21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/7397 Karar No: 2015/10502 Karar Tarihi: 11.05.2015
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/7397 Esas 2015/10502 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2015/7397 E. , 2015/10502 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, 2009/263 esas 2014/98 karar sayılı ve 22.01.2014 tarihli ilamı ile maddi tazminat talebinin reddine, 7.500,00- TL manevi tazminatın 07.01.2003 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davalı vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizce manevi tazminatın fazla olması nedeniyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 4.000,00- TL manevi tazminatın 07.01.2003 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Temyizin kapsam ve nedenleri dikkate alındığında manevi tazminatın takdirine ilişkin karar isabetlidir. Ancak hüküm altına alınan manevi tazminata uygulanacak faizin başlangıcında hataya düşüldüğü görülmektedir. HMK 26. (HUMK. nun 74) maddesi gereğince hakim, kural olarak iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına hüküm veremez. Gerçekten davacı dava dilekçesinde hüküm altına alınacak manevi tazminata 17.01.2003 tarihinden itibaren faiz işletilmesini istemiştir. Öte yandan olay tarihinin 17.01.2003 olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca hüküm altına alınan tazminata uygulanacak faizin 17.01.2003 tarihi yerine, 07.01.2003 tarihinden başlatılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK"nun 370/2. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasında faiz başlangıcına ilişkin olarak yazılı bulunan “07.01.2003” tarihinin silinerek yerine; “17.01.2003” tarihinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 11/05/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.