11. Hukuk Dairesi 2016/1584 E. , 2017/3532 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29/06/2015 tarih ve 2014/1442-2015/294 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06/06/2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından dava dışı ... (...) Ltd. Şirketi"ne satılan emtianın davalı tarafından taşınması konusunda anlaşılması üzerine vesaik mukabili teslim edilmek şartı ile 14.11.2008 ve 21.07.2009 tarihli iki ayrı konişmento düzenlendiğini, vesaik karşılığı teslim hususunun konişmentolarda da açıkça yazılı olduğunu, davalının vesaik teslim alınmadan malları alıcısına teslim ettiğini, müvekkilinin 17.884,40 USD (27.296,95 TL) mal bedelini tahsil edemediğini, davalının sözleşmeye aykırı davranışı ve ağır kusuru sonucu müvekkilinin zarara uğradığını, usulüne aykırı teslimatın müvekkilince 2009 yılı Mart ayında öğrenildiğini ve davalıya 10.02.2010 tarihinde ihtar gönderildiğini ileri sürerek, 27.296,95 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, malların vesaik karşılığında teslim edileceğine dair bir anlaşma bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiline bu yönde verilmiş bir talimat da bulunmadığını, müvekkilince taşınmak üzere teslim alınan malların tam ve eksiksiz olarak zamanında dava dışı şirkete teslim edildiğini, 14.11.2008 tarihli belgeden doğan alacağın TTK’nun 767. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, göreve ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu alacağın satıma ilişkin sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan BK"nın 125. maddesine göre 10 yıllık zaman aşımına tabi olması sebebiyle zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, ayrıca taşımaya ilişkin 6762 sayılı TTK"nın 1067. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin malın teslim tarihinden itibaren başlayacağı ve 07/11/2008 günlü faturaya konu malın 14/11/2008 tarihinde teslim edilmiş olduğu iddia edilmiş ise de teslimatın usulsüz olduğu, usulsüz teslim nedeniyle davacının malların teslim tarihini bilmemesi ve bilmesinin de mümkün olmamasına göre davacının 10/02/2010 tarihli ihtarla malların usulsüz teslimini 2009 Mart ayında öğrendiğini belirtmesine göre bu kabulün aksine bir delil de bulunmadığından teslimin 2009 Mart ayında yapıldığı benimsenmiş olup, dava tarihi 17/03/2010 tarihi itibariyle bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar davalı vekilince temyiz edilip temyiz gideri de davalı vekilince yatırılmasına rağmen bozma ilamına uyularak verilen kararda yargılama giderlerine hükmedilirken temyiz giderlerinin de davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bu nedenle bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın anılan yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının yargılama giderlerine ilişkin 4 numaralı bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “Davacı tarafından yapılan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 56,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.456,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle kararın davalı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.