Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/1622 Esas 2017/3816 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1622
Karar No: 2017/3816
Karar Tarihi: 17.05.2017

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/1622 Esas 2017/3816 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2016/1622 E.  ,  2017/3816 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Sanığın, arkadaşı olan katılan ..."e ait sürücü belgesini bir şekilde ele geçirip kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği kabul edilen kamu davasında; yargılama devam ederken suça konu ehliyetin gerçek bir resmi belge olup olmadığının tespiti için Emniyet Müdürlüğüne gönderildiği ancak bu aşamadan sonra belgenin akıbetinin tespit edilemediği ve üzerinde bilirkişi incelemesi ve mahkemece aldatma kabiliyetinin tespitine yönelik gözlem yapılamadığı, sürücü belgesinin temini için ilgili kurumlarla yapılan yazışmalarda ... adına düzenlenmiş sürücü belgesinden bahsedildiği oysaki suça konu belgenin ... adına düzenlenmiş olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmakla gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından; ... seri nolu, ... adına düzenlenmiş üzerinde sanığa ait fotoğraf bulunan, (E) sınıfı sürücü belgesi ilgili kurumlardan sorularak, varsa aslı temin edilip adli emanete alınması, belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, belge aslının duruşmada incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve aldatma yeteneği bulunup bulunmadığı karar yerinde tartışılıp, denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması; belge aslının temin edilememesi halinde suçun unsurlarının oluşmayacağı dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/05/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.