17. Ceza Dairesi 2018/2513 E. , 2018/10864 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli hırsızlık suçundan sanık....’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/2-e ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/10/2010 tarih, 2010/327 Esas ve 2010/578 sayılı Kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19/04/2018 gün ve 94660652-105-71-4663-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 30/04/2018 gün ve 2018/35471 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1-Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 11. Ceza Dairesi"nin 12.03.2013 tarih, 2011/6360 Esas ve 2013/4034 Karar sayılı ilâmında, “…5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu"nun 3/e maddesi uyarınca "kredi kartının, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını" ifade etmesi karşısında; sanığın müştekiye ait Yapı Kredi Bankası Word kredi kartı bilgilerini ve şifresini elde edip, suç tarihlerinde internet yoluyla birden fazla alışveriş yapmak suretiyle kendisine haksız yarar sağlaması eyleminin 5237 sayılı Yasanın 245/1. maddesinde öngörülen "Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması" suçunu oluşturduğu..."" şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda sanığın müştekiye ait kredi kartı bilgilerini ve şifresini rızası dışında kullanarak harcama yapması şeklindeki eylemi sebebiyle Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5237 sayılı Kanun’un 142/2-e maddesi gereğince kamu davası açılması üzerine, Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda sanığın anılan Kanun’un 142/2-e maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, eylemin aynı Kanunu"nun 245/1 maddesinde yer alan, ‘’Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.’’ suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun hukuki nitelendirilmesinde yanılgıya düşürülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
2-Anılan mahkemenin 21/10/2010 tarihli kararın gerekçe kısmında ""...sanığın kaçak elektrik bedelini ödemediği ve şikayetçi kurumun zararını gidermediği..."" şeklinde belirtilen somut olayla hiçbir ilgisi olmayan delillerin tartışıldığı anlaşılmakla; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/1 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması, gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin açık olarak belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, Anayasa ve 5271 sayılı Kanun"un amir hükümlerine aykırı şekilde olayla uyumlu olmayan gerekçeye dayanarak hüküm kurulmasında, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
DOSYA İNCELENEREK GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 21/10/2010 tarih, 2010/327 Esas ve 2010/578 sayılı Kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemlerinin yapılması için dosyanın adı geçen Mahkemeye iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi, Mahkemesince 5271 sayılı CMK"nın 309-4-b fıkrasının son cümlesinin hükümlü hakkında gözetilmesine, 18/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.