10. Ceza Dairesi 2016/3146 E. , 2017/2261 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 11.08.2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki hükmün açıklanmasına dair Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/01/2016 tarihli ve 2010/332 esas, 2011/136 sayılı ek kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 19/09/2016 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 11.10.2009 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olarak Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 12/04/2011 tarihli ve 2010/3196 esas, 2011/501 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği,
2- Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının ihbar edilmesi üzerine yargılamaya devam edilerek Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/10/2012 tarihli ve 2010/3196 esas, 2011/501 sayılı ek kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
3- Ancak daha sonra sanığın 27.12.2013 tarihinde işlediği iddia edilen yeni bir “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olarak Bakırköy 46. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/04/2015 tarihli ve 2014/1115 esas, 2015/393 sayılı kararının kesinleşmesi üzerine, hükmün açıklanma koşullarının oluştuğundan bahisle mahkemesine ihbar yazısı gönderildiği,
4- Bunun üzerine, sanığın 18/10/2012 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5 yıllık denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlemiş olduğundan bahisle, Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/01/2016 tarihli ve 2010/332 esas, 2011/136 sayılı ek kararı ile hükmün açıklanarak sanığın TCK’nın 191/1, 62 ve 50. maddeleri gereğince 6.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Bakırköy 46. Asliye Ceza Mahkemesince sanığın yokluğunda verilen kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesi gereğince tebliğ edilmek suretiyle kesinleştirildiği anlaşılmış ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinde yer alan “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” ve aynı Kanun"un 35. maddesinde yer alan “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır...” hükümler birlikte değerlendirildiğinde, sanık ..."ın dosya kapsamına göre bilinen en son adresinin ifadesinin alınması sırasında bildirdiği adres olup, öncelikle bu adrese tebligat çıkartılarak, adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi bulunup bulunmadığının araştırılmasını müteakip, ancak bulunmadığının tespiti halinde ve daha önceden bu adrese tebliğ işlemi yapılmış olmak koşuluyla 35. madde gereğince tebliğ işlemi yapılabileceğinden, doğrudan sanığın bilinen son adresine 7201 sayılı Kanun"un 35. maddesi gereğince yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı cihetle, Bakırköy 46. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/04/2015 tarihli ve 2014/1115 esas, 2015/393 sayılı kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanun’un 231/11. maddesinde yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde yapılan değişiklik öncesi Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 12/04/2011 tarihli ve 2010/3196 esas, 2011/501 sayılı kararı ile sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddisinin uygulanması suretiyle kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kapsamda hükmün açıklanabilmesi için sanık tarafından denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenerek bu suça ilişkin verilen kararın kesinleşmesi gerektiği nazara alındığında, hükmün açıklanmasına esas teşkil eden Bakırköy 46. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/04/2015 tarihli ve 2014/1115 esas, 2015/393 sayılı kararının kesinleşmediği gibi, ortada kasten işlenen suç nedeniyle mahkumiyet hükmünün de bulunmadığı gözetildiğinde, geri bırakılan hükmün açıklanması için gerekli şartların bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/01/2016 tarihli ve 2010/332 esas, 2011/136 sayılı ek kararının bozulması istenmiştir.
C) Konuyla İlgili Hukuksal Düzenlemeler:
a) CMK"nın 231. maddesi:
(5) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
(8) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur.
(10) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.
(11) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.
Ç) Konunun Değerlendirilmesi:
Yukarıda yer alan kanuni düzenlemelere göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık 5 yıl süreyle denetime tabi tutulacak ve bu süre içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirlerine riayet etmemesi halinde hüküm açıklanacaktır.
Somut olayda; sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlendiği ihbarında bulunan Bakırköy 46. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/04/2015 tarihli ve 2014/1115 esas, 2015/393 sayılı kararında, sanığın denetim süresi içinde 27.12.2013 tarihinde işlediği iddia edilen yeni bir “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olarak yargılama yapıldığı ancak yargılama sonucunda “düşme” kararı verildiği anlaşılmakla, CMK’nın 231/11. maddesinde yer alan “sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi” şartının gerçekleşmediği cihetle, bu suç nedeniyle CMK’nın 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanması hukuka aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına dair Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/01/2016 tarihli ve 2010/332 esas, 2011/136 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 01.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.