11. Hukuk Dairesi 2016/3282 E. , 2017/3522 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/11/2015 tarih ve 2014/260-2015/225 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06.06.2017 günü hazır bulunan davacı asil ... davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ..."nun davalıya ait "..." isimli televizyon kanalında 1 Ağustos 2012 tarihinde çalışmaya başladığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesinde, yorumcunun, kanalın yayın hakkı sahibi olduğu televizyon kanalı ... için hazırlanan, yayın günleri ve saatine kanalın karar vereceği ... isimli spor programında 2 yıl süre için yorumcu olarak görev alacağının belirtildiğini, davalı tarafın sözleşmeyi 27/11/2013 tarihinde tek taraflı feshettiğini ileri sürerek, iş sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle bakiye sözleşme süresine ilişkin ücret bedellerinin, TBK nın 438/111 maddesinden kaynaklanan 6 aylık manevi tazminatın, eksik ödenen kıdem ve yıllık izin ücreti tutarları ile ödenmeyen reklam ücretinin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının alacaklarının tam olarak davacı tarafa ödendiğini, eksik ödenen veya zamanında ödenmeyen herhangi bir bedelin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; haklı neden kanıtlanmadığından sözleşmenin feshinin haksız olduğu, davacının haksız fesih nedeniyle uğradığı zararın tazminini isteme hakkına sahip bulunduğu, davacının çok tanınmış bir yorumcu olması nedeniyle spor programları için yorumlarına ihtiyaç duyulması, Türkiye"de spor yorumu yapan çok sayıda televizyon kanalı bulunması, kanalların rekabet içinde bulunması durumu dikkate alınarak Türk Borçlar Kanunu 51 ve 52. maddeleri gereğince takdiren davacının aynıya benzer koşullarla bir buçuk aylık süre içinde iş bulabileceği, davacının kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarına ilişkin taleplerinin iş kanununa tabi bir sözleşme kapsamında talep edilen alacaklardan olduğundan bu tür alacaklara bakmaya mahkemenin görevli olmadığı, davacının yorumcu olarak verdiği hizmetin 5846 Sayılı Yasa kapsamında korunan televizyon programı kapsamında gerçekleşmesi nedeniyle bu alacaklara hükmedilmesinin yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesyle; davacının işçilik alacakları ile ilgili kıdem tazminatı ve diğer işçi alacaklarına ilişkin talebin reddine, sözleşmede öngörülen bir aylık 50.000 TL üzerinden taktiren 1,5 aylık ücret karşılığı 75.000 TL telif alacağının 27/11/2013 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Alınan ilk bilirkişi raporuyla davacının Ağustos 2014 ten önce iş bulamayacağı, sözleşmenin fesih tarihi olan 27/11/2013 ten sonraki sekiz buçuk ay iş bulabileceğinin öngörülemeyeceği belirtilmiş, ikinci bilirkişi raporuyla ise davacının dava dilekçesinde belirtilen nitelikleri ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden itibaren birkaç haftada kolaylıkla iş bulabileceği ifade edilmiştir. Mahkemece ise Türk Borçlar Kanununun 51 ve 52. maddeleri gereğince takdiren davacının aynıya benzer koşullarla bir buçuk aylık süre içinde iş bulacağı kabul edilerek sözleşmede öngörülen bir aylık 50.000,00 TL üzerinden 1,5 aylık ücret karşılığı 75.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dolayısıyla alınan bilirkişi raporları arasındaki davacının sözleşmenin feshi sonrasında iş bulabileceği makul süre konusundaki çelişki giderilmemiş, mahkemece de her iki bilirkişi raporunda bu hususta varılan sonuçtan farklı olarak davacının 1,5 ayda iş bulabileceği kabul edilmiş olup, davacının sözleşmenin feshinden itibaren iş bulabileceği makul süre tespit edilmeden, bu konuda farklı değerlendirmeleri içeren bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
3- Dava dilekçesiyle, davacının sözleşmesinin haklı neden olmaksızın sona erdirildiği, kamuoyuna yayılan kanalın el değiştirdiği ve yeni sahibi tarafından davacının kovulduğu yönünde çıkan haberler nedeniyle davacının kişilik haklarının zedelendiği, davacının onur kırıcı bu davranış nedeniyle büyük üzüntü duyduğu ifade edilmiş, ibraz edilen alacakların bildirildiği dilekçeler ile manevi tazminat alacağının 10.000,00 TL olarak belirlenmesi istenmiştir. Talep edilen manevi tazminat hakkında mahkeme gerekçesinde bir değerlendirmeye yer verilmediği gibi, bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar da verilmemiştir. Bu suretle, manevi tazminat talebi hakkında bir değerlendirmeye yer verilmemesi ve bu konuda bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
4- Ayrıca, davacı vekilince davacının iş bulabileceği makul süreden sonra ancak var olan bir programdaki ekibe dahil olabileceği, dolayısıyla 2. veya 3. yorumcu olarak görev alabileceği, nitekim sözleşmenin feshinden itibaren 9. ayın sonunda ... kanalında yayınlanan bir spor programında konuk yorumcu olarak bazı programlara katılabildiği, dolayısıyla sezon ortasında ancak var olan programlara katılabileceğinden 2. veya 3. yorumcu olarak alabileceği ücretin belirlenmesi gerektiği iddia edilmiştir. Davacının sözleşmenin haksız feshi nedeniyle alabileceği tazminat hesaplanırken var olan programlara konuk ya da 2-3. yorumcu olarak katılabileceği savunulduğuna göre, davacının fesih sonrası katıldığı program çalışmaları ve bundan elde ettiği gelirler de araştırılarak bu şekilde elde etmesi muhtemel gelirin belirlenmesi gerekmekte olup, bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yek diğerine verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 08/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.