21. Hukuk Dairesi 2015/149 E. , 2015/10517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/11/2001 olduğunun ve davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/11/2001-29/11/2011 tarihleri arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 05/09/2007-29/01/2011 tarihleri arası 2008 yılı temmuz ve Ağustos aylarındaki 25 günlük süre hariç davalı nezdinde kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına, dava dışı işyerlerinden 07/06/2008 tarihinde .... 01/01/2009 tarihinde .... tarafından işe giriş bildirgelerinin Kuruma verildiği, yine 07/06/2008-01/07/2008 tarihleri arası .... tarafından, 01/01/2009-30/09/2011 tarihleri arası .... tarafından bildirim yapıldığı, 29/01/2011 tarihinde işyerinde iş kazası geçiren davacı, söz konusu kazayla ilgili olarak kolluğa verdiği beyanda yaklaşık 3 yıldır işyerinde çalıştığını, Kurum denetmenine verdiği beyanda ise 01/01/2009 tarihinde başladığını ve sürekli davalı nezdinde çalıştığını, kendi adına bildirim yapılan işyerlerinin davalının akrabalarına ait olup buralarda çalışmadığını belirttiği, davacının Habur sınır kapısından 09/05/2007 tarihinde giriş, 12/06/2007 tarihinde çıkış kaydının bulunduğu, davacını 23/05/2004-23/08/2005 tarihleri arası askerlik hizmetini ifa ettiği, davalıya ait işyerinin 01/01/1994 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, davacı tarafından gösterilen tanıklarla komşu işyeri tanıklarının fiili çalışmayı doğruladıkları, iş kazasına maruz kalan davacı hakkında Kurum denetmenlerince düzenlenen rapora göre davacının 29/01/2011 tarihinden sonra çalışmadığı tespit edilerek bu tarihten sonraki çalışmaların Kurum tarafından iptal edildiği, anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının kolluğa ve Kurum müfettişine verdiği beyanlar arasındaki çelişkilerin giderilmediği, uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak biçimde dönem bordrolarının getirtilmediği, bordro tanıklarının resen tespit edilip dinlenmediği, davacının 12/06/2007 tarihinde yurt dışına çıkış kaydının bulunduğu halde tekrar yurda giriş tarihinin tespit edilmediği böylece davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
Yapılacak iş; öncelikle davacının kolluğa ve Kurum denetmenine verdiği beyanları açıklattırılarak, hüküm altına alınan dönemi kapsayacak şekilde Kurumdan dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, gerekirse Kurum, vergi idaresi, belediye ve emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, yine 12/06/2007 tarihinde yurt dışına çıkış kaydı bulunan davacının tekrar yurda giriş tarihini belirlemek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."ne iadesine, 11/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.