Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/6415
Karar No: 2010/1051
Karar Tarihi: 16.03.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/6415 Esas 2010/1051 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2009/6415 E.  ,  2010/1051 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Acıpayam Sulh Hukuk Hâkimliğinden verilen 22.07.2009 gün ve 857/659 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar, 289 ada 3 parsele müştereken malik olduklarını, ancak batı sınırında 2 parsel ile ortak olan duvarın yarısı ile doğu sınırında bulunan 4 parsel ile ortak olan duvarın yarı hissesinin kendilerine ait olduğunu iddia ederek 2 ve 4 parsellerin kısmen iptali ile adlarına kayıtlı 3 parsele ilave edilmek suretiyle tescilini talep etmişlerdir.
    Davacılar ...ve ...’un açtığı davanın HUMK.nun 409.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, davacı ...’in davasının dava şartından reddedilmesi üzerine Daire 08.12.2005 tarih, 2005/7905 Esas, 8291 Karar sayılı ilamı ile, “davacı ...’in 289 ada 3 parsele müşterek malik olduğundan tapu iptali ve tescil davası açabileceği ve davanın TMK.nun 721.maddesi hükmüne göre değerlendirilmesi gerektiği” açıklanarak bozulmasına karar verilmiştir. İkinci kez davanın reddedilmesi sonucu, Daire bu sefer 03.07.2008 tarih, 2008/3430 Esas, 2008/3730 Karar sayılı ikinci bozma ilamında, “bozma gereklerinin yerine getirilmediği ve uyuşmazlık konusu 289 ada 2 sayılı parselin malik...’dan, 21.09.2001 tarihinde ...’e ve ondan da tapuda yapılan satış ve devirle 26.01.2006 tarihinde ilk malik...’ın gelini ...’a satılması nedeniyle ...’a ait delillerin toplanması gerektiğine işaret etmiştir.”
    Mahkemece, ikinci bozmaya uyulması üzerine yapılan yargılama sonunda dava konusu 289 ada 4 sayılı parsel hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, aynı ada 2 sayılı parsele ilişkin davanın ise, son malik ...’ın iyi niyetli bulunması ve davacının davasını kanıtlamaması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine, 22.07.2009 tarihli yerel mahkeme hükmü davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Dairece yapılan 08.12.2005 gün, 2005/7905 Esas, 2005/8291 Karar sayılı bozma ilamında “…davacılar, ortak sınırın 2 ve 4 parseller içerisinde davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek yarı oranında iptal ve tescilini istemişlerdir. Ortak sınır kural olarak taraf taşınmazları kapsamında olmayan bir yerdir. 4721 sayılı TMK.nun 721.maddesi hükmüne göre taraf taşınmazları ayırmaya yarayan duvar, parmaklık ve çit gibi sınırlar aksi ispat edilmedikçe her iki komşunun paylı malı sayılır. Mahkemece anılan kural gözönünde tutulmaksızın yazılı gerekçeyle davacı ...’ın davasının reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacılar, ortak sınırların aralarında paylı mülkiyet esasına tabi olduğunu ileri sürdüklerine göre bu hususun gereği gibi araştırılması…davacı ...’ın miras yoluyla gelen ve kendi payı da gözönünde tutularak TMK.nun 721.maddesi hükmü uyarınca hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir…” denilmiştir. Bu durum karşısında davacı ...’ın iddiasını kanıtladığı değinilen ve uyulan bozma ilamıyla Süleyman yararına usulü kazanılmış hak doğmuştur. Bu nedenle davacı ... açısından davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
    Uyuşmazlık konusu 289 ada 2 sayılı parseli 26.01.2006 tarihinde satın alan ve HUMK.nun 186.maddesi gereğince davaya katılması sağlanan ...’ın durumuna gelince; davalı ... dosyadaki bilgi ve belgelere göre...’ın gelini olup Yusuf’un oğlu ... ile evlidir. Davalı ... aynı köyde oturduğuna ve taşınmazın ilk maliki...’ın oğlu ile evli bulunduğuna göre taşınmazın dava konusu olduğunu ve Süleyman’ın hakkının bulunduğunu bilen, bilmesi gereken ve bilebilecek durumda olan kişilerden olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle davalı ... TMK.nun 1024.maddesi karşısında aynı kanunun 1023. maddesinde açıklanan tapu kütüğüne güven ilkesinden yararlanamaz, iyi niyeti korunamaz ve iyi niyetli sayılamaz. 14.02.1951 tarih ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; “…Vakı-a ve karinelerden olayda kanunen iyi niyet iddiasında bulunmayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötü niyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine sebep ve vecih kalmayacağından dava hakkının doğumunu sağlayan veya bertaraf eden iyi ve kötü niyetin bu durumda mahkemece resen nazara alınabileceğine …” denilmektedir. 08.11.1991 gün ve 4/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ise “…tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmaz malı iktisap eden kimseye karşı MK.nun 931.maddesinde öngörülen iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle açılan tapu iptali davalarında, dava açma iradesinin iktisabın kötü niyete dayalı olduğu iddiasını da taşıdığına, kaldı ki öyle olmasa bile buradaki kötü niyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle itiraz niteliğinde bulunduğu ve bu nedenle yargılama sona erinceye kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan her zaman ileri sürülebileceğine…”açıklamasına yer verilmiştir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ve açıklanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarının kapsamları karşısında davalı ...’ın somut olayda kötü niyetli olduğu, mahkemece de bilindiğinden kendisinin ayrıca taşınmazı satın almada iyi veya kötü niyetli olup olmadığının araştırılmasına gerek bulunmamaktadır.
    O halde; davacı ... açısından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı ve dosya kapsamına uymayan gerekçeyle reddine karar verilmiş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davacının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 16.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi