11. Ceza Dairesi 2017/3590 E. , 2017/3810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında 2006 takvim yılında da sahte fatura düzenlediği iddiası ile kamu davası açıldığı , her bir takvim yılına ilişkin eylemin ayrı ayrı cezayı gerektirdiği fakat mahkemece 2006 takvim yılına ilişkin eylem nedeniyle herhangi bir karar verilmediği görülmekte ise de, zamanaşımı süresi içerisinde bu hususta bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
1-Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelemesinde:
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:
a-5271 sayılı CMK"nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, defter ve belgeleri ibraz etmeme suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı gözetilmeden, sahte fatura kullanmak suçu yönünden ise zararın giderilip giderilmediği araştırılmadan, sabıkası bulunmayan ve hükmolunan cezası ertelenen sanık hakkında " kamunun zararını gidermemiş olması ” şeklindeki gerekçeyle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b-Gerekçeli kararın başına suç tarihinin, defter-belge ibraz etme istem yazısının sanığa tebliğ edilmesinden itibaren 15 günlük sürenin bitimi olan 23.01.2009 yerine 21.04.2010 olarak yazılması,
2-2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelemesinde ise :
a)Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin düzenlenen son fatura tarihi olan 10.06.2007 yerine 21.04.2010 olarak yazılması,
b )Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, 2007 takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin temin edilip dosya arasına konduktan sonra, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, sanığın suçlamayı kabul etmemesi karşısında ise, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; sahte olduğu iddia edilen faturaları kullanan firmalar hakkında düzenlenen vergi raporlarının, karşıt inceleme tutanaklarının aslı veya onaylı örnekleri getirtilerek, bu firmalar ve şahıslar hakkında sahte fatura kullanmak suçundan dava açılıp açılmadığı, açılmışsa akibeti araştırılıp, dava dosyaları celp edilip özetinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren ve sahteliği belirleyen delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım satım karşılığı olup olmadığının, mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile, faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı dikkate alınarak faturaları kullanan kişi ve şirketler ile sanığın mesul müdürü oduğu şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılarak, suça konu faturaları kullanan şirket yetkililerinin faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıklarının sorulması ve gerekirse faturalar üzerindeki yazı ve rakamların sanığa ait olup olmadığına ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
c)Kabule göre; hükmolunan uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrasının 1. cümlesinde sayılanlar hariç olmak üzere aynı maddenin 1. fıkrasındaki yazılı hak yoksukluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK."nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.