Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/4015 Esas 2015/9343 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4015
Karar No: 2015/9343
Karar Tarihi: 24.06.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/4015 Esas 2015/9343 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2015/4015 E.  ,  2015/9343 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ ..
    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Dava, icra takibine konu bonodan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 01/07/2013 tarih 2013/8539 E. 2013/12336 K. sayılı kararı ile “...Taraflar arasında düzenlenen 26.01.2001 tarihli ibranamede ""ibranamenin düzenlendiği tarih itibarıyla alacaklı ..."ın borçlu ..."den senetli veya senetsiz hiçbir alacağının kalmadığı"" açıkça belirtilmiş ve ibraname altındaki imzalar taraflarca inkar edilmemiştir. Dava konusu senedin vade tarihi 25.08.1999 olduğuna göre, daha sonra düzenlenmiş olan ve içeriğinde ""senetli"" ibaresi bulunan ibranamenin dava konusu senedi de kapsadığının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece senedin lehtarı yönünden somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle ibranameye itibar edilmeyip, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Öte yandan, diğer davalı ... senede ciro yoluyla hamil olmuştur. Davacılar adı geçen ibraname tarihinde orada hazır bulunduğunu, yani senedi kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu iddia etmişlerdir. Kural olarak keşideci ile lehtar arasındaki şahsi defilerin hamile karşı ileri sürülmesi mümkün değilse de, somut olayda uygulanması gerekli 6762 sayılı TTK"nun 599. maddesine göre hamilin senedi kötüniyetli iktisap ettiğinin kanıtlanması halinde şahsi defilerin ona karşı da ileri sürülebileceği gözetilerek, mahkemece davacılara kötüniyet iddialarını kanıtlama olanağı tanınıp, tüm delillerin hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı ... yönünden dava konusu bononun bedelsiz kaldığının adı geçen davalı tarafından imzalanan ibraname ile sabit olduğu, bono hamili olan diğer davalı ...’ın dava konusu bonoyu kötü niyetli iktisap ettiğinin dinlenen tanık beyanları ile kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne icra takibine konu bonodan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve davacı yararına %40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava konusu bononun hamili olan davalı ...’ın bonoyu kötü niyetli iktisap ettiğinin ispat edilemediği dosya kapsamından anlaşılmakla bu davalı yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde bu davalı yönünden davanın kabulünde isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.