11. Hukuk Dairesi 2016/4826 E. , 2017/3519 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/01/2016 tarih ve 2010/319-2016/27 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili ve davalı şirketler vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06.06.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av.... ile davalılardan ... Holding A.Ş, ... San. İnş. Tarım ve San. İşlet. Tic. A.Ş, ... ve ... vekili Av.Serdar Bayburt dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı şirket temsilcilerinin yüksek faiz verileceği ve parasını istediği zaman geri alabileceği taahhüdünde bulunmaları üzerine müvekkillerinin belge karşılığında davalılara 100.000 DM verdiğini, davalıların aynı yöntemle binlerce gurbetçiden nakit para topladıklarını, müvekkillerinin paralarını istemelerine rağmen bugüne kadar ödeme yapılmadığını, hisse senetlerinin izinsiz olarak halka arz edildiğini, ... Grubu tarafından yapılan usulsüzlüklerin SPK ve diğer resmi kurum raporlarında açıklandığını, davalılar ..., ... ve ..."in de şirket yöneticisi olmaları nedeniyle diğer davalılarla birlikte zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkilleri ile davalı şirketler arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100.000,00 DM"nin karşılığı olan 102.250,00 TL"den şimdilik 7.500,00 TL"nin davalı tarafa verildiği tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Islah dilekçesiyle, davacıların davalı tarafa verdiği 11.501,00 EURO"nun karşılığı olan 36.688,19 TL"den dava dilekçesinde istenen 7.500,00 TL"nin düşülmesi ile kalan 29.188,19 TL"nin verildiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsili istenmiştir.
Davalılar vekili, zamanaşımı definde bulunmuş; davacıların davalı ... İnşaat Tarım ve San. İş. Tic. A.Ş"nin ortağı olduğunu, şirket pay defterinde davacıların müştereken kayıtlı ortak olduğunu, TTK"nın 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin mümkün olmadığını, şirketin de kendi paylarını temellük etmesinin mümkün bulunmadığını, davacıların dayandığı makbuzdaki imzaların davalılar ile hiç bir ilgisinin olmadığını, davacıların hata veya hileye maruz kaldığı ile ilgili talep ve beyanlarının Borçlar Kanunu"nun 31. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle dinlenemeyeceğini, davacıların müvekkili şirketlere her hangi bir para vermediğini, davacıların şirket paylarını üçüncü kişilerden edindiğini, davalı şirketlerin eski yöneticileri olan davalılar ..., ... ve ..."in herhangi bir sorumluluklarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın hak düşürücü süre itirazının ve zamanaşımı def"inin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davalı şirketlerin SPK"ya sunduğu 09.02.2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazılar dikkate alındığında davacıların ödediği miktardan sorumlu bulunduğu, davacının eda ettiği yemin karşısında davacının ödeme yaptığının kabulü gerektiği, davacıların şirket ortağı olduğu, davacılardan daha çok para alınmasına rağmen daha az hisse senedi verildiği, davalı tarafın ortaklığa ilişkin kabul ve ikrar ettiği miktarın mahsup edilmesi gerektiği, davalı şirket yöneticilerinin şahsi sorumluluğunu gerektirir bir delil bulunmadığı, davalı ... İnşaat Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş"nin unvan değişikliği sonrası ...ye devredilmek suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği gerekçesiyle; davalılar ..., ... ve ... yönünden, adı geçen davalıların kişisel sorumluluklarını gerektirir bir durumun varlığı ispatlanamadığından davanın reddine, davalı ...Ş. yönünden davacıların şirket ortağı olmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının reddine, davanın kısmen kabulüne, 7.500,00 TL"nin dava tarihi olan 09/07/2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi ile birlikte kalan 15.130,51 TL"nin dava tarihi olan 09/07/2010 tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte olmak üzere toplam 22.630,51 TL"nin belirtilen kısımlarına dava tarihinden itibaren belirtilen şekilde faiz uygulanmak suretiyle davalı ...den tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili ve davalı şirketler vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar ... Holding A.Ş. ve ... İnş. Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş. (birleşerek yeni unvanı ... Holding A.Ş.) vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacıların yedindeki hisse senetlerinin bir bölümünün devredilerek kazanç elde ettiği, buna ilişkin bir kısım belgelerin ibraz edildiği, davacının da yargılama sırasında zaman içerisinde bir kısım parasını geri aldığını karşılığında belgeler verildiğini, elindeki bir kısım makbuzları ve şirket hisse senetlerinin geri alındığını beyan ettiği, davacının iktisap ettiği bedelin alacak talebinden düşülmediği savunulmakla, dava konusu edilen alacağın belirlenerek davacı tarafından tahsil edilen bir bedelin bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin kurulabilmesi için sözleşme ehliyeti, hukuka, ahlaka, adaba uygunluk, ifa imkansızlığının bulunmaması, irade ile beyan arasında uyum, geçerlilik şeklinin arındığı hallerde bu şekle uygunluk gerekmekte olup, bu unsurlardan birinin eksikliği halinde ortada irade açıklaması bulunmasına rağmen, bu irade bir borç doğurmayacaktır. (Bkz. Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu Borçlar Genel Hukuku Genel Hükümler, 2. baskı, sayfa 50) 818 sayılı BK"nın 28. maddesine göre hile, diğer tarafta sözleşme yapma düşüncesini uyandıran ya da bu düşünceyi güçlendiren gerçeğe aykırı eylem ve davranışları ifade eder. Hile nedeniyle sözleşmenin geçersiz sayılabilmesi için kişide aldatma kastının bulunması gerekir. Buna göre kişinin ileri sürdüğü ya da açıklanan zorunluluğu bulunmadığı halde susmuş olduğu nitelikler, karşı tarafı sözleşme yapmaya ikna etme veya sözleşme düşüncesini pekiştirme amacıyla ortaya konulmuş olmaktadır. Kişi bu eylem ve davranışlarda bulunmasaydı diğer tarafın bu sözleşmeyi yapmayacağı bilinç ve düşüncesinde olmalıdır. Aldatma kastında, kişiyi gerçek dışı eylem ve davranışlarda bulunmak suretiyle sözleşme yapmaya ikna etme düşüncesi vardır. Bir başka ifadeyle, sözleşmenin yapılması ile aldatma eylemi arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Hileye uğrayan kişinin iradesi sakatlanmıştır. Bu nedenle sözleşmeyi iptal etme hakkına sahiptir. Sözleşmenin iptali halinde tarafların aldıklarını iade yükümlülüğü doğacaktır.
Somut olayda davacılar vekili, istenildiği her an iade edileceği, yüksek faiz verileceği garantileriyle müvekkilinden belge karşılığında para tahsil edildiğini, müvekkilinin ortak olmadığını, davalı şirketlerin ikincil kayıtlar tuttuğunu ileri sürmüş, davalılar ise davacının şirket ortağı olduğunu, şirket ortağının sermaye olarak verdiğini geri isteyemeyeceğini savunmuşlardır.
Davalı şirketlerin birleşmesi ve kayda alınması amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu"na kendilerinin verdikleri 09/02/2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazıların ekine ortak olunan şirkete verilen sermaye katılım bedelleri ile kişiler arasındaki hisse değişimine ilişkin ödeme ve tahsilatlara dair bir takım listeler eklenmiştir. Her ne kadar davalı şirketler hissedarlar arası hisse devri sırasında devreden hissedarın tahsil ettiği miktarların telefon, mektup ve sair yöntemlerle yapılan araştırma sonucu tespit edildiğini, tahsil edilen paranın şirket kasasına girmediğini savunmuşlarsa da, SPK"ya sunulan söz konusu yazı ekindeki listelerin hiçbir dava dosyasına davalılar tarafından sunulmamış olması, 14/09/2000 tarihli SPK denetim raporunda aynı kişiler ve aynı yöntemlerle ... dışında para toplandığı, bu toplanan paraların davalılar tarafından kayda alındığı, havayoluyla paraların Türkiye"ye nakledildiği, organize şekilde hareket edildiği şeklinde tespitlere yer verilmesi, yine 09/05/1999 tarihli tutanakta ... Havalimanı Dış Hatlar Geliş kapısında yapılan kontrolde ..."a ait çanta içinde TL, DM cinsi yüksek miktarda para ile altın bilezik gibi emtianın tespit edildiği, ..."un imzalı ifadesinde, ... şirketinin ..."daki temsilcisinin hisse senetlerini sattıktan sonra paraları ve altınları Türkiye"deki ... şirketine götürmesi amacıyla kendisine teslim ettiğini ifade etmiş olması karşısında davalı şirketlerce ikincil kayıtlar tutulduğunun kabulü gerektiği, yine pek çok dosyaya sunulan davalı ... imzalı mektupta ortaklıktan ayrılmak isteyenlerin üç ay önce bildirmeleri halinde paralarını alabileceklerinin belirtilmesi birlikte değerlendirildiğinde, ... Grubu bazı şirketlerin fiili ve hukuki irtibat halinde oldukları, birlikte hareket ederek para toplama amacıyla "Ortaklık Durum Belgesi", "Hisse Senedi" gibi sair belgeler karşılığında istenildiğinde derhal ve işlemiş kâr payı ile birlikte iade edileceği taahhüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, tahsil ettikleri parayı ise muhasebe kayıtlarına yansıtmayarak para iade taleplerini reddettikleri, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, böylelikle davalıların haksız fiilde bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, davalı şirketlerce SPK"ya yazılan 09/02/2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazılar ekindeki listeler dikkate alınarak ve taleple bağlı kalınarak tespit edilen alacağın tahsiline dair hüküm kurulması gerekirken, yanlış değerlendirme ile ikincil kayıtlar bulunmadığı, davacının şirket ortağı olduğu gerekçesiyle söz konusu listedeki miktarlardan hisse senetlerinin nominal bedeli düşülerek eksik tahsil hükmü kurulması yerinde görülmemiş, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
4- Öte yandan, olay tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 336. maddesi uyarınca davalılar ..., ... ve ... hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesi de doğru değildir. Zira, 6762 sayılı TTK"nın 336/5. maddesinde tarif edilen gerek kanunların gerekse sözleşmelerin kendisine yüklediği sair vazifelerin kasten ve ihmal neticesi yapılmaması, TTK"nın 321/son maddesinde de, temsile ve idareye salahiyetli olanların vazifelerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden anonim şirketin sorumlu olacağı hükme bağlandığından davalıların da davalı şirketlerin yönetim kurulu başkanı ve üyeleri olarak gerek MK"nın 50. maddesi gerekse de TTK"nın 321/son maddesi uyarınca zarardan sorumlu tutulabileceği ve bu nedenle kendilerine husumet yöneltilebileceği gözetilmeksizin bu davalılar yönünden dahi husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
5- Bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... Holding A.Ş. ve ... İnş. Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş. (birleşerek yeni unvanı ... Holding A.Ş.) vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... Holding A.Ş. ve ... İnş. Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş. (birleşerek yeni unvanı ... Holding A.Ş.) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar ... Holding A.Ş. ve ... İnş. Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş. (birleşerek yeni unvanı ... Holding A.Ş.) yararına, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin herbir taraftan alınarak yek diğerine verilmesine, 08.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.