Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9953
Karar No: 2015/6583
Karar Tarihi: 15.10.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/9953 Esas 2015/6583 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/9953 E.  ,  2015/6583 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 27/03/2014
    NUMARASI : 2013/290-2014/70

    Taraflar arasındaki kayıt terkin davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Davacı vekili, müflis ...... San. ve Tic. A.Ş."nin iflası sonrası düzenlenen sıra cetvelinde, davalının, müflis şirket yetkilileri ile anlaşılarak muvazaalı bir biçimde düzenlenen vekalet sözleşmesine dayalı 160.000,00 TL tutarındaki alacağına 4. sırada yer verildiğini, söz konusu sözleşmenin özellikle ücret konusunda çelişkili hükümler ihtiva ettiğini, sözleşmeye göre ihtiyati tedbir kararı alınarak ücretin hak edildiği 29.09.2009 tarihinden sonra, davalının alacağının tahsili amacıyla müflis şirkete herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, iflas masasına kayıt yapıldığı tarihe kadar bu konuda hiç bir talep olmadığını ve bu borcun şirket defterlerine kaydedilmediğini ileri sürerek, davalının alacağının iflas sıra cetvelinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, iflas erteleme davası açmak üzere müflis şirketten vekalet aldığını ve buna ilişkin ücret sözleşmesi yaptıklarını, bu sözleşmeye göre hak kazandığı 160.000,00 TL tutarındaki alacağını da iflas masasına kaydettirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 08.03.2013 tarih ve 382 E., 1396 K. sayılı ilamıyla, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle, mahkemece, davacı vekilinin talebi üzerine, HMK"nın 266. maddesi uyarınca işin çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği gerekçesiyle, isabetli olarak bilirkişi görüşünün alınmasına karar verildiği, bilirkişi kurulunun avukatlık sözleşmesi ve bu sözleşme kapsamındaki ücret şartının davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, alacak miktarının davalının müflise sağladığı hukuki yardımın ve kapsamının yoğunluğuna göre iflas erteleme dosyası üzerinden belirlenmesi gerektiği yönündeki görüşü üzerine, iflas erteleme dosyası getirtilerek, taraf vekillerinin talebi üzerine, bilirkişi kurulundan ek rapor alınması yönünde ara kararı oluşturulduktan sonra, davalı vekilinin 17.01.2012 tarihli dilekçesiyle bu yöndeki ara kararının doğru ve yerinde olduğunu belirtmesine rağmen, yine davacı vekilinin talebiyle bu ara kararından vazgeçilerek, uyuşmazlığın bu kez re"sen çözülmesi suretiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, mahkemece, HMK"nın 281/2. maddesi uyarınca, iflas erteleme dosyası dosya arasına getirtilerek, bilirkişi raporunda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulmasını sağlamak ve davalının gerçek alacak miktarını belirlemek amacıyla ek rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişiler İ......görüşü doğrultusunda; 11.03.2009 tarihli avukatlık ücret sözleşmesine göre vekile tevdi olunan işin her iki şirket hakkında iflas ertelenmesi davası açılması olarak belirlendiği, davalı tarafından müvekkili şirketler hakkında 03.07.2009 tarihinde iflas erteleme talepli açılan davanın vekil tarafından takip edildiği, talep edilen tedbirin yargılama sırasında kısmen kabulüne karar verildiği, 24.12.2009 tarihinde ise iflas erteleme isteminin reddi ile davacı şirketlerin iflaslarına dair karar verildiği, davalı ile müvekkilleri arasında düzenlenen 11.03.2009 tarihli avukatlık vekalet ücret sözleşmesinde belirlenen 160.000,00TL ücret ödeneceği şartının davalı ( vekil ) lehine alacak hakkı oluşturan senet hükmünde olduğu, davacının ise sözleşmenin tarafları yönünden üçüncü şahıs konumunda bulunduğundan davacıya karşı ispat kuvveti olmadığı, ayrıca iflas erteleme davası konusu para olan davalardan olmadığından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre karar tarihi olan 2009 yılı itibariyle Asliye Mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen 575,00 TL maktu vekalet ücretini talep edebileceğinden masaya kaydedilen 160.000,00 TL alacaktan bu miktarın düşülerek geriye kalanın sıra cetvelinden terkin edilmesi gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile sıra cetvelinin 4. sırasında kayıtlı 159.425,00 TL" nin sıra cetvelinden terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Dava, muvazaalı olduğu ileri sürülen davalı alacağının iflas sıra cetvelinden terkini istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamından müflis ..... San. ve Tic. A.Ş. ile davalı avukat M.. M.. arasında akdedilen ve 11.03.2009 tarihinden itibaren geçerlilik kazanacağı belirtilen avukatlık sözleşmesinde ücretin 160.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, bu alacağın iflas idaresince 4. sırada kaydına karar verildiği anlaşılmış olup, davacı tarafça bu sözleşmenin ve bedelin muvazaalı olduğu ileri sürülerek işbu dava açılmıştır.
    Mahkemece, Dairemizin, "bilirkişi kurulunun; avukatlık sözleşmesi ve bu sözleşme kapsamındaki ücret şartının davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, alacak miktarının davalının müflise sağladığı hukuki yardımın ve kapsamının yoğunluğuna göre iflas erteleme dosyası üzerinden belirlenmesi gerektiği yönündeki görüşü üzerine, iflas erteleme dosyası getirtilerek, taraf vekillerinin talebi üzere, bilirkişi kurulundan ek rapor alınması yönünde ara kararı oluşturulduktan sonra, davalı vekilinin 17.01.2012 tarihli dilekçesiyle bu yöndeki ara kararının doğru ve yerinde olduğunu belirtmesine rağmen, yine davacı vekilinin talebiyle bu ara kararından vazgeçilerek, uyuşmazlığın bu kez re"sen çözülmesi suretiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, bu durumda mahkemece, HMK"nın 281/2. maddesi uyarınca, iflas erteleme dosyası dosya arasına getirtilerek, bilirkişi raporunda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulmasını sağlamak ve davalının gerçek alacak miktarını belirlemek amacıyla ek rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" yolundaki bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş; bilirkişi kurulundaki bilirkişilerden .......Avukatlık Kanunu"nun 164/4. maddesi uyarınca iflas erteleme davasının konusu para olan davalardan olmadığı, bu tür davaların konusu para ile değerlendirilmesi mümkün olmayan davalar olması nedeniyle karar tarihi itibariyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kararın 2009 yılında verilmesi nedeni ile “Asliye Mahkemeleri"nde takip edilen davalar için” belirlenen maktu vekalet ücretin 575,00 TL olduğu görüşüne itibarla bu miktarın üstündeki kısmın terkinine karar verilmiştir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dayanak olarak açıklanan Avukatlık Kanunu"nun 164/4. maddesi, “ (Değişik üçüncü ve dördüncü cümle: 13.01.2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.” hükmünü içermekte olup, maddede açıkça belirtildiği üzere, bu hüküm, müvekkil ile vekil arasında avukatlık ücretinin kararlaştırılmadığı hallere ilişkindir. Oysa, somut olayda, müflis şirket ile davalı avukatı arasındaki avukatlık sözleşmesinde ücret kararlaştırılmış olup, anılan 164/4. madde hükmü somut olayda uygulanamayacağı gibi; esasen sözleşmede ücret kararlaştırılmadığı hallerde anılan 164/4. madde hükmünün; ücret kararlaştırıldığı takdirde kararlaştırılan bu ücretin sözleşmenin tarafı olmayan davacıyı bağlamayacağı, davalının hak ettiği avukatlık ücretinin gerçek miktarının her iki durumda da saptanması gerekeceği gözetilmelidir.
    Bu durumda mahkemece, esasen bu hususlara işaret eden ve uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda; başka bir bilirkişi kurulu aracılığıyla iflas erteleme dosyası üzerinde inceleme yaptırılarak, davalı avukatın müflise sağladığı hukuki yardımın kapsamı ve yoğunluğuna göre hak etmiş olduğu avukatlık ücretinin belirlenmesi ve hak etmediği belirlenen avukatlık ücretinin muvazaalı olduğunun kabulü ile bozmaya uyulması suretiyle davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak ta gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi ve İİK"nın 235/3. madde hükmüne uygun hüküm fıkrası oluşturulması gerekirken, bozma öncesi alınan bilirkişi kurulu raporundaki ilke ile bozma sonrası ayrık görüş belirten bilirkişi raporundaki aynı ilkenin aksi yönünde oluşan çoğunluk görüşündeki yanılgılı gerekçeye dayalı olarak ve İİK"nın anılan madde hükmüne uygun olmayan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    3-Kabule göre, İİK"nın 235/3. maddesi uyarınca, bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nispetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Mahkemece, kısmen kabulüne karar verilen 159.425,00 TL"nin, hükmedilen 2.625,00 TL yargılama gideri ve 1.500,00 TL vekalet ücreti ile birlikte davacıya tahsisine, reddedilen 575,00 TL"nin diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, anılan madde hükmüne göre uygun düşmeyen yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi