16. Hukuk Dairesi 2016/12831 E. , 2017/1333 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; Duruşma için belli edilen gün ve saatte taraflardan gelen olmadığı görülerek evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 121 ada 223, 228, 126 ada 29, 42, 47, 48, 130 ada ..., ..., 159 ada 524, 178 ada ..., 178 ada ..., 178 ada ..., 178 ada ..., 180 ada 50, 180 ada 51, 180 ada 58 181 ada ..., 60, 209 ada ... ve 225 ada ... parsel sayılı sırası ile ....070.54, 517...., ....721.80, 808.60, 516.91, 640...., 921.93, 771.78, 564.49, ....571.31, 892...., 977.49, 644...., 968.65, ....076.88, 453.77, 906.05, 740.26, ....060.88, 781,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 121 ada 223, 228, 126 ada 42, 47, 130 ada ..., 159 ada 524, 178 ada ..., ..., ..., 181 ada 60, 209 ada ..., 225 ada ... parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına, 126 ada 29 ve 48 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş, 130 ada ... parsel sayılı taşınmaz irsen intikal taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ... adına tespit edildikten sonra hükmen ... adına, 178 ada ... ve 180 ada 58 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edildikten sonra hükmen aynı kişi adına, 180 ada 50 ve 51 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edildikten sonra hükmen aynı kişi adına ve 181 ada ... parsel sayılı taşınmaz ise irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edildikten sonra hükmen aynı kişi adına tescil edilmiş bu taşınmazlardan 180 ada 50 ve 51 parsel sayılı taşınmazlar satış nedeniyle bilahare ... adına tescil edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri, miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmış, aynı iddiaya dayalı olarak ... ... tarafından açılan dava dosyası da iş bu dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve müşterekleri ve birleşen davacı ... ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı taraf dava konusu taşınmazların davalı taraf ile müşterek murisleri olan... ..."dan intikal ettiğini ve muris terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek miras paylarına dayalı olarak dava açmış, davalı taraf ise taşınmazların müşterek muristen kaldığını, buna karşın kök muris ... terekesini 1930"lu yıllarda üç erkek çocuğu arasında paylaştırdığını, bu tarihten itibaren taşınmazların önce murisleri, daha sonra ise mirasçıları tarafından kullanıldığını, zaman içerisinde ise kullanılan yerlerin birbirinden ayrıldığını ve bu şekilde taşınmazların adlarına tespit edildiğini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazların tarafların ortak murisi ... ... geldiğinde ihtilaf bulunmadığı, taşınmazların kullanımlarının 50 – 60 yıldır davalı tarafta bulunduğu, kullanıma davacı tarafça bu güne kadar itiraz edilmediği, bu nedenle bu süre zarfında kullanımın davalı tarafta olmasının paylaşıma karine sayılacağı gerekçe gösterilmek sureti ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; anılan gerekçeye ancak taksim iddiasına dayalı bulunan davalarda paylaşımın başka delillerle kanıtlanamadığı ve insan ömrünü aşar şekilde bir kullanım bulunduğu hallerde dayanılması mümkündür. Buna karşın; davalı tarafın taksim savunması söz konusu olmadığı gibi yukarıda sözü edilen muris ... terekesinin 1930"lu yıllarda üç erkek çocuğu arasında paylaştırdığı yönündeki savunmaları da murisin sağlığındaki bir paylaşım (paylaştırma) iddiasına yönelik bulunmasına göre taksim savunması niteliğinde olmayıp hibe savunmasına yöneliktir. Bu halde uyuşmazlık; öncesinin müşterek (kök) murise ait olduğu taraflar arasında çekişmesiz olan taşınmazların murisin sağlığında davalılar murislerine bağışlanıp bağışlanmadığı noktasında toplanmaktadır. Ne var ki; mahkemece, bu yön üzerinde durulmamış, mahalli bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların kök murisin sağlığında davalı taraf murislerine bağışlanıp bağışlanmadığı hususu sorulup saptanılmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemez. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde özellikle bağış olgusunu bilebilecek yaşta, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından müşterek murisin sağlığında dava konusu taşınmazların davalılar murislerine bağışlanıp bağışlanmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar göz önünde bulundurulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 06.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.