14. Hukuk Dairesi 2017/1216 E. , 2017/7305 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.05.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davalılarla birlikte malik oldukları 302 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davaya konu taşınmazda müvekkillerinden ... ile ...’e ait eklenti ve iyileştirmeler bulunduğunu, satış paylarının buna göre belirlenmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.02.2016 tarihli, 2014/16957 Esas, 2016/1697 Karar sayılı ilamıyla “...Somut olaya gelince; mahkemece Dairemizin yukarıdaki ilkeleri doğrultusunda oran kurulması konusunda bilirkişiden ek rapor alınarak oran kurulduktan sonra satış bedelinin bu orana göre paylaştırılmasına karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi ayrıca gerekçede muhdesatın davacıya ait olduğu belirtilip, hüküm sonucunda ise satış bedelinin bilirkişi raporundaki orana göre dağıtılmasına karar verilmesi suretiyle gerekçeli karar ile hüküm sonucu arasında çelişki yaratılması da doğru görülmemiş, hükmün bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine, muhdesatın bilirkişi raporunda belirtilen oranda satıştan elde edilecek paradan davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.,
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Mahkemece, paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir.
Satışına karar verilen taşınmaz;
a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında,
b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında,
c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; dosya içeriğine göre davacının muhdesat iddiası yoktur. Davalılardan ... ile ...’ın muhdesat iddiası vardır, ancak mahkemece kendilerine verilen süre içerisinde muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin dava açmamışlardır.
Öte yandan, bu davalılar taşınmazda bir takım iyileştirmeler yaptıklarını belirtmiş iseler de bu taleplerini açacakları sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı tazminat davasında ileri sürebilirler.
Bu durumda mahkemece, muhdesatla ilgili bir hüküm kurulmaksızın taşınmazın genel açık arttırma yoluyla satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine, satış bedelinin paydaşlara payları oranında dağıtılması yönünde karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 09.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.