Esas No: 2016/29070
Karar No: 2019/4299
Karar Tarihi: 25.06.2019
Danıştay 5. Daire 2016/29070 Esas 2019/4299 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/29070
Karar No : 2019/4299
TEMYİZ EDEN (DAVACI) :…
VEKİLİ :…
KARŞI TARAF (DAVALI) :…
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacı tarafından, borçlanıp ödememeyi alışkanlık haline getirdiğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 6/C-2. maddesi gereğince "10 ay kısa süreli durdurma" cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de aynı suçu daha önce de işlediğinden anılan Tüzüğün 14. maddesi uyarınca bir üst ceza olan "20 ay uzun süreli durdurma" cezası ile tecziye edilmesine ilişkin 19/10/2015 tarih ve … sayılı ... Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının önceki borçlarından farklı olarak borçlanmaya devam ettiği, bankalardan çktiği kredileri ve kredi kartı borçlarını ödeyemediğinden yeni icra takipleri başlatıldığı, maaşına haciz konulduğu, isnat olunan fiilin davacı tarafından işlendiği hususunun sübuta erdiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, davacının bir tanıdığına kefil olduktan sonra ekonomik durumunu düzeltemediği, kasıtlı olmadan borçlarını ödeme acziyetine düştüğü, bankacılık alanındaki yasal düzenlemelerin ödeme şartlarını zorlaştırdığı, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının icra dosyalarının birbirinden farklı olduğu, alacaklılarının faklı kişiler olduğu, borçlanmaların değişik tarihlerde yapıldığı, işlenen fiilin sübuta erdiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, … İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmaktadır.
Davacı hakkında, … 3. İcra Müdürlüğünün yazısı ile icra takibi başlatıldığının bildirilmesi üzerine, düzenlenen soruşturma raporunda; 3 farklı dosyada borcunun bulunduğu ve bu borçların ödenmemesi nedeniyle maaşına haciz uygulandığı tespitlerine yer verilmiştir.
Davacı, soruşturma raporundaki teklif doğrultusunda, ... Valiliği İl Polis Disiplin Kurulunun 19/10/2015 tarih ve … sayılı kararıyla Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 6/C-2. maddesi gereğince "10 ay kısa süreli durdurma" cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de aynı suçu daha önce de işlediğinden anılan Tüzüğün 14. maddesi uyarınca bir üst ceza olan "20 ay uzun süreli durdurma" cezası ile tecziyesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 6/C-2. maddesinde; borçlanıp ödememeyi alışkanlık haline getirmek fiilinin 10 ay kısa süreli durdurma cezası gerektirdiği hüküm altına alınmıştır.
Aynı Tüzüğün 14. maddesinde ise ''Disiplin cezası verilmesine neden olmuş bir eylem, işlem, tutum veya davranışın cezaların sicilden silinmesine ilişkin süre içinde yenilenmesinde bir derece ağır ceza uygulanır. Aynı derecede cezayı gerektiren değişik eylem, işlem, tutum veya davranışlar nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulanmasında da bir derece ağır ceza verilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 6/C-2. maddesinde yer alan borçlanıp ödememeyi alışkınlık haline getirme eylemi dönemsel olarak değerlendirilmesi gereken bir eylemdir. Nitekim belli bir döneminde borçlanıp ödememeyi alışkınlık haline getirmek eyleminden bahsedebilmek için birden fazla borcun ve alışkanlık haline getirme durumunun birlikte yer alması gerektiği yargı içtahatları ile de sabittir. Ayrıca aynı döneme ilişkin borçlardan dolayı ayrı ayrı ceza verilmesi disiplin hukukunun ilkelerinden olan aynı fiilden tek ceza verilir ilkesi ile de bağdaşmamaktadır.
Davacının, Dairemizde bulunan E:2016/24468 esas sayılı dosyasının incelenmesinden, bakılan işbu dosyadaki aynı döneme ait borcundan dolayı 10 ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, aynı dönemde gerçekleşen borcun ödenmemesinin ayrı bir fiil olarak kabul edilmesine imkan bulunmadığından, davacının aynı döneme ilişkin borçlarından dolayı tek soruşturma yapılması gerekirken, aynı fiil kapsamında iki kere cezalandırılması sonucunu doğuracak şekilde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Olayda, davacının eyleminin Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 6/C-2. maddesi kapsamında üzerine atılı, borçlanıp ödememeyi alışkanlık haline getirmek fiilinin sübuta erdiğinden, dava devam ederken, davacının fiiline uygulanacak disiplin cezasına ilişkin mevzuatta değişiklik olması nedeniyle uyuşmazlığın çözülebilmesi için öncelikle davacının işlediği fiile hangi mevzuat hükmünün uygulanması gerektiğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Ceza hukuku kökenli bir ilke olan ancak zaman içinde hukukun tüm dallarında geçerli bir ilke olarak benimsenen lehe olan hükmün uygulanması ilkesi; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiilin sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunması veya sonradan yürürlüğe giren düzenlemenin, suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehine sonuçlar doğurması durumunda, failin lehine olan sonraki normun daha önce işlenmiş olan fiillere uygulanmasını öngörmektedir.
İdare hukuku alanında, kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmaktadır. İdari işlem niteliğindeki disiplin cezasının da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmekte ise de, lehe olan normun uygulanması ilkesinin disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir.
Dolayısıyla, fiilin işlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise, disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmü dikkate alınmalıdır.
Uyuşmazlıkta, davacıya isnat edilen fiilin sabit olduğu anlaşılmakta ise de, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 6/C-2. maddesinde düzenlenen disiplin cezası, 08/03/2018 tarih ve 30354 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve emniyet teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 7068 sayılı, Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 8/4-b-2. maddesinde belirtilen disiplin cezası ile karşılaştırıldığında, 7068 sayılı Kanundaki düzenlemenin davacı lehine olduğu görüldüğünden; İdare Mahkemesince, davacı lehinde olan düzenleme dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.