1. Hukuk Dairesi 2019/1167 E. , 2021/1976 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 8 parsel sayılı taşınmazının ipotek işlemleriyle ilgili olarak davalı ...′e vekaletname verdiğini, ancak vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle taşınmazının el ve işbirliği içerisindeki diğer davalılara aktarıldığını öğrendiğini ileri sürerek tapu iptali-tescile, aksi takdirde taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, iyiniyet savunmasında da bulunarak davanın reddini savunmuşlardır.
Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, ancak son kayıt maliki ....′in iyiniyetle taşınmazı edindiği gerekçesiyle iptal-tescil isteğinin reddine, taşınmaz bedelinin vekil Mikail′den tahsiline ilişkin mahkeme kararına karşı davacı ve davalılardan ... tarafından yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... yönünden esastan reddedilmiş; davacı yönünden ise kısmen kabul edilerek taşınmaz bedelinin davalılar ...ve ...′ten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalılardan ...tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 01.04.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile davalı ... vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ...geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacı ... Sarı vekili Avukat v.d gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davalının savunmasını dayandırdığı ibranamenin aslının yargılama süresince dosyaya ibraz edilmediği, kesinleşen ceza yargılamasında da davacının zararının giderilmediğinin hükme bağlandığı gözetilerek karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacı ve davalılardan ..."in yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davalı ...
Zater vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz eden davacıdan alınmasına ve aşağıda yazılı 1.986.70. TL fazla yatırılan harcın temyiz eden davacıya iadesine, 5.961.85. TL bakiye onama harcının da temyiz eden davalı ..."den alınmasına, 01/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıyla açılmış tapu iptal-tescil, olmazsa tazminata ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, taşınmaz bedelinin davalı vekilden tahsiline ilişkin karar, bölge adliye mahkemesince davacının istinaf başvurusu kısmen kabul edilerek davalı ... ve ...’ten tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, davalı vekilin delil olarak dayanmış olduğu ibranamenin nazara alınması gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Davalının söz konusu ibranameye delil olarak dayandığı hususu tartışmasızdır. İbranamenin ibraz edilip edilmediğine gelince, taraflarca dayanılmış olan delillerin ibraz edilmemesi halinde bu delillerin ibrazı için mahkemece süre verilmesi gerektiği HMK 139/son fıkrasında açıkça belirtilmiş, ibraz edilmemesi halinde müeyyidesinin ne olacağı da belirtilmiştir. Mahkemece davalıya bu ibranamenin ibrazı için süre verilmemiştir. Uygulamada öncelikle taraf vekillerince belgelerin örnekleri dilekçelerine eklenerek ibraz edilir, mahkemece ihtiyaç duyulması halinde belgenin aslı mahkemeye ibraz edilir ve önemine binaen mahkeme kasasına alınır. Somut uyuşmazlıkta böyle bir yola müracaat edilmemiştir.
Diğer taraftan ibranameyi düzenleyen TBK 132. maddesi, “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle tabi tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.” demektedir. Davalının dayandığı ibraname incelenerek bu yasal düzenleme karşısında vekilin borcunun sona erip ermediği değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılmak suretiyle vekil ve sonraki malik açısından davanın bedele yönelik olarak kabulünün doğru olmadığı düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.