16. Ceza Dairesi Esas No: 2016/3513 Karar No: 2017/264 Karar Tarihi: 26.01.2017
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/3513 Esas 2017/264 Karar Sayılı İlamı
Özet:
16. Ceza Dairesi tarafından 2016/3513 E. ve 2017/264 K. numaralı dosyada verilen karara göre, sanık silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekle suçlanmıştır. Mahkeme, TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle TCK'nın 314/2, 220/6-2. cümlesi, 62, 53/1, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca sanığın suçlu olduğuna karar vermiştir. CMK'nın 150/3. maddesi uyarınca müsnet suçun temel şekli için öngörülen cezanın alt sınırının beş yıl olduğu ve zorunlu müdafii atanmasının gerekmediği belirtilmiştir. Sanığın cezalandırılması istemli davaya konu eylemlerinin halen yürürlükte olan 2911 sayılı Kanunun 32/1, 33/1 ve TCK'nın 265/1-3-4. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturduğu ve suç zamanaşımı süresince mahallinde hüküm kurulabileceği tespit edilmiştir. Kararın sonunda TCK'nın 314/2, 220/6-2. cümlesi, 62, 53/1, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi detaylı bir şekilde açıklanmamıştır.
16. Ceza Dairesi 2016/3513 E. , 2017/264 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme Hüküm : TCK"nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle TCK"nın 314/2, 220/6-2. cümlesi, 62, 53/1, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Zorunlu müdafii görevlendirilmesine ilişkin olarak CMK"nın 150/3. maddesinde "alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı" denilmek suretiyle müsnet suçun temel şekli için öngörülen cezanın kanunda yazılı alt sınırının esas alındığı, cezayı arttıran hallere madde metninde yer verilmediği, atılı suçun düzenlendiği TCK"nın 314/2. maddesinde yazılı cezanın alt sınırının da beş yıl olduğu gözetildiğinde zorunlu müdafii atanması gerekmediğinden tebliğnamenin bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır. Sanığın, suç tarihinde yürürlükte olan 2911 sayılı Kanunun 33/c madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılması istemli davaya konu eylemlerinin halen yürürlükte olan 2911 sayılı Kanunun 32/1, 33/1 ve TCK"nın 265/1-3-4. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturduğu, belirtilen eylemler nedeniyle TCK"nın 265/1-3-4. maddesinde düzenlenen suç zamanaşımı süresince mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüş; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 26.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.