23. Hukuk Dairesi 2014/10853 E. , 2015/6502 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2012
NUMARASI : 2006/800-2012/340
Taraflar arasında görülen alacak davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 08.09.2014 gün ve 2013/7385 Esas, 2014/5415 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
Davacı vekili, 10.08.2005 tarihinde müvekkilinin anlaşacağı TV şirketlerinde yayınlanacak programlara izleyicilerin aktif olarak, katma değerli arama ve kısa mesaj aracılığıyla katılımlarını temin amacıyla davalıyla sözleşme imzaladıklarını, sözleşme gereği davalı tarafından servis numarası temin edileceğini, gelen numaralara ilişkin IVR ve SMS hizmeti vereceğini, aranan numaraya ilişkin GSM operatöründen gelen raporların müvekkiline iletileceğini, operatörden tahsil edeceği net tutarı sözleşmedeki gelir paylaşımı esasına göre müvekkiline ödemesi gerekirken, davalının söz konusu raporları iletmediği gibi GSM şirketinden tahsil ettiği tutarı da ödemediğini, bugüne kadar ödemesi gereken tutarın 600.000 Euro"dan fazla olduğunu, 26.09.2006 tarihli faturanın da davalı tarafından haksız olarak iade edildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 13. maddesi ile uygulanacak hukuk ve yetkili mahkeme konusunda Türkiye Cumhuriyeti Kanunları"nın uygulanacağı ve ihtilaf vukuunda yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olacağının hükme bağlandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.000 Euro alacağın ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının, sözleşme gereğince ödeme yapılması gereken tarihten itibaren bir yıllık döviz mevduatına uygulanan en yüksek banka mevduat faiz oranı üzerinden temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Viyana Mahkemeleri"nin yetkili olduğunu, davacının hak ettiği ödenmemiş alacağının bulunmadığını, aksine davalıya borçlu olduğunu, taraflar arasında 10.08.2005 tarihli sözleşme dışında 21.09.2005 ve 01.04.2006 tarihli sözleşmeler imzalandığını, müvekkilince sözleşme gereği üstlendiği yükümlülüklerini tam ve eksiksiz yerine getirildiğini, davacı taraf yetkilisi olan K.....üm ödemelerin İngiltere"deki ..... Co. şirketinin Türkiye"deki bir hesabına yatırılması talimatını verdiğini ve bu şirketin faturaları tanzim edeceğini bildirdiğini, ödemelerin davacı tarafın talimatıyla Wamac Trading Co şirketine gerçekleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 08.09.2014 tarih ve 2013/7385 E., 2014/5415 K. sayılı ilamıyla, somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 07.11.2005 tarihli ödemenin, Wamac Trading Co."ya yapılması talimatını içerir belge altındaki imzanın davacı şirket ortaklarından Kasım Garipoğlu adına ait olduğu davalı tarafça savunulmuş olup, bu imza ve belge içeriğinin davacı tarafça benimsenmediği, davalı tarafça ödemenin Wamac Trading Co."ya yapılmasına dayanak gösterilen 07.11.2005 tarihli talimat yazısında tek imza bulunduğu gibi, imzalayan şahsın davacı şirketin temsilcilerinden olduğunun da savunulmadığı, anılan temsilcinin, davacı şirket temsilcisi olduğuna dair herhangi bir belge sunulmadığı gibi, yetkisiz temsilci durumunda bulunan bu kişinin tahsile ilişkin işlemlerinin davacı şirket tarafından açıkça ya da taraflar arasında oluşan bir teamül ile örtülü olarak benimsendiğinin de ispatlanamadığı, diğer anlatımla, taraflar arasında dava konusu sözleşme tarihinden önce gerçekleşen başka tahsil işlemlerinin aynı temsilcinin tek imzası ile yapıldığı ve bunun davacı şirket tarafından benimsendiği ve taraflar arasında bu şekilde bir teamül oluştuğunun ispat edilemediği, tacir olan davalının 07.11.2005 tarihli talimat yazısının davacı Anonim Şirket yönünden bağlayıcı nitelikte olmadığını bilmesi gerektiği, bu durumda mahkemece, davalının, davacı şirketin talimatıyla dava dışı Wamac Trading Co. şirketine ödeme yaptığını ya da davacının 818 sayılı BK"nın 38. (TBK"nın 46.) madde hükmü uyarınca bu ödemeyi benimsediğini kanıtlayamadığının kabulü ile uyuşmazlığın esası incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma nedenine göre, davacı vekilinin alacağın miktarına yönelik temyiz itirazları şimdilik incelenmeksizin, davacı yararına bozulmuştur.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.