16. Hukuk Dairesi 2015/5570 E. , 2017/1331 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 369 ada ... parsel sayılı ....902,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş, daha sonra imar uygulaması nedeniyle ifrazı sonucunda 611 ada ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar oluşmuştur. Davacı ..., ifraz ile oluşan 611 ada ... parsel sayılı 353,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hakkında satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmış, bu mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya davaya Kadastro Mahkemesi sıfatı ile bakılmak üzere ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmiştir. ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nce (Kadastro Mahkemesi sıfatı ile) yapılan yargılama sonunda çekişmeli 611 ada ... parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin davacı ... adına doldurulmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve dahili davalılar ... Büyükşehir Belediyesi, ... Genel Müdürlüğü ve ... sıfatı ile ... Defterdarlığı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesi ile taşınmazın malik hanesinin davacı adına doldurulmasına karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., dava konusu 611 ada ... parsel sayılı taşınmazı ........1969 tarih ve 015501 sayılı satış senedi ile satın aldığı ve bu senedin düzenlendiği tarihten beri taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Çekişmeli 611 ada ... parsel sayılı taşınmazın ifrazen geldisi olan 369 ada ... parsel sayılı taşınmazın tespiti 1959 yılında yapılmış olup, davacının iddiası tespitten sonraki nedene dayanmaktadır. Bu tür uyuşmazlıkları çözmek Kadastro Mahkemesinin görevi dışında bulunmakta olup, mahkemece davacının iddiası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, esasa girilerek karar verilmesi isabetli bulunmamaktadır. Diğer taraftan dava konusu taşınmazın kök kaydı olan 369 ada ... parsel sayılı taşınmaz, 1959 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1957/953 Esas sayılı dosyasında tescil davasına konu olduğu belirtilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit görmüş, malik hanesi açık iken 1990 yılında yapılan imar uygulaması neticesinde de iş bu dava konusu 611 ada ... parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 611 ada ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ifraz edilmiştir. 369 ada ... parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağında belirtilen ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1957/953 Esas sayılı dosyasının, dosya kapsamındaki bilgi belgelerden ... Asliye Hukuk Mahkemesi"ne görevsizlik kararı verilmek suretiyle aktarıldığı, bilahare ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1966/781 Esas, 1966/573 Karar sayılı ilamı ile işlemden kaldırıldığı ve ..."ya gönderilmesi nedeniyle bulunamadığı anlaşılmaktadır. 369 ada ... parsel sayılı taşınmazın ifrazen gittileri olan 611 ada ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların dosya arasında bulunan tapu kayıtlarında ise anılan taşınmazların beyanlar hanesinde ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1952/241 Esas, 1956/1033 Esas ve 1957/293 Esas sayılı dava dosyalarında davalı oldukları belirtilmiş olup bu taşınmazların malik hanelerinin de halen açık bulunduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar karşısında 369 ada ... parsel sayılı taşınmaz ile bu taşınmazın tedavülleri olan dava konusu 611 ada ... ve dava dışı 611 ada ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların malik hanelerinin açık olduğunun anlaşılmış olması ve davanın Kadastro Mahkemesinde görülmesi karşısında 611 ada ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların bir bütünden geldiği düşünülüp, 611 ada ..., ... ve ... parsellerle ilgili dava dosyaları temyize konu bu dosya ile birleştirilerek taşınmazların tümü hakkında hüküm kurulmak suretiyle malik hanelerinin doldurulması gerekirken, yalnızca 611 ada ... parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin doldurulmasına yönelik hüküm kurulması da isabetli değildir. Hal böyle olunca; öncelikle 611 ada ..., ... ve ... parsellerin de iş bu davanın konusunu oluşturduğu göz önünde bulundurularak anılan parseller bu dosya ile birleştirilmeli, 369 ada ... parselin tutanağında belirtilen dava dosyası ile 611 ada ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak tespitten önce açıldığı anlaşılan dava dosyalarının sonuçlanıp sonuçlanmadığı araştırılmalı, akıbetleri kesin olarak belirlenmeli, sonuçlanmamış ve 369 ada ... parsel ile irtibatları bulunmakta ise iş bu dosya ile birleştirilmeli, sonuçlandı ise anılan dosyalar iş bu dosya arasına alınarak irtibatları ölçüsünde birlikte değerlendirme yapılmalı, 369 ada ... parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının edinme ve beyanlar hanesinde lehine tespit yapılan tüm tarafların davaya katılımı da sağlanarak taşınmazın tümü hakkında malik hanelerinin doldurulmasına yönelik hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."na ve ... Genel Müdürlüğü"ne iadesine, 06.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.