23. Hukuk Dairesi 2015/291 E. , 2015/6581 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 10/09/2014
NUMARASI : 2013/425-2014/307
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 26.05.2008 tarihli hizmet alım sözleşmesi uyarınca müvekkilinin edimlerini ifa ederek sözleşmenin 31.05.2009 tarihinde sona erdiğini, taahhüt sözleşmesinin imzalanmasından sonra davalı kurumca sözleşme bedeli üzerinden % 4,5 nispetinde 10.934,37 TL ihale komisyon karar pulu/damga vergisi tahsil edildiği gibi sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte sözleşme bedelinin % 7,5 nispetinde 18.223,96 TL sözleşme damga vergisinin müvekkilince ödendiğini, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu"nun 3. maddesine göre ihale kararında imzası bulunmayan müvekkilinin ihale kararına ilişkin damga vergisinden sorumlu olmadığını, ayrıca davalı kurumun anılan Kanun kapsamında resmi daire tanımı içerisinde bulunmadığını, sözleşme nedeniyle tahakkuk eden damga vergisinin de tamamından müvekkilinin sorumlu olmayıp yarısının davalı kurumca ödenmesi gerektiğini, davalı kurumun damga vergisi muafiyeti bulunmadığını, davalı kurumun müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, 20.046,35 TL"nin 26.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirket ile müvekkili arasındaki sözleşmenin 01.06.2008 tarihinde başlayıp 31.05.2009 tarihinde sona erdiğini, gerek dava konusu ihale damga vergisi ve sözleşme damga vergisinin ödeme tarihi itibariyle, gerekse sözleşmenin bitiş tarihi itibariyle bir yıllık dava açma süresinin dolduğunu, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca ihale dosyası içeriği tüm dökümanların yükleniciyi bağladığından Hizmet Alım Şartnamesi"nin 26. maddesi ve Hizmet Alım Sözleşmesi"nin 7. ve 8. maddeleri uyarınca damga vergisinden davacının sorumlu olduğunu, davacının şartları bilerek ve kabul ederek ihaleye girdiğini, İdari Şartname gereği teklif fiyatına damga vergi, resim, harç vs. dahil olduğundan Kamu İhale Genel Tebliği uyarınca % 3"lük pay teklif fiyatına eklenerek ihale bedeli olarak yükleniciye ödendiğini, davacının bu bedelleri ihtirazi kayıt koymadan ödediğini, müvekkili temerrüde düşürülmediğinden faizin başlangıcının da dava tarihi olup ancak yasal faiz istenebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın Vergi Dairesi"ne karşı Damga Vergisi Kanunu"nun 3. maddesi uyarınca ihale karar damga vergisinin mükellefi olduğu, yine Damga Vergisi Kanunu"nun 24/2. maddesi uyarınca sözleşme damga vergisinden davacı şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, 818 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 8/3. maddesi uyarınca vergi sorumluluğuna ilişkin özel hukuk sözleşmelerinin vergi idaresini bağlamayacağı, ancak vergi idaresine karşı hüküm ifade etmeyen vergi sorumluluğunun devrine ilişkin bu tür sözleşmelerin taraflar arasındaki iç ilişkide hüküm ifade edeceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8. maddesi ve idari şartnamenin 45.5. maddesi hükümleri ile dava konusu ihale karar damga vergisi ve sözleşme damga vergisinden davacı şirketin sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı, dolayısıyla istirdadı talep edilen vergilerden sözleşme hükümleri kapsamında davacı şirketin sorumlu olduğu, bu kapsamda davacı şirketin ödemiş olduğu bedellerin istirdadını talep edemeyeceği, sözleşmenin anılan hükmünün genel işlem şartı niteliğinde olmadığı, ancak sözleşmenin 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde imzalandığı ve ifa edildiği, 6101 sayılı Yürürlük Yasası"nın 1. maddesi hükmüne göre olayda temerrüt, sona erme ve tasfiye halinin mevcut olmadığı, salt genel işlem şartlarına aykırılığın ise kamu düzeni ve genel ahlak kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
10.12.2013 olan dava tarihinin, gerekçeli karar başlığında 20.12.2013 olarak yazılmış olması, HMK"nın 304. maddesi uyarınca, tarafların başvurusu üzerine veya re"sen düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.