Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2010/1-109
Karar No: 2010/117

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/1-109 Esas 2010/117 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ahmet Özpek, bir tapu iptali ve tescil davasını kaybetmiş ve karar Hukuk Genel Kurulu'na taşınmıştır. Davacı, muris muvazaası iddiasıyla tapu iptali talep etmiştir, ancak mahkeme bu talebi reddetmiştir. Yargıtay Dairesi de reddetmiş ve davacı temyize gitmiştir. Hukuk Genel Kurulu önceki karara uyulması gerektiğini ve kararın bozulması gerektiğini belirtmiştir. Kanun maddeleri: Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddeleri.
Hukuk Genel Kurulu         2010/1-109 E.  ,  2010/117 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ : Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 16/10/2009
    NUMARASI : 2009/297-2009/288

     Taraflar arasındaki “Tapu İptali ve Tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın “reddine” dair verilen 21/1/2009 gün ve 2007/328-  2009/2 sayılı kararın incelenmesi davacı Ahmet Özpek vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 6/4/2209 gün ve 2009/2620- 4154  sayılı ilamı ile;
    (…Dava, Borçlar Yasasının 18.  maddesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine davalı  tapu iptali- tescil isteğine ilişkindir.
    Davalılar, miras bırakanın davacılara da taşınmaz verdiğini, çekişmeli taşınmazları bedel ödeyerek  satın  aldıklarını, ancak murisin  yakınları oldukları  için uygun  koşullarda  satış yapıldığını bildirip  davanın  reddini savunmuşlar, davacılardan İ... Ö... vekili 11.4.2008  günlü  oturumda  davadan  feragat  etmiş, mahkemece  temliklerin  muvazaalı  olmadığı gerekçesiyle  davanın reddine karar verilmiştir.
    Miras bırakan S.... "in 5.4.2007  tarihinde  vefat  ettiği, mirasçıları olarak  kendisinden  önce vefat  eden kızı  İ... "ten  olma torunları  olan  davacılar ile  dava dışı eşi ve  kızı H... ile yine çocukları olan  bir kısım  davalıların  kaldıkları, murisin 457  parsel sayılı  taşınmazını davalı oğlu K... "e  697  parsel sayılı taşınmazını  davalı oğlu  H... "ye  15.10.1995 tarihinde  satış suretiyle  64 parsel  sayılı  taşınmazdaki 5 nolu  bağımsız  bölümünü  satış suretiyle  28.12.1998  tarihinde  davalı kızı  K... "ye  ve davalı  damadı Ü... "a , 196 sayılı  parseldeki  3 nolu  meskenin  kat irtifakına  ayrılan 1/6  arsa  payını davalı A.... "e  1.3.2005 tarihinde  satış suretiyle,  ... nolu  parseldeki ...  nolu  meskeni  davalı torunu  Adem"e, .... nolu  meskeni de  yine davalı torunu  İ... "ya  12.5.1994  tarihinde  ölünceye kadar  bakma akdi ile  temlik  ettiği kayden sabittir.
    Davalı torunların murise karşı bakım borcunu yerine getirdikleri ve 64 nolu parseldeki 1 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin temlikinin muvazaalı olmadığı belirlenmek suretiyle anılan  taşınmazlar yönünden davanın  reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı A.... "in  bu taşınmazlara  yönelik  temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Davacının diğer taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Miras bırakanın müteahhitlik yaptığı, mal satmaya ve paraya ihtiyacının olmadığı, daha birçok taşınmazının bulunduğu tartışmasızdır.
    Davalılar, murisin davacılara da taşınmazlar verdiğini, mallarını paylaştırmayı amaçladığını savunmuşlarsa da paylaştırma ancak mirasçılar arasında olabileceğinden, henüz mirasçı olmayan davalı torunlar ile davalı damadın bu savunmalarına itibar edilmemiştir. Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden davalı torun A.... ile davalı damat Ü.... "a satış  şeklinde  yapılan  temliklerin  bedelsiz  diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve  muvazaalı olduğu  sonucuna varılmaktadır.
    Öte yandan; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçek-ten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
    Hemen belirtmek gerekirki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamıyacağıda kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, davalılar torun Adem ve damat Ünal"a temlik edilen taşınmazlar hakkındaki davanın kabul edilmesi, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi ve her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınması, böylece yukarda değinilen anlamda mirasçılar  arasında  bir paylaştırma  yapılıp yapılmadığının  açıklığa  kavuşturulması ve sonucuna  göre çekişmeli  457-697  ve davalı Kamile"ye temlik edilen  5 nolu bağımsız  bölümle ilgili  bir  karar verilmesi gerekirken, noksan  soruşturma  ile yetinilerek ve delillerin  takdirinde  yanılgıya  düşülerek  yazılı şekilde  karar verilmesi doğru değildir.
    Kabule göre de, avukatlık ücretine esas  alınması gereken dava değeri  iptal konusu yapılan payla   sınırlı olduğu halde bu yön  gözardı  edilerek  davalılar lehine  fazla avukatlık parası  tayin ve takdir  edilmesi de  isabetsizdir.
    Davacının  bu yönlere  hasren temyiz  itirazları  yerindedir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ  EDEN  :Davacı vekili

      HUKUK GENEL KURULU KARARI
     
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 13/6/2001 gün 2001/1-388 E. ve 2001/493 K.; 25/12/2002 gün ve 2002/1-1057 E. ve 2002/1110 K. sayılı kararında da aynı hususların benimsenmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile  direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 03.03.2010  gününde oybirliği ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi