19. Hukuk Dairesi 2014/15887 E. , 2015/9369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : 1- ... 2- ... vek. Av. ...
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; davalı banka ile dava dışı .... Ltd. Şti. arasında akdolunan genel kredi sözleşmesinde müvekkillerinin ortağı oldukları ...nin kefil olarak yer aldığını, şirket kaşesi üzerinde müvekkillerinin imzaları bulunduğunu, banka görevlilerinin talebi üzerine ayrıca atılan müvekkillere ait imzaların üst kısmına sonradan müvekkillerinin isimleri yazılarak ödenmeyen kredi borcu nedeniyle müvekkilleri hakkında da takip başlatıldığını belirterek, takip nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili; tereddüte yer olmayacak şekilde davacıların sözleşmede şahsen kefil olduklarının görüldüğünü, davacılar tarafından kötüniyetli şekilde bu davanın açıldığını bildirerek, davanın reddini savunmuş ve %40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı ..."ün 37.500 TL diğer davacı Vedat Dilari"nin ise 41.124,65 TL borçlu olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, takip nedeniyle davacı ..."ün 37.500 TL"den sorumlu tutulacağından bu miktar üzerinden davanın reddine, takip fazlası 4200 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi sonucu taraf vekillerince hükmün temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2013/6499 E. - 11959 K sayılı 26.06.2013 tarihli ilamıyla “hüküm ile gerekçe arasında davacılardan Vadat Dilari hakkında hüküm kurulmayarak oluşan çelişki nedeniyle HUMK 381 ve 388 (HMK 294 ve 297) maddeleri uyarınca hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen icra takibine konu 41.700,00 TL borçtan ötürü davalılardan ..."ün kefalet limiti tutarı 37.500,00 TL miktarından sorumlu tutulması gerektiğinden dolayı bu miktar bakımından davanın reddine, 4.200,00 TL yönünden davanın kabulüyle fazlaya dair istemin reddine, aynı takibe konu 41.700,00 TL takip borcundan dolayı diğer davalı Vedat Dilari"nin 41.124,65 TL"den sorumlu tutulması gerektiğinden bu miktar üzerinden davanın reddine, takip fazlası 575,35 TL"lik kısım yönünden davanın kabulüne fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Davacılar ve davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacılar temyizi yönünden;
Davacılar takibe dayanak iki ayrı kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini istemişlerdir. Takibe konu edilen kredi sözleşmelerinden 13.06.2005 tarihli bulunandan davacıların katılımları ve imzaları olmadığı gibi, 27.04.2004 tarihli sözleşmede kefil sıfatıyla imzalarının yer aldığı ve bu imzalara itirazları bulunmadığı görülmektedir. Davalı bankanın dosyaya ve icra dosyasına sunduğu belge ve bilgiler ile hükme esas alınan bilirkişi raporu içeriğinden kredi alacağının hangi sözleşmeden kaynaklandığı açık bir şekilde anlaşılamamaktadır. Kefil olarak
../..
imzaları bulunan davacılar 27.04.2004 tarihli sözleşme kapsamında kullanılan krediden sorumludurlar. Ancak katılımları bulunmayan 13.06.2005 tarihli sözleşmeden kaynaklanan kredi borcundan sorumlu tutulamayacaklardır. Davacılar tarafından bilirkişi raporuna yapılan itirazlar gözetilerek ek rapor aldırılması gerekirken, mahkemece bu yön üzerinde de durulmamıştır. O halde bu olgular karşısında mahkemece, davacıların bilirkişi raporuna itirazları da gözetilerek yeniden bilirkişi heyeti oluşturularak, banka kayıtları üzerinde inceleme de yaptırılmak suretiyle takibe konu kredi alacağının hangi kredi sözleşmesinden doğduğu ve bu doğrultuda davacıların sorumlu bulunup bulunmadıkları saptanarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3- Davalı temyiz itirazlarına gelindiğinde;
Mahkemece verilen karar kapsamına göre davacılar yararına tek vekalet ücretine hükmolunması gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına hükmün BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 24.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.