendirilerek, yapılan takip sonucu Hürü ile birlikte otoparka doğru giden diğer kişinin sanık olduğunun belirlenmesi üzerine ..."in yakalandığı,
    04.12.2013 tarihli teşhis tutanağına göre; Gasp Büro Amirliği’nde sanık ...’un kendisine benzeyen dört kişinin arasına konulması suretiyle gerçekleştirilen teşhis işleminde, katılanlar ve katılan ...’un eşi Bağda Çiftçi"nin, olay günü zorla parayı alıp kaçan kişinin sanık ... olduğunu ve sanığı kesin olarak teşhis ettiklerini belirttikleri, kovuşturma aşamasında katılanların aynı oturumda hazır bulunan sanıkla yüzleştirildiklerinde de, boğuşma esnasında sanıkla yüz yüze geldiklerini, olaydan sonra bine yakın fotoğrafa baktıkları halde diğer hiçbirini teşhis etmediklerini, sanığı ise hem fotoğrafından hem de canlı olarak gördüklerinde kesin olarak teşhis ettiklerini söyledikleri ve katılan ...’un ayrıca, olayın geçtiği yer olan Çınarönü Mahallesinin çevre yoluna arabayla bir dakikalık mesafede olduğunu, çevre yolundan trafik ışıklarına takılmadığı sürece Ankara yoluna 3-4 dakikada ulaşılabileceğini, olay yerinin de Ankara tarafından şehre giriş kısmı olduğunu ve sonrasında lamba olmadığını belirttiği,
    Sanık ..."in; kolluk araştırma tutanağında Hürü Kamişci"nin adresi olarak bildirilen Malazgirt Mahallesi, Öncüler Sokak 7/5, Sincan adresinde oturduğunu belirttiği ve kolluk ifadesinde telefon numarası olarak açıklama kısmında “Hürü” ve “Annesi” yazılı iki hattı söylediği,
    Sanığın olay saatinden kısa bir süre sonra Ankara ili Sincan ilçesinde bulunan....İletişim adlı iş yerinden kontör yüklemesi yaptığına yönelik savunmasına istinaden....İletişim isimli iş yerinden temin edilen CD görüntülerinin çözümlenmesi sonucu kolluk tarafından düzenlenen 14.01.2014 tarihli tutanağa göre; 14.46.47 saniyeli görüntüsünde, eski kasa beyaz renkli Transit marka araç olduğu değerlendirilen aracın dükkan önüne geldiği, araçtan görüntüsünden ... olabileceği değerlendirilen kişinin inerek 14.46.59 saniyede telefon bayiine girdiği, aracın dışarıda beklediği, 14.49.15’de dükkandan çıkıp geldiği araca binerek buradan ayrıldığı, dükkan içerisinde de önündeki sırada bulunan insanları beklediği, daha sonra dükkan personeli ile bir şeyler konuştuğu, görevliye muhtemelen para verip telefonuna kontör yükleterek iş yerinden ayrıldığının değerlendirildiği, bu kayıtların duruşmada izlenmesi sonucunda da mahkeme gözlemi olarak, sanığın iş yerine hızlıca koşarak girdiği, içeride aceleci bir davranışının olmadığı, çıkarken de normal bir şekilde çıkıp gittiğinin belirtildiği,
    Sanığın beyanında geçen caddedeki diğer telefon bayiilerinde yapılan araştırmada kamera görüntüsünün tespit edilemediği ve bu hususta düzenlenen tutanakta; sanığın ifadesinde geçen telefon hattı ile polis kayıtlarında sanığa ait olduğu belirtilen diğer iki hatta olay günü kontör yüklemesi yapılmadığı, bayiilerden herhangi birinden numara sorgulaması suretiyle kontör yüklemesi yapılıp yapılmadığının tespit edilebileceğinin belirtildiği, Hürü tarafından kullanılan hat ile ilgili olarak GSM operatöründen gönderilen yazıda ise, söz konusu hatta olay tarihinde kontör yüklemesi yapılmadığı, paket tanımlaması yapıldığının belirtildiği,
    İnternet sisteminde yapılan mesafe sorgulamasında; olayın gerçekleştiği sokak ile Sincan"daki telefon bayiinin bulunduğu cadde arasındaki mesafenin 364 kilometre olduğunun belirlendiği, Ankara ve Eskişehir İl Emniyet Müdürlükleri tarafından yapılan araştırma sonucunda ise, olay tarihinde Ankara – Bursa yolu üzerinde 12.30 ile 15.30 saatleri arasında .... plakalı araca ait kaydın tespit edilemediği,
    Sanığın yakalanmasının ardından alınan kan örnekleri ile araçta tespit edilen bulgular üzerinde yapılan incelemeler sonucu düzenlenen raporda; peçeteden alınan örnek üzerinde belirlenen genotip özelliklerin sanık ...’den farklı bir erkek şahsa ait olduğunun tespit edildiği, araçta ele geçirilen boş beyaz kağıt parçası üzerinde tespit edilen iz ile sanık ...’a ait parmak izinin karşılaştırılması sonucu düzenlenen raporda da, bu izin sanığa ait olmadığının belirlendiği,
    Hürü Kamişci"nin bu araçla ilgili olarak yaptığı başvuru üzerine yürütülen soruşturmaya dair dosyanın da kovuşturma aşamasında incelenerek iade edildiği, bu dosyadan bir örneği alınarak dava dosyası arasına konulan uzmanlık raporuna göre, araçta ele geçirilen peçete üzerinde tespit edilen DNA örneğinin, İzmir İl Emniyet Müdürlüğünce başka bir olay nedeniyle hakkında işlem yapılan Orhan Karakuş adlı kişiden temin edilen ve arşiv kaydına alınan DNA örneği ile uyumlu olduğunun tespit edildiği ve soruşturma dosyasında Orhan Karakuş hakkında yakalama emri düzenlendiğinin belirlendiği,
    Kolluk tarafından sanığa ait olduğu değerlendirilen iki hat ile sanığın annesi ve Hürü Kamişci"ye ait olup sanık tarafından kullanıldığı belirtilen hatların 25.11.2013 ile 27.11.2013 tarihleri arasındaki iletişim tespit kayıtlarının incelenmesinde; kolluk tarafından sanığa ait olduğu değerlendirilen iki hatta dair bilgi bulunmadığı, diğer hatların sadece Sincan"da sinyal verdiği, hem bu hatlar hem de bu hatlar ile iletişim kuran diğer numaraların sanık adına kayıtlı olmadığı, sorgulaması yapılan numaralardan sanığın annesine ve Hürü"ye ait hatlarla, olay tarihinde ve sonrasında Bursa"da sinyal verdiği anlaşılan bir hat arasında arama kayıtları olduğunun tespit edildiği, bozma ilamında abone ve sinyal bilgilerinin araştırılması gerektiği belirtilen bu hattın, iletişim tespit kayıtlarına göre “Sıttık Ünal” adına kayıtlı olup adres bilgilerinin de "Sıttık Ünal İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü, Kahramanmaraş" şeklinde olduğu,
    Anlaşılmaktadır.
    Hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair ek karar verilen Hürü Kamişci 04.12.2013 tarihinde şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde; imam nikahlı eski eşi olan sanık ile iki ortak çocuklarının olduğunu, ayrıca sanıktan 7 aylık da hamile olduğunu, yaklaşık 6 ay önce ayrıldıklarını, kendi biriktirdiği paranın üzerine ailesinin verdiği parayı da ekleyip olaydan 3-4 hafta kadar önce .... plakalı aracı satın aldığını, ortak çocukları olduğundan sanık ile arada sırada görüştüğünü, olay öncesi internet yoluyla tanıştığı Mustafa Yavuz adlı kişi ile 24.11.2013 günü buluştuklarını, Mustafa"nın kendisine çok acil işi olduğunu söyleyip ödünç istemesi üzerine ve sevgilisi olması sebebiyle aracını verdiğini, olay günü çocuklarını görmek için sanığın ikametine gittiğinde, sanığın da evde olduğunu, sanıkla birlikte saat 14.00 sıralarında polikliniğe gittiklerini, olay günü saat 11.00"den saat 17.00’ye kadar sanıkla birlikte olduğunu, tarihini hatırlamadığı bir gün Bursa"da görevli bir polisin sanığın annesini arayıp, aracının Bursa ilinde olduğunu söylemesi ve sanığın annesinin de bu bilgiyi bir arkadaşı vasıtasıyla kendisine bildirmesi üzerine bu polisi arayarak durumu sorduğunu, polisin de kendisine ait aracın bir olaya karıştığını, aracı bulunca haber vereceklerini söylediğini, bunun üzerine polis merkezine giderek ifade verdiğini, 03.12.2013 günü sabah saatlerinde Mustafa Yavuz"un kendisini özel numaradan arayıp arabanın Bursa ilinde Demirtaş tarafında olduğunu söylediğini, Tayfun ile birlikte Bursa"ya geldiklerini, yalnız olarak polis merkezine gidip arabayı sorduğunu, Tayfun"un polis merkezine girmeyip dışarıda beklediğini, aracı almaya giderken de yakalandıklarını, sanığın olay günü Ankara"da olduğunu söylemiş,
    Kovuşturma aşamasında tanık sıfatıyla; asıl oturduğu yerin Saraycık olup, resmiyette sanıkla aynı adreste göründüğünü, olay sabahı sanığın evine gidip sanıkla kahvaltı yaptıklarını, sonra da birlikte Damla isimli özel kliniğe gittiklerini, sanıktan telefonuna kontör almasını istediğini, birlikte kontör aldıklarını, sonra da sanıktan ayrıldığını beyan etmiş, mahkemece sorulması üzerine; hastaneden dönüşte sanığın annesi ile beraber oturduğu eve gittiklerini, saat 14.40 civarında sanığın tek başına yürüyerek evlerinin yakınında bulunan kontörcüye gidip telefonuna kontör yüklediğini, hastaneye kardeşi Çağlar"ın transit olarak tabir edilen arabası ile gittiklerini, ardından da Çağlar"ın kendisini eve bıraktığını, Çağlar"ın sanığı arabayla kontörcüye kadar götürmüş olabileceğini, kendisinin kontörcüye kesinlikle gitmediğini, kontör yükleme parasını sanığa verdiğini, sanığın sürekli kullandığı telefon hattının annesi adına kayıtlı olduğunu, sanığın annesinin ayrıca kendisinin kullandığı adına kayıtlı başka bir hattının daha bulunduğunu ifade etmiş,
    Tanık Yıldız Eldemir kovuşturma aşamasında; olay sabahı oğlu olan sanıkla kahvaltı yaptıklarını, sanığın Hürü ile buluşup hastaneye gitmek üzere saat 10.00-10.30 gibi evden çıktığını, evde yalnız olduğu esnada bir polisin telefonla arayıp Hürü Kamişci"yi sorduğunu, Hürü"nün kendisinin gelini olduğunu ve çok görüşmediğini, ulaşırsa haber vereceğini söylediğini, sanık geldiğinde polisin aradığını söylemesi üzerine sanığın aynı numaradan polisi aradığını, olay tarihinde Hürü"nün evlerine gelmediğini, kahvaltıyı oğluyla birlikte yaptıklarını bazen aklının gelip gittiğini, net bir şey söyleyemeyeceğini, kendi adına kayıtlı olup oğlunun kullandığı ancak numarasını bilmediği bir telefon hattı olduğunu anlatmış, akabinde ifadesini değiştirerek kendi adına kayıtlı bir adet telefon hattının bulunduğu ve bu telefonu oğlu olan sanıkla birlikte kullandıklarını beyan etmiş,
    Tanık Yıldız"ın beyanı üzerine çelişki nedeniyle Hürü"den sorulduğunda; kahvaltıyı sanıkla birlikte yaptıklarını ama annesini görmediğini, saat 12.00"de tekrar sanığın evine döndüğünü, o zamanda Yıldız"ın çıkmış olduğunu, sanığın annesinden ayrı ikinci bir telefon hattının bulunduğunu ancak numarasını bilmediğini söylemiş,
    Tanık Hürü"nün beyanı üzerine tanık Yıldız Eldemir"den yeniden sorulduğunda ise bu kez; oğlu ile beraber kahvaltı yaptığını söylemişse de kahvaltıyı hazırlayıp ayrıldığı şeklinde ifadesini değiştirdiğini, öğleden sonra evden ayrıldığını, Hürü gelmişse de haberinin olmadığını, kendi adına kayıtlı olan hat dışında sanığın kullandığı başka bir hat olmadığını belirtmiş, sanık bu husustaki beyanında; annesinin adına kayıtlı ikinci bir hat olup bu hattı kardeşi Oğuzhan Eldemir"in kullandığını belirtmiş,
    Sanık aşamalardaki benzer savunmalarında; 2006 yılından beri gayri resmi olarak evli olduğu Hürü Kamişci"den iki çocuğunun olduğunu, Hürü ile anlaşamadığı için annesinin yanında kaldığını, çocuklar kendisinde kaldığı için Hürü"nün ara sıra evlerine geldiğini, .... plakalı aracın Hürü’nün üzerine kayıtlı olduğunu bilmediğini, Hürü"de hiç araba görmediğini ve arabasına binmediğini, 26.11.2013 günü öğle saatlerinde annesinin cep telefonunu arayan bir polisin Hürü’nün nerede olduğunu sorduğunu, annesinin de bilmediğini söylediğini, akşam eve geldiğinde bu polisi telefonla aradığını, polisin kendisine de Hürü’nün nerede olduğunu sorduğunu, bilmediğini söylemesi üzerine Hürü"ye ulaşması halinde polis merkezine gelmesini söylemesini istediğini, annesinin de Hürü’nün kız arkadaşını yolda görünce Hürü"nün polis merkezine gitmesi gerektiğini söylediğini, Hürü"nün de polis merkezine giderek ifade verdiğini, hatta Hürü eve geldiğinde bu ifadenin bir suretini kendisinin de okuduğunu ve Hürü’nün arabası olduğunu o zaman öğrendiğini, Hürü"nün, Mustafa isimli bir kişiye arabasını emanet olarak verdiğini ve şahsın Adana iline gideceğini söyleyerek arabayı aldığını anlattığını, 03.12.2013 günü öğle saatlerinde Hürü"nün annesiyle kaldıkları eve gelerek bu arabayı almak için Bursa"ya gitmeyi teklif ettiğini, kabul etmesi üzerine annesi ve Hürü ile birlikte aynı gün saat 16.30"da otobüse binerek 22.30-23.00 saatlerinde Mudanya"ya geldiklerini, burada annesinin akrabası olan Selma isimli soy ismini bilmediği akrabalarının yanında bir gece kaldıklarını, 04.12.2013 günü öğle saatlerinde karakola gittiklerini, sabıkalı olduğu için polis merkezine girmek istemediğini, polis merkezine 50 metre mesafede beklediğini, Hürü"nün polis merkezine gittiğini, arabanın otoparkta olduğunu öğrenince otogara gelip taksiye bindiklerinde yakalandıklarını, olay günü Sincan ilçesi Malazgirt Mahallesi Yaşar Kemal Caddesi"nde bulunan telefon bayiinde Hürü tarafından kullanılan hatta 20 Lira"lık kontör yüklediğini, görevlinin bilgisayara bir şeyler yazdığını, bu sırada paket tanımlaması yapılıp yapılmadığını bilmediğini, kontör yükleyeceği için iş yerine girerken biraz hızlı davranmış olabileceğini, burada olduğunu ispatlayacak şekilde görüntü vermeye çalışmadığını, araçta kendisine ait DNA örneği tespit edilen Orhan Karakuş adlı kişiyi tanımadığını savunmuştur.
    5237 sayılı TCK"nun 148. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun temel şekli, 2. fıkrasında senedin yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiş, 149. maddesinde nitelikli yağma, 150. maddesinde ise kişinin hukuki bir ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla yağma suçunu işlemesi ile yağmada değer azlığı düzenlenmiştir.
    Yağmanın temel şeklinin düzenlendiği 5237 sayılı TCK"nun 148/1. maddesi uyarınca; kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir.
    Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkanı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Katılan ..."nin olay tarihinde bankadan çektiği paranın bir kısmını koyduğu el çantasının zorla alınmaya çalışıldığının ve katılan ..."nın çantayı vermemek için direnmesi üzerine bu kez katılan ..."un koltuk altında tuttuğu içinde 19.000 Lira para bulunan poşetin yağma yoluyla alındığının iddia edildiği ve eylemi gerçekleştiren kişi olarak sanığın teşhis edildiği olayda; sanığın tüm aşamalarda istikrarlı olarak olay tarih ve saatinde Sincan"da olduğunu, olay saatinden iki saat kırk dakika kadar sonra Sincan"daki telefon bayiinden kontör aldığını savunması ve kollukça sanığın belirttiği cep telefonu bayiinin güvenlik kamerası kayıtlarının incelenmesi sonucunda, olay günü saat 14.46.47"de görüntülerden sanık olduğu değerlendirilen kişinin telefon bayiine girdiğinin belirtilmesi karşısında, katılanların iddialarının doğruluğunun denetlenebilmesi amacıyla; sanığa fiziksel olarak benzeme ihtimali bulunan aile bireylerinin mevcudiyeti araştırılıp, savunmasına temel teşkil eden güvenlik kamera görüntülerine yansıyan saat ve tarih bilgileri üzerinde oynama, tahribat veya değiştirme bulunup bulunmadığı ve görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığı hususunda teknik rapor alınması, görüntüdeki kişinin sanık olduğunun belirlenmesi halinde, olayın meydana geldiği yer ile sanığın kontör aldığını söylediği iş yeri arasındaki mesafe belirlendikten sonra, olay anı ile iş yerinde tespit edilen görüntüye ilişkin belirlenecek net saat arasında geçen zamanda, aradaki yolun genel olarak trafik ve trafik ışıklarının yoğunluğu ile olay tarihindeki ortalama hava şartları da dikkate alınarak, sanığın olay yerinden bahse konu iş yerine gelip gelemeyeceğinin teknik yöntemlerle belirlenmesi, ayrıca tanık Hürü"nün ifadesinde geçen ve sanığın kontör almaya birlikte gitmiş olabileceklerini ifade ettiği kardeşi Çağlar"ın, iş yeri kameralarında tespit edilen aracın kendisine ait olup olmadığı ve sanığı bu araçla iş yerine getirip getirmediği hususunda tanık olarak dinlenmesi, tanık Hürü"ye ait araçla ilgili olarak yürütülen soruşturma dosyasının akıbeti araştırılarak, ulaşılması halinde Orhan Karakuş"un olaya ilişkin beyanlarının alınması, geriye dönük tespitin mümkün olması halinde, tanık Hürü’nün kullandığı belirtilen ve kontör yüklemesi yerine paket tanımlaması yapıldığı bildirilen hatta bu tanımlamanın olay günü hangi saatte yapıldığının ilgili operatörden sorulması, ayrıca Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından gönderilen iletişim tespit kayıtlarına göre, olay sonrası Bursa ilinden sinyal aldığı tespit edilen “Sıttık Ünal” adına kayıtlı hattın, tanıklar Hürü ve Yıldız"ın olayda kullanılan otomobille ilgili olarak kendilerini aradığını söyledikleri polis memuruna ait olup olmadığı belirlenerek hat sahibinin beyanının alınması ve varsa sanığın kullanmış olduğu diğer cep telefonu numaralarının bankalar, kamu ve özel kurumlardan sorulup olay saati ve tarihindeki sinyal bilgileri tespit edilerek dosya arasına konulduktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    Öte yandan Yerel Mahkeme, kabule göre yapılan bozmaya da direnmiştir. Kabule göre bozmalar dosyanın mevcut durumuna göre uyarıcı, öğretici ve yol gösterici nitelikte olup direnmeye konu olmaları mümkün değildir. Bu nedenle Ceza Genel Kurulunca kabule göre bozma nedenine ilişkin ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; "yerel mahkeme direnme hükmünün isabetli olduğu" görüşüyle karşıoy kullanmıştır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.09.2015 gün ve 399-375 sayılı direnme hükmünün, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2016 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi